İstanbulun bayram hediyesi Marmaray

Her proje gibi Marmaray ile ilgili de şehir efsaneleri gırla gidiyor. Bayramları işte böyle kutlayınca bayram oluyor. İyi bayramlar...

CÜNEYT ÖZDEMİR YAZDI!...

Marmaray notlarına Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı kutlayarak başlayalım. Sadece ekibi ile Marmaray’ı bitirdiği için değil yıllar sonra “Bir projenin açılışının iletişimi nasıl yapılır” sorusuna da çok güzel bir örnek verdiği için. Bugüne kadar AK Parti iktidarında büyük projelerin açılışları Başbakanlık’ın organize ettiği bir miting ile yapılageldi. Burada hiçbir şey şansa barıkılmıyor; açılışın sunucusundan konuşmacılara kadar bizzat Başbakan’ın danışmanları tarafından organize ediliyordu. Hatta Başbakan Erdoğan bile konuşmasını sahneye yerleştirilen prompter’dan okuyor ve bu konuşma muhtemelen bütün haber kanalları tarafından canlı yayımlanıyordu. Marmaray’da bu ezberin dışına çıkıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım gazetecileri ve yöneticileri tek tek kendisi arayarak pazar günü iki ayrı randevu verdi. Bir grup gazeteci sabah diğer grup ise öğleden sonra Marmaray’ın en büyük istasyonlarından birinde yine bizzat Binali Yıldırım tarafından karşılandı. Sonrasında yaklaşık bir saat süren ve tamamen teknik bir brifingi yine Binali Yıldırım kendisi verdi. Benim katıldığım ikinci bölümdeki brifingde yabancı gazateciler de vardı. Bu gazeteciler için İngilizce çeviriler de yapıldı. Ardından Yıldırım gazeteciler ile birlikte Marmaray’ı denedi. Üsküdar istasyonuna kadar gitti. Tünelin ortasında treni durdurup bir ‘Boğaz havası’ aldırdı. Espriler yapıp “Marmaray’ı alan Üsküdar’ı geçti” bile dedi… Sonucu dün ve bugün gazetelerde görüyorsunuz. Hemen hiçbir soru işaretinin havada bırakılmadığı ve hemen bütün önemli yazarların bir numaralı gündem maddesi olarak uzun ve detaylı bir şekilde anlatıldığı Marmaray haberleri. ‘Bravo..’ diyelim ve gelelim Maramaray ile ilgili izlenimlerime.

İnanır mısınız, Marmaray’da balıkları göremiyorsunuz. Bilmem kimin aklına böyle naif bir fikir geldi ama zaten görmeniz de mümkün değil. Eğer Maldivler’de denizin altına camdan restoranı yapılan ultra lüks bir otelde ya da Sharm el Şeyh’de tabanı cam bir gezi teknesinde değilseniz dünyanın hiçbir yerinde denizin altında giden bir trenden balıkları göremezsiniz. Hele de bu tren saatte 100 km’lik bir hızda gidiyorsa balıklar da sizi göremez!

Toplantının en önemli sorusu olası bir depremde ne olacağıydı. Binali Yıldırım “Evlerinizden bile güvenli” diyerek Marmaray’a kefil oldu. Tünelin etrafının ve üstünün 2-5 metreye yakın doldurulması benim oldukça ilgimi çekti. Olur ha ileride bir tanker mecburi demir atmak zorunda kalırsa çıpanın tüneli delmesine tedbir olarak yapılmış. Bence iyi fikir…

Her projede olduğu gibi Marmaray ile ilgili de şehir efsaneleri gırla gidiyor. Bunlardan bir tanesi de tüneli oluşturan borulardan birinin 15 cm yanlış bir açıyla yerleştirilmesi ve güya buna kızıp Danimarkalı mühendisin istifa edip gitmesi söylentisi. “Böyle bir olay var mı” sorusunu Üsküdar çıkışında projenin yüklenici firmalarından birinin sahibine sordum. Güldü. “Böyle bir olay yok. Evet bir Danimarkalı mühendis istifa etti ama nedeni Almanya ile Danimarka’yı birbirine bağlayacak yeni bir tünelin inşaatında görev almasıydı. Üstelik kendisi açılış için burada. İsterseniz kendisine de sorabilirsiniz.” E sormadım artık…

Marmaray’dan ilk tweet’i ben attım. Ve şöyle yazdım ‘Evet çekiyor.’ Harbiden de cep telefonları çekiyor. Zaten bu sayede gelen tepkileri de anında görebiliyorsunuz. Gelen tepkilerin bir kısmı hem 3. köprüyü hem de Marmaray’ı Ak Parti yaptığı için karşı çıkanlar oluşturuyordu. Yani hem raylı sisteme hem de araçların kullanacağı sisteme aynı anda sadece Ak Parti yaptığı için binmeyeceğini söyleyen, karşı olduğunu ifade eden İstanbullular vardı. Kutuplaşmanın gözü kör olsun! “Marmaray için kaç ağaç kestiler” diye soramayanlar ise işi denizaltındaki zavallı balıkların durumuna kadar getirmişti. Zor dostum zor…

Binali Yıldırım projeyi anlatırken arkeoloji kazılarına da yine sitem etti. Bu yüzden 4 yıl geciktiklerini söyledi. Benzer bir yaklaşımı muhtemelen bugün Başbakan Erdoğan’ın açılış konuşmasında da görebiliriz. Bildiğiniz gibi İstanbul’un tarihini 6 bin yıl geriye götürecek çok önemli bulgulara da bu kazılar sırasında ulaşıldı. Peki fena mı oldu! Bence gayet de iyi oldu. Hükümet iş bitirmek, hizmet getirmek istiyor olabilir ama bu sayede bulunan arkeolojik kazılara ‘çanak çömlek’ diyerek önemsizleştirmesi de büyük bir iletişim hatası.
Oysa kimsenin bu buluntulardan şikâyeti yok. Tam tersi herkes memnun. Bir de bu söylemi değiştirip “Hem Marmaray’ı yaptık hem de bu sırada İstanbul’un tarihini yeniden keşfettik deseler” bu işin sadece kazananı olacak.

Sonuçta Marmaray İstanbul’a güzel bir bayram hediyesi. Bayramları işte böyle kutlayınca bayram oluyor. İyi bayramlar…