Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde irat ettiği hutbesinde Yeni Zelanda'daki iki camiye yönelik terör saldırısında yaşananlara ilişkin ifadelere yer verdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda da konuya ilişkin basın açıklaması yapan Erbaş, sözlerine, "Yeni Zelanda'da bugün cuma namazı vaktinde camileri hedef alan menfur ve meşum saldırıda onlarca Müslüman kardeşimiz maalesef katledilmiştir. İbadet eden insanlara yönelik vahşice saldırılar, faşizmin ve tahammülsüzlüğün nasıl bir sapkınlığa ve caniliğe dönüştüğünü çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır." diyerek başladı.
Erbaş, son yıllarda özellikle batı dünyasında giderek yükselen İslam karşıtlığının, gerekli önlemler alınmadığı için hızla bir nefrete ve İslam düşmanlığına evrildiğini söyledi.
Müslümanlara yönelik sıkça karşılaşır hale gelinen bu ve benzeri eylemlerin, bireysel ile istisnai olmaktan çıkarak bilinçli, sistematik hale geldiği izlenimi verdiğini belirten Erbaş, "Özellikle Müslümanların en kutsal mabetlerinden biri olan Mescid-i Aksa başta olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde Müslümanlara ve camilere yönelik terör saldırılarının varlığı oldukça vahim bir tablodur ve asla kabul edilemez." ifadesini kullandı.
"Mabetlere yönelik saldırılar, insanlığın geleceğine kastetmektedir"
Erbaş, bütün insanların temel hak ve özgürlüklerini dokunulmaz kabul eden, mahlukata merhameti Yaratan'a itaat ve kulluğun ayrılmaz gereği sayan barış dini İslam'ın kutsallarına, mabetlerine, mensuplarına karşı ön yargı ve düşmanlık üreten bir endüstriye dönüşen İslamofobinin, bir akıl tutulması ve ardında kirli çıkar ilişkileri ile ırkçılık barındıran ciddi bir insanlık suçu olduğunu söyledi.
Erbaş, İslam'ı, şiddet ve terörü besleyen bir ideolojiden ibaret göstererek, bunu suni bir korku ile dünya kamuoyunda yaymak için çalışan hain ve karanlık bir proje olan İslamofobik tavrın gerçek amacının, her durum ile şartta kültürler, toplumlar, dinler ve medeniyetler arasında kavga, sürtüşme ve çatışma ortamı oluşturarak bundan çıkar sağlamak olduğunu vurguladı.
Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradan dünya kamuoyuna açıkça bir kez daha ifade etmeliyim ki; bütün din, ahlak ve hukuk öğretilerinde dokunulmaz kabul edilen mabetlere yönelik saldırılar, esasında insanlığın geleceğine, ortak vicdanına ve barış içerisinde bir arada yaşama umuduna kastetmektedir.
Dolayısıyla bütün inanç ve vicdan sahiplerini bu ve benzeri olaylar karşısında gereken tepkiyi göstermeye, uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşlarını insan hakları ve inanç özgürlükleri konusunda daha çok inisiyatif almaya, siyasi mekanizmaları ve yöneticileri nefretin ve düşmanlığın önlenmesi hususunda gerekli tedbirleri alarak, güvenlik ve hukukun gereğini hassasiyetle yerine getirmeye davet ediyorum."
"Müslümanlar, iş birliği içerisinde hareket etmelidir"
Erbaş, Müslümanlara da çağrı da bulunarak, şunları kaydetti:
"Müslümanlar, camilere ve kutsallarına yapılan saldırılar başta olmak üzere, bütün sorun ve zorluklarını aşma, birlik ve beraberliklerini güçlendirme konusunda kendi aralarında daha duyarlı olmalı, farklılıkları zenginlik saymalı, fitne ve tefrikalara karşı uyanık olarak iş birliği içerisinde hareket etmelidir. Elbette Müslümanlar karşılaştıkları en zor hadiseler ve bu tür provokatif olaylar karşısında aklı selim ile hareket edeceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, her zaman insanlığın ortak değerlerini ve huzurunu hedef alan bütün söz, tavır ve saldırıların karşısında olmuştur. Bizleri derin bir üzüntüye sevk eden söz konusu terör saldırısı sebebiyle de Yeni Zelandalı Müslümanlar ile tam bir dayanışma içerisinde olacaktır."
Bütün insanlık için barışın ve huzurun en güçlü mekanları olan camilere yapılan vahşice saldırıları şiddetle lanetleyen Erbaş, saldırıda şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa ve bütün İslam alemine başsağlığı diledi.
AA