İRANA GİDECEĞİM!

İran büyükelçisinin kendisini ziyarete geldiğini ve kendisini İran'a davet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, İran'a gideceğini söyledi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iftarında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği politikalarla hazırlanan bir tuzağa düştüğünü, hem dünyada hem de bölgede yalnızlaştığını savunarak "Türkiye hem kendi bölgesinde, hem dünyada yanlızlaşan bir ülke haline geldi. Başbakan tek başına kaldı. Bu dış politika ile Türkiye'nin yol alacağını sanmıyorum. Bu nasıl telafi edilir, çok zor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, seçimler ve başörtüsüne ilişkin yaptığı açıklamada da "Kadın adayların sayısı ve gençlerin sayısı daha fazla olacak bu seçimlerde. Zaten yüzde 33 cinsiyet, yüzde 10 gençlik kotamız var. Başörtülü kişiler de adaylığa başvurabilir yasal bir engel yok" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği politikalarla hazırlanan bir tuzağa düştüğünü, hem dünyada hem de bölgede yalnızlaştığını savunarak "Hükümetin komşularla ilişkisi, sıfır sorun diye başladı. Şimdi barış içinde yaşadığımız bir komşu yok. Türkiye hem kendi bölgesinde, hem dünyada yanlızlaşan bir ülke haline geldi. Başbakan tek başına kaldı. Bu dış politika ile Türkiye'nin yol alacağını sanmıyorum. Bu nasıl telafi edilir? Çok zor" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti bir sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse, oturup o ülkenin dış politikasını sorgulamanız gerekiyor" dedi.

CHP lideri Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından düzenlenen iftarda gazetecilerin güncel siyaset, ekonomi ve dış politikaya yönelik sorularını yanıtladı.

"TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ TEHLİKE ALTINDA!"

CHP lideri Türkiye'de demokrasinin tehlikede olduğu görüşünü ifade ederek "Türkiye'de demokrasi tehlikededir. Yargının bağımsızlığına inanan var mı, yargı bağımsız değilse, o zaman demokrasi yoktur. Medya özgür değilse demokrasi yoktur. Bir ülkenin anayasası değişecek, üniversiteleri konuşmayan bir ülkede, demokrasiden söz edilebilir mi?" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın "Yüzde 10 seçim barajını biz getirmedik" şeklindeki açıklamasını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda şu görüşleri ifade etti: "Bir Başbakan çıkıp şunu söyleyemez: 'Yüzde 10 seçim barajını biz getirmedik'. Kim getirdi, Kenan Evren ve arkadaşları. Yüzde 10 seçim barajını kim savunuyor, Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları. Ne fark var ikisinin arasında, Kenan Evren diktatör değil miydi? Diktatördü, apoletleri vardı. Recep Tayyip Erdoğan da diktatör, apoletleri yok. Batıda Oscarlı, Nobel ödülü almış pek çok aydın, hükümeti eleştirdi. Bugün ne söylüyor? 'Sözde sanatçılar' diyor, insaf yani. Oscar ödülü alana siz, 'sözde sanatçılar' derseniz, kimse Kusura bakmasın ama, kendinizi değil, Türkiye'yi de rezil etmiş olursunuz. Ben bu kadar sert konuşmayıp da, ne söyleyeyim Allah aşkına. Bazen söylediklerine yanıt vermek istemiyorum. Ama sizler soru sorduğunuz için mecburen bu konulara giriyorum. Bana sorarsanız ona yanıtları, psikologların vermesi lazım."

"KOMŞULARLA SIFIR SORUN DENDİ, BARIŞ İÇİNDE OLDUĞUMUZ KOMŞU YOK"

Toplantıda dış politikayla ilgili soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, İran büyükelçisinin kendisini ziyarete geldiğini ve kendisini İran'a davet ettiğini belirterek, koşullar uygun olursa, İran'a gideceğini söyledi. Kılıçdaroğlu "Hükümetin komşularla ilişkisi, sıfır sorun diye başladı. Şimdi barış içinde yaşadığımız bir komşu yok. Şimdi izlediği politika ile Türkiye'yi bir tuzağın içine soktu. Irak, İran, Suriye, kesinlikle aynı görüşte olmadığımız, sıkıntı yaşadığımız ülkeler oldular. Barış içinde yaşarken, tamamiyle kavgalı olduk. Türkiye dünyada, Ortadoğu'da yanlızlaştı, Başbakan tek başına kaldı. Türkiye hem kendi bölgesinde, hem dünyada yanlızlaşan bir ülke haline geldi. Bu dış politika ile Türkiye'nin yol alacağını sanmıyorum. Bu nasıl telafi edilir, çok zor" diye konuştu.

"SURİYE"DE DENGELER OKUNAMADI"

Suriye'nin birlik, bütünlüğünden söz edecekken, gelinen aşamada Suriye'nin parçalanmasından söz edildiğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle dedi: "İlk kez Suriye'nin kuzeyi lafını kullanan Başbakandır. Ben kendisini eleştirmiştim. Şimdi Suriye'nin kuzeyini artık hepimiz konuşuyoruz. PYD yöneticilerinin buraya getirilmesi, şu veya bu şekilde onlara bir şeyler söylenmesi, akan suyun önüne barajı koysanız bile o artık durmaz. İzlediğiniz politikanın bedelini size ödetecekler. Siz dünya dengelerini okumadan Suriye'ye bodoslama girerseniz, Suudi Arabistan'dan, Katar'dan para gelecek, radikal grupları alacağım Türkiye'de eğiteceğim, cebine para koyacağım, göndereceğim Suriye'ye Esad'ı devirecekler... Hani Cuma namazı kılacaktın Suriye'de ne oldu? İki haftalık ömrü kalmıştı ne oldu? Dengeleri iyi okumanız gerekiyor. Bugüne kadar Türkiye'yi bu kadar dış politikada açmaza sokan başka bir Dışişleri Bakanı geldi mi? Her alanda açmaz içindeyiz, ayakları yere basmıyor. Dünyaya nizam vermeye çalışıyor. Bir ara Rusya'yı dize getirecekti. Allah akıl fikir versin. Suriye, Mısır, Irak ile ne alıp veremediğimiz vardı. Hani biz Ortadoğu'da ağabeylik yapıyorduk. Şimdi aman Türkiye gelmesin noktasına geldik. Hem dünyaya nizam vereceksin, hem oyun kurucuyum diyeceksin, sonra oyuncak haline geleceksin. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir sorunu çözmek için PYD'e muhtaç hale gelmişse oturup o ülkenin dış politikasını sorgulamanız gerekiyor. İşin Türkçesi budur. "

CHP lideri, Suriye'nin kuzeyindeki oluşumun tehdit olarak görülüp görülmediği yönündeki soruya ise "Biz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız ve Türkiye'nin ve hükümetin bu konuda ortak bir politika izlemesi gerektiğine inanıyoruz" yanıtını verdi.

"İŞ DÜNYASINA GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR"

Kemal Kılıçdaroğlu, Maliye tarafından Koç Grubu şirketlerinden Tüpraş ve Aygaz'da başlatılan aramalı incelemeyle ilgili soruyu yanıtlarken, "Ben uzun yıllar, devlette hesap uzmanlığı yaptım, yaklaşık 12 yıl yaptım. 12 yıl içinde, sadece bir kez arama kararı aldırdık. Arama kararı için olağanüstü koşulların olması gerekiyor. Tüpraş ta yapılan inceleme olağan bir vergi incelemesi değildir. Bakan buna olağan bir inceleme diyorsa da bunun olağan bir inceleme olmadığını herkes biliyor. Vergi incelemelesi olur mu, elbette olur. Denetlenecek mükellefi objektif olarak belirlemek lazım. Ben istediğimi denetlerim diye yola çıkılmaz" dedi.

Kılıçdaroğlu, vergi incelemesi için objektif kriterlerin gerekli olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Tüpraş ta yapılan, aramalı vergi incelemesi, Sayın Başbakan "Hesabını verecekler" dedikten sonraki bir incelemedir. Vergi incelemesi, bu incelemenin objektif olmadığını gösteriyor. Bununla iş dünyasına göz dağı vermek istiyorsa, bu daha da vahimdir. Denetimi siyasi otorite emrine vermek, beğenmediği kişiyi, ben inceleyeceğim ve hesabını soracağım mantığı ile yola çıkarsanız, iş dünyası dahil toplumun birçok kesime göz dağı verirsiniz. Erdoğan bunu yapmak istiyor ve bunu da yapıyor."Bu konuda CHP'nin muhalefeti yerine iş dünyası meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının tepki vermesinin daha doğru olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu "Arzumuz odur ki buna tek başına muhalefetin itiraz etmesi yetmez, önce TOBB, Ankara ve İstanbul sanayi ve ticaret odalarının tümümün itiraz etmesi lazım. İtiraz etmezler ve denetim siyasallaşırsa, bir süre sonra bunun kendilerine de uzadığını göreceklerdir. Biz muhalefet olarak görevimizi yapacağız. Arkadaşlarım bu konuda çaba harcıyorlar. Bizden çok daha önemli olanı, meslek örgütlerinin, iş dünyası sivil toplum kuruluşlarının harekete geçmesidir".

GEZİ SONRASI

Kılıçdaroğlu Gezi olaylarıyla ilgili değerlendirmesinde de "Gezi olayları sonrası gençliğin sesine kulak vermemiz gerekir. O konuda arkadaşlarımız sadece İstanbul'da değil, bütün illerde çalışıyor. Kadın adayların sayısı ve gençlerin sayısı daha fazla olacak bu seçimlerde. Zaten yüzde 33 cinsiyet, yüzde 10 gençlik kotamız var. Başörtülü kişiler de adaylığa başvurabilir yasal bir engel yok" dedi.

"MHP İLE İTTİFAK SÖYLEMİ NERDEN ÇIKIYOR?"

Kılıçdaroğlu, seçim yasasıyla ilgili soru üzerine, seçim yasasının 12 Eylül'ün bir ürünü olduğunu ifade ederek, "Millet kendi vekillerini seçmeli. Lider sultası sona ersin. Bu sona ererse yasama organı bir liderin iki dudağı arasında çalışmaz. Zaten sorunumuz burada. seçim yasasının değişmesi lazım. KKTC'nin seçim yaşası bizden çok daha iyi" dedi. MHP ile yerel seçimlerde ittifak yapılacağı yönünde kamuoyunda tartışmalar bulunduğu şeklindeki bir soruya Kılıçdaroğlu "Böyle bir pazarlık, görüşme ya da anlaşma söz konusu değil. Bu tartışmalar nerden çıkıyor, bu neden tartışılıyor ben de anlamıyorum.. Biz de gazetelerden hayretle okuyoruz" dedi. CHP lideri yerel seçim adayları üzerinde parti olarak çalıştıklarını, ancak bu aşamada isimler konusunda bir açıklama yapamayacaklarını söyledi.

SARIGÜL İLE CHP İLİŞKİSİ

CHP'nin Mustafa Sarıgül ile ilişkisi konusundaki bir soruya Kılıçdaroğlu "Bu soru bana her gittiğim yerde soruluyor. Hiçbir ilişkimiz yoktur. Sarıgül kendisine göre başarılı bir belediye başkanı. Biz hiçbir zaman, niye partimize geldin diye bir şey sormayız. Sarıgül 3 bin kişiyle geliyor dendi. Biz de neden 3 bin, 5 bin hatta 10 bin kişi ile gelin dedik. Biz herkesi kucaklarız. Bir kitle partisiyiz" karşılığını verdi.

"DÖRT DÖRTLÜK İNSAN OLMAK İSTİYORUM"

Toplantıda, Başbakan'ın "Ben dört dörtlük aleviyim" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu "Ben de dört dörtlük bir insan olmak istiyorum. Kişinin inancı ile ilgili yorum yapmak, alevi, müslüman, hristiyan, musevi diye bakmak uygun değil. Her inanca, saygı göstermemiz gerekiyor. Sonuçta hepimiz insanız. Kişinin kimliği ne olursa, Kürt olur, Çerkez olur, Arap olur, Laz olur sonuçta bu bizim ülkemizin insanı. Bazen kavga ederiz,sonra beraber oluruz ve asla ayrılmak istemeyiz. Ben kendi ülkemi çok seviyorum. İnsanları ayırmak değil, birleştirmek gerekiyor" yanıtını verdi.

"ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ VE ÜÇÜNCÜ HAVAALANINA İHTİYAÇ YOK"

İstanbul'a yönelik projelerle ilgili bir soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu "İstanbul'da üçüncü köprüye de üçüncü havaalanına da ihtiyaç yok. Sabiha Gökçen Havaalanı biraz daha genişlerse, İstanbul'un havalimanı sorununun çözüleceğini uzmanlar söylüyor. 3. Köprüye ihtiyaç yok, ikinci, üçüncü tüp geçite ihtiyaç var. Yerin üzerindeki ağacı kesmek yerine, neden yerin altını kullanmıyorsun, niye doğayı tahrip ediyorsun, birilerine rant sağlamak, birilerine avantaj sağlamak için. Bütün yatırımlar İstanbul'a. Anadolu'da tek çekim merkezi kalmadı. Anadolu da yeni cazibe merkezleri yaratmak zorundayız" dedi. Kılıçdaroğlu, 3.köprü güzergahı üzerinde Ülker Grubu'nun daha önce alınmış arazileriyle ilgili sorulan bir soruya "Üçüncü köprü ile ilgili Ülker Grubu'nun almış olduğu arazilerin hesabının sorulması lazım. Sorun Ülker Grubu'nun almasında değil, sorun Ülker Grubu'na burayla ilgili projenin önceden haber verilmesinde" yanıtını verdi..