Istanbul
İş dünyası örgütlerinin temsilcileri, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan "Yeni Dengelenme", "Yeni Normal", "Yeni Ekonomi” ana temasıyla hazırlanan Yeni Ekonomi Programı (2021-2023) (YEP)'e ilişkin değerlendirmede bulundu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, YEP'in Türk iş dünyası ve özel sektörüne güven veren, makro ekonomik gerçeklere dayanan yeni bir yol haritası ortaya koyduğunu belirtti.
"Öncelikleri doğru belirlenmiş, ayakları yere basan ve iyi hazırlanmış bir program. Programın bu yıl üçüncü yıl olarak her eylül ayında bir büyüme hedefine uygun ve dinamik sürece uygun olarak açıklanmasının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullanan Olpak, şöyle konuştu:
"Türkiye, geçtiğimiz yılki YEP dahilinde güçlü bir büyüme patikasına girmişken, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 pandemisi ile birlikte bu süreçten diğer ülkeler gibi doğal olarak olumsuz yönde etkilendi. Ancak ülkemiz, yılın ilk yarısındaki büyüme oranlarına baktığımızda pandemiden en az etkilenen, süreçten en hasarla çıkan ülkelerden biri olmayı başardı. 2021 ve 2023 yılları arasını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’na baktığımızda, uluslararası kuruluşlarının negatif yönlü büyüme beklentilerinin aksine, normal senaryoda Türkiye’nin 2020 yılını yüzde 0,3 pozitif büyüme ile kapatacağını, kötümser senaryoda eksi 1,5 büyüme ile kapatacağını görüyoruz. Her iki senaryonun da masada olması önemli. Hükümetimizin aldığı proaktif tedbirler neticesinde de yılın üçüncü çeyreğinde ivmelenen ülke ekonomimizin, yılın son çeyreğinde bu yükselişi sürdüreceğine inanıyoruz."
Olpak, hizmetler sektörünün programda daha fazla yer edinmiş olmasının önemini vurgulayarak, Eximbank ve Kalkınma Bankası gibi kuruluşlara verilen ve beklenen yeni rolleri önemli bulduklarını ifade etti.
Ekonominin yarısının rakamlar ve diğer yarısının da beklenti yönetimi olduğunu dile getiren Olpak, "Son iki yılda açıklanan programlardaki hedeflerin zor dönemlere rağmen genel anlamında yakalanmasına şahit olduk. Bu doğrultuda yeni programdaki hedeflerin de ulaşılabilir olduğunu öngörebiliriz. Yılların yapısal sorunu olarak karşımızda olan ve nerdeyse artık çözülemez gibi görülen cari açıkta bir dönem için olsa da artıya geçmiş olmak, bundan sonraki hedefler için umut verici. Programın öncelikleri arasında yer alan istihdam da, her yıl oluşturulan yeni iş alanlarına rağmen en önemli konularımızın başında. Programda önemli ölçüde yer alması değerli." şeklinde konuştu.
Olpak, şunları kaydetti:
"İhracatın ithalatı karşılama oranında yaşanan olumlu gelişmeler ve yıllarca cari açığa adeta eşit olan enerji ithalatımız alanında, gerek yenilenebilir kaynaklardaki artış, gerekse yeni bulunan doğalgaz kaynağı gibi konular, yenileme dönemi gelen doğalgaz kontratları için olumlu veriler. Bunun sonraki adımımız, önce kendine yeten, sonra da enerji ihraç eden ülke olabilmek.
Yeni Ekonomi Programı, yenilikçi ve yüksek katma değerli, insan odaklı, ihracat temelli güçlü bir kalkınma planı sunuyor. Özellikle DEİK olarak pandemi sürecinin başından itibaren ifade ettiğimiz gibi, tedarik zincirini ayakta tutacak, finansal istikrarının önünü açacak, enflasyon ve cari dengedeki kırılganlıkları azaltacak son derece yerinde bir yaklaşım ortaya konuyor. Üretimde teknolojiye odaklanarak yüksek katma değer sağlayan ve sanayide dönüşümü destekleyen YEP ile Türkiye’nin sürdürülebilir ihracat artışının yanında, dış ticarette de daha dengeli bir konuma kavuşacağımızı düşünüyoruz."
Koronavirüs pandemisinin, dünya ekonomisi üzerindeki beklenmedik olumsuz etkilerinin 2021 yılında azalması durumunda, Türkiye’nin başta turizm olmak üzere genel ihracat performansını artırarak, finansal istikrar açısından da yeni bir ivme kazanacağını ifade eden Olpak, geçmişte de zor dönemlerde koyulan hedeflerin başarıya ulaştığını gördüklerini ve yine yeniden hedeflere ulaşılacağını ifade etti.
"Yeni Ekonomi Programı'nın odağında yine ihracat var"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ise, pandemi döneminde Türkiye'nin makroekonomik göstergeler anlamında gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrışmasının önemini vurguladı.
Gülle, salgın sürecindeki destek paketlerinin toplamının 494 milyar TL ile milli gelirin yüzde 10'una ulaşmasının, ekonomi yönetiminin ülkenin her kesimine gerekli destekleri sağladığını ve vatandaşının bu zorlu dönemde yanında olduğuna işaret ettiğini söyledi.
Gülle, YEP'i heyecanla karşıladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Büyüme hedeflerine ulaşmak için ihracata, katma değerli üretime ve istihdama çok daha fazla yoğunlaşılacağının ifade edilmesi memnuniyet verici. Dünya ve Türkiye ekonomisinin gidişatı göz önünde bulundurulduğunda, bu programın, temel makro hedefler bakımından son derece tutarlı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmektedir. Programdaki üç temel hedef olan işgücü piyasasının ayakta tutulması, hanelere ve işletmelere gerekli likiditenin sağlanması ve temel sektörlerin faaliyetlerini sürdürmesini garanti altına alarak tedarik zincirlerinin ayakta tutulması hedefleri bizim de her zaman vurguladığımız hususlar arasında bulunuyor.
Sürdürülebilir büyümenin ve cari açığı azaltmanın en sağlıklı yolunun katma değerli ihracat olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Özellikle pazar ve mal çeşitlendirilmesine, mevcut pazarın derinleştirilmesine, firmalarımızın küresel değer zincirleri ile bütünleştirilmesine ve ihracatımız içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payının arttırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık veriyoruz. Türkiye'de ihracatçı sayımız da, ihracatımızın niteliği de artmaya devam edecek."
Gülle, ihracatçılar olarak, Yeni Ekonomik Programın başarısı ve amaçlanan hedeflere ulaşılması doğrultusunda seferber olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
"YEP'teki hedefler Kovid-19 sonrası yeni dünyada yarışa ön sıradan başlamak için önemli"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ilk defa 2023’e erişen bir YEP açıklandığını hatırlatarak, YEP'teki hedeflerin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sonrası yeni dünyada yarışa ön sıradan başlamak ve 2023 hedefleri bakımından önemli olduğunu vurguladı.
Avdagiç, YEP'in Türkiye ekonomisinin gelecek üç yıllık yol haritasını çizdiğini belirterek, “Yeni Ekonomi Programı, pandemi etkisindeki dünyanın şartlarını gözeterek, Türkiye ekonomisi için yeni bir patika oluşturuyor. Ekonomimizin potansiyellerine uygun bir büyümenin hedeflendiği Programla, Türkiye’nin makro hedeflerine ve güncel sorunlarına yeni açılımlar getiriliyor." ifadelerini kullandı.
Programın pandemi sonrası normalleşmeye ciddi katkı sağlayacağını ifade eden Avdagiç, “YEP’te Kovid-19 salgını döneminde daha önemli hale gelen istihdamı artıran bir büyümeye öncelik veriliyor. Enflasyon ile mücadele güçlü biçimde vurgulanıyor. Programda ortaya konan perspektife uygun olarak, cari işlemler açığında bir iyileşme eğilimine gireceğimizi de öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, Türkiye’nin dünyanın eşiğinde olduğu büyük değişimle birlikte iyice belirginleşen ve küresel değer zincirleri tarafından fark edilen yüksek potansiyellerini kinetiğe çevirmek için herkese çok iş düştüğünü sözlerine ekledi.
"OSB'lerin desteklenecek olması sanayimiz adına sevindirici"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ise YEP'teki hedeflerin, sanayiciler olarak yıllardır üzerinde durdukları bazı temel yapısal konularla ilgili oluşturulmuş perspektif açısından umut verici olduğunu söyledi.
Programın, odağında ihracatın olduğu sürdürülebilir büyümeyi ve katma değeri yüksek ürünlerin ihracattaki payının artırılmasının hedeflendiğini belirterek, "Bu hedef doğrultusunda Türk Eximbank için çizilen yeni misyon çok önemli. Aynı şekilde Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası aracılığıyla KOBİ’leri daha rekabetçi hale getirecek önlemlerin öngörülmesini de değerli buluyorum. Ayrıca yeni OSB'lerin desteklenecek olması sanayimiz adına sevindirici bir gelişmedir." diye konuştu.
Bahçıvan, "Bunlar bizim İSO olarak uzun zamandır savunduğumuz hedefler. Finansal istikrar, verimlilik artışı ve enflasyonla mücadelenin de yeni programda önemsenmesini anlamlı ve değerli buluyoruz. Özellikle finansal istikrar için stratejik reformların yapılacağının vurgulanması, kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılacak olması sanayimiz ve ekonomimiz için son derece önemli." ifadelerini kullandı.
"Program, Türkiye'yi 100. yılına yönelik hedeflerine yaklaştıracak"
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Kovid-19 salgınının tarihte örneği görülmemiş, öngörülemeyen ve ölçülmesi oldukça zor etkileri sebebiyle, salgın öncesi 2020 yılı beklentileriyle güncel beklentiler arasında gözle görünür bir farkın ortaya çıktığını ifade etti.
Kaan, şunları kaydetti:
"Salgın süreci öncesinde yüzde 5 büyüme hedeflediğimiz bir dönem olan 2020 yılı için, bugün geldiğimiz aşamada yüzde 0,3’lük bir büyüme hedefinden söz edebiliyoruz. Bir önceki YEP’te yüzde 8,5 olarak hedeflenen yılsonu enflasyon oranının yüzde 10,5 olarak güncellenmesini de aynı zaviyeden değerlendirebiliriz. Bizim kanaatimize göre bu revizeler, Türkiye ekonomisi adına kesinlikle birer başarısızlık göstergesi değil; makul ve piyasa gerçekleriyle örtüşen değişimlerdir. Yılın ikinci çeyreğinde ortalama daralma hızları yüzde 12,5 olan G20 ülkeleri içinde Türkiye, yüzde 9,9’luk daralma ile pozitif ayrışmıştı."
Gelecek yılı, YEP kapsamındaki 2022 ve 2023 dönemlerine ilişkin hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için önemli bir fırsat olarak gördüklerini ifade eden Kaan, "2020 yılında ekonomik büyüme oranının YEP’te öngörüldüğü şekilde hafif pozitif çıkması makul bir senaryodur. Böylece 2021’de Türkiye ekonomisinin baz etkisinden dolayı yüzde 5,8’lik hedefin çok uzağına düşmeyeceği tahmin edebiliriz. Bununla birlikte, devam eden dönemde ekonomik büyümenin yüzde 5 düzeyinde gerçekleşebilmesi için hem ekonomik etkinliğin ve verimliliğin artması gerekiyor." diye konuştu.
Kaan, Kovid-19 sonrası dönemde Türkiye’nin üretim kalemlerini çeşitlendirerek tek yönlü büyümeden kaçınmasının önemini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Küresel salgından olumlu ya da olumsuz etkilenen bütün sektörlerin çeşitlendirilmesi ve kriz dönemlerinde sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekecektir. Aynı zamanda salgın sürecinde ortaya çıkan birçok tehdidi geçici olarak değerlendirilmeli, bu tehditlerden ziyade salgın sonrası dönem için gelişme potansiyeli yüksek sektörlere odaklanmalıyız.
Sorunların doğru bir şekilde tespit edildiğini ve gerçekçi tedbirlerin ortaya konulduğunu gördüğümüz 2021-2023 dönemi Yeni Ekonomi Programı, ülkemizi 2023’e hazırlayacak bir yol haritası niteliğindedir. Program kapsamında yer alan büyüme, finansal istikrar, işsizlik, cari denge, enflasyon ve bütçe dengesi hedefleri ve bu hedeflere yönelik uygulanacak birbiriyle uyumlu para ve maliye politikalarıyla ekonominin yeniden güçlü büyüme dönemine gireceğini ve Türkiye'yi 100. yılına yönelik hedeflerine yaklaştıracağını ifade edebiliriz."
"YEP, pandemi şartlarına çözüm sunuyor"
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, 2021-2023 yıllarında uygulanacak Yeni Ekonomi Programı'nın, içinde bulunulan olağanüstü şartlar ile mücadele etmek üzerine kurgulandığına dikkati çekti.
Kopuz, “Sayın Bakanımız Berat Albayrak, geçtiğimiz dönemlerde de Yeni Ekonomi Programları açıklamış ve ülke ekonomisi ile ilgili hazırlanan orta vadeli planları ortaya koymuştu. Ancak, koronavirüs salgını tüm ülkelerin bu planlarını ve tahminlerini revize etmesine yol açtı. Yeni Ekonomi Programı, pandeminin dayattığı şartlarla mücadele etmeye uygun şekilde güncellenmiş. Pandemi dönemi şartlarına göre çözümler üretmek zorundayız. YEP de bunu başarmak üzere yola çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Pandemi döneminde birden fazla sorunun baş gösterdiğini ifade eden Kopuz, şunları kaydetti:
“Bu dönemde sınırların kapandığını, ticaretin zorlaştığını, üretimin sıkıntıya girdiğini ve tüm dünyada rekor işsizlik görüldüğünü çok çabuk unutuyoruz. Bugüne kadar verilen destek ve teşviklerin de etkisiyle bu zorlu dönemde şu ana kadar başarılı bir sınav verdik. Salgının ikinci dalgası olmazsa birçok gelişmiş ülkenin aksine 2020 yılını bugün açıklanan programda da öngörüldüğü gibi pozitif büyüme ile kapatacağımıza inanıyorum."
Kopuz, pandemi dönemi sonrası gıda sektörünün stratejik önemini herkesin kabul ettiğini belirterek, “Enflasyona çok büyük etkisi bulunan gıda enflasyonunun frenlenmesi gerektiğini defaten dile getirmiştik. Yeni Ekonomi Programı’nda bu hususa özel olarak değinilmiş olması bizi ziyadesiyle memnun etti. Biz her zaman uzun vadeli planların başarıya ulaşabileceğini savunduk. Bu noktada yeni açıklanan programda daha önce tarım alanında belirlenen yol haritasının kapsamının genişletildiğini görmek, başarıya ulaşacağımızın bir kanıtı niteliğinde." şeklinde konuştu.
"Program, sürdürülebilir büyüme açısından çok önemli"
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, pandemi sürecinin başlarında ekonomilerin neredeyse durma noktasına getirdiğini belirterek, bu süreçte hükümetin istikrar kalkanı paketi, esnaf destek paketi, işe devam desteği, kısa çalışma ödeneği ve temel ihtiyaç kredisi ile daralan ekonomiye can suyu olduğunu kaydetti.
Yeni normale yönelik politikalar üretilmesi gerektiğini dile getiren Aydın, şöyle konuştu:
"Yeni ekonomi paketi stratejik analizler içeren bir program olmuş. Enflasyonu ve cari fazlayı baskılayıcı bir program olacak. Yeni ekonomi paketi bu yönü ile sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor. Özellikle hizmetler sektörü, ulaşım ve turizminde yaşanılan kayıpların zaman içinde telafisi ile 2023 yılı için konulan hedeflerin olağanüstü durumlar gerçekleşmedikçe sağlanabileceği görüşü içerisindeyiz. Yeni program doğrultusunda büyümesini devam ettiren, enflasyonu ve cari fazlayı dengeleyen bir Türkiye’ye kavuşarak sürdürülebilir bir ülke konumuna erişeceğiz."
AA