Uluslararası Savaş Suçları Soruşturma Ekibi, 'Sezar' kod isimli tanığın ifadelerine ve eldeki delillere göre çok çarpıcı bulgulara ulaştı!
'Sezar' kod adlı tanığın görevi Suriye rejimi tarafından gözaltında öldürülen sivillerin fotoğraflarını eksiksiz ve devamlı olarak çekmekti. Tüm bunlar amirlerinin emirleri doğrultusunda yapılıyordu.
Soruşturma ekibi, Suriye’deki rejimin sivillerin cesetlerinin bu türden bir fotoğraflama uygulamasına gitmesinin öldürmelerin ne kadar sistematik olduğunun güçlü bir delili olduğu sonucuna vardı.
Gizli tanığın verdiği bilgiler, her gün 50’ye varan cesedin kendisi ve ekibinden birisi tarafından kayıt altına alındığını gösteriyordu.
Cesetlerin fotoğraflarının yanı sıra her birine kimlik tespiti için bir numara veriliyordu. Bu numaralama sistemi, eylemlerin organize olduğunu gösteriyordu.
'Sezar' kod adlı tanığın ifadelerinde en dikkat çeken nokta, gözaltındakilerin günlerce aç ve susuz bırakılarak ölüme terkedilmesiydi.
Fotoğraflar, gözaltında bulunanlara, sorumlular tarafından pekçok işkence yönteminin uygulandığı açıkça ortaya koyuyor.
Cesetler üzerinde görülen korkunç izlerde bazı kişilerin iple boğularak öldürüldüğü gözleniyor.
Yine ölenlerin vücutlarında rastlanan bazı izler ise, kurbanların şiddetli dayağa maruz kaldıklarını gösteriyor.
Bazı cesetlerde, vücuda elektrik verilmesinden kaynaklanan yaralar olduğu görülüyor.
Kurbanların birçoğunun toplu olarak öldürüldüğüne dair de kuvvetli bulgular mevcut.
Adli makamlarca incelenen toplamda 5 bin 500 fotoğraf karesinde maktullerin bir çoğundan 4 ya da 5’er fotoğraf karesi çekilmiş ve böylelikle bin 300 kişinin fotoğrafları adli makamlarca dikkate alınmış.
Başlangıçta, yaralanmaların kaynakları ve boyutlarını tespit etmek 2 bin kare fotoğraf, heyet tarafından incelenmiş, 3 bin 500 fotoğraf daha detaylandırmak üzere incelemeye alınmış.
Fotoğrafların büyük çoğunluğu cesetlerin 20 ila 40 yaş arasında genç erkeklerden, küçük bir kısmının ise 60 yaşındaki erkeklerden oluştuğunu gösteriyor.
Soruşturma ekibinin toplamda 5 bin 500 fotoğrafın içersinde özel olarak incelediği 835 fotoğraf ise daha detaylı olarak incelenen maktullere ait. Bunların yüzde 20’sinde travma, yüzde 42’sinde de aç bırakılma vakası tespit edilmiş.
Fotoğraflarda cesetlerin boyunlardaki ip izleri Adli tıp ekibinin görüşlerine göre bunun bir tipik boyundan asma vakası olmadığını, ipin çene altından geçirilerek iki uçundan çekilmesi ile ani ölümü getiren boğma yöntemi olduğunu gözler önüne seriyor.
Soruşturma ekibindeki uzmanlar, bu boğma yönteminin aynı zamanda işkence metotları arasında kullanıldığını da raporlarındaki bulgulara ekliyor.
Fotoğraflar arasında ayrıca maktüllerin dirsek ve bileklerinde iple bağlanma izleri görülüyor. Cesetlerin bir tanesinde plastik kablonun bileklerin etrafında olduğu ve boğma aracı olarak kullanıldığı gözleniyor.
Fotoğraflar arasında yer alan diğer yara vakalarında da aşındırma ve morarmalar da görülüyor.
Cesetlerin büyük bir çoğunluğunda aşırı zayıflık diğer yandan az bir bölümünde bağlanma ve sopa şeklinde objelerle dövülme delillerine rastlanıyor.(trtturk)