İrandan Suriye tehdidi

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Arakcı, Suriye'ye olası bir askeri müdahalenin tehlikeli sonuçları olacağını ve bunun söz konusu ülkeyle sınırlı kalmayacağını söyledi.

Dışişleri Bakanlığında gerçekleştirilen basın toplantısında gündeme dair soruları yanıtlayan Arakcı, BM Genel Sekreteri'nin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı Jeffrey Feltman'ın Tahran ziyareti ve Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile görüşmesine değinerek, "Sayın Feltman'a, İran'ın Suriye'ye olası bir askeri müdahale konusundaki tutumunu açık bir dille ilettik" dedi.

Arakcı, "Bazı ülkeler Suriye rejiminin kimyasal silah kullanıldığını iddia ederek ülkeye dış müdahale ortamını yaratmaya çalışıyor. Kimyasal silah kullanımı hangi şartlarda olursa olsun ve kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin kabul edilemez. İran, kimyasal silah saldırısının kurbanı olmuş bir ülke olarak bunu kesin bir dille kınamaktadır. Bizim inancımızda tüm kitle imha silahları İslam, ahlak ve insanlığa aykırıdır ve her şart altında kınanmaya mahkumdur" şeklinde konuştu.

"Suriye'deki kimyasal silah saldırısının terörist gruplarca gerçekleştirildiği Rusya'nın elinde bulunan uydu görüntüleriyle kanıtlanmıştır" ifadesini kullanan Arakcı, şöyle devam etti:

"Saldırının zamanlaması oldukça manidardır. Aklı başında hiç kimse BM denetçileri ülkedeyken böyle bir saldırı gerçekleştirmez. Terörist grupların denetçilerin ülkede bulunmasını fırsat bilerek böyle bir saldırı gerçekleştirerek yönetimi suçlaması oldukça mantıklıdır. Bunun yanında Rusya'nın yayınladığı birçok uydu görüntüsünde saldırının teröristlerin kontrolü altındaki bölgelerden gerçekleştirildiği görülmektedir. Aynı şekilde Suriye televizyonu da yakalanan teröristlerle birlikte çok sayıda kimyasal silah, kimyasal saldırıdan koruyucu maskenin ele geçirildiğini görüntülemiştir. Maalesef ele geçirilen malzemelerin kutuları üzerinde dış ülkelerin isimlerinin yazılı olduğu görülmüştür."

Arakcı, Suriye'ye olası bir saldırı halinde İran'ın nasıl bir tepki vereceği sorusuna, "Bölgemiz çok hassas bir dönemden geçmekte ve barış, hoşgörü ve soğukkanlılığa ihtiyaç duymaktadır. Umarız krizin daha fazla kontrolden çıkmasına yol açarak bölge ve uluslararası toplum için ağır sonuçlar doğuracak girişimlerde bulunulmaz. Suriye'ye askeri müdahaleyi gündeme getiren ABD'li ve bazı Avrupalı liderlerin yeterince mantıklı davranabilmelerini ve BM Güvenlik Konseyi'nin bu konu hakkındaki görüşünü dikkate almaların umuyoruz" cevabını verdi.

İran'ın tüm taraflarla diyalog içerisinde Suriye konusunda siyasi bir çözüme ulaşılması ve barışın sağlanabilmesi için çaba gösterdiğini belirten Arakcı, "Tüm tarafları Suriye'ye olası bir askeri müdahalenin tehlikeli sonuçlarının Suriye ile sınırlı kalmayacağı konusunda ciddi olarak uyarıyoruz" dedi.

Foreign Policy dergisinde yayınlanan "ABD'nin İran-Irak savaşında kimyasal silah kullanan Saddam Hüseyin'e yardım ettiğini kanıtlayan belgeler" hakkında da değerlendirmelerde bulunan Arakcı, şöyle konuştu:

"Bu deliller bizim için yeni bir şey değil. ABD ve batılı ülkelerinin İran-Irak savaşı sırasında Saddam Hüseyin'e sağladığı geniş yardımları biliyoruz ve bu konu hakkında çok sayıda belge var. Hatta bazı Amerikalı şirketler bu deliller sayesinde mahkeme yargılanmış ve ceza almıştır. Asıl mesele, ABD'nin hiçbir insani değere ve uluslararası anlaşmalara sığmayan ikili siyasetidir. ABD, kendi çıkarlarını koruduğu sürece teröristleri desteklerken, çıkarlarına ters düştüğünde ise onları saldırı gerekçesi olarak öne sürmektedir. ABD eğer menfaatlerini koruyorsa kimyasal saldırılar karşısında sessiz kalmakla yetinmemiş, bu saldırılara yardım etmiştir. Ancak menfaatlerine ters düşerse kimyasal saldırıları başka bir ülkeye saldırı gerekçesi olarak öne sürmektedir. Bugün Suriye'de yaşandığı gibi."