İşte Hilmi Cem'in Acuun.com'a verdiği özel röportaj:
Biraz daha yakından tanıyalım seni?
Ben 19 Mayıs 1992 doğumluyum. Anne ve babam ilk okul öğretmeni. Benden büyük bir ablam var.
Öğrencisin diye hatırlıyorum?
Evet. Muğla Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nda, 3. sınıf öğrencisiyim.
Şampiyonluk bir dönem kaybına sebep olmuştur o halde sana?
Evet. Bu dönem derslere gidemedim. Hocalarım yeterince anlayış gösteriyor ama okulum doğal olarak uzadı. Ama kesinlikle eğitimimi tamamlayacağım.
"AİLEM BENİ DESTEKLEDİ!"
Dans tutkun nasıl oluşmuştu?
Ben, Bodrum’un Güvercinlik köyünde büyüdüm. Yaşadığım köyle sosyal hayat adına hiçbir şey olmadığı için kendimi dans ve spora vurdum. O kadar ki, 18 yaşını kutladığım doğum günümde babama evimizin çatısını dans edebilmem için fayans yaptırmasını rica etmiştim ve doğum günü hediyem olarak evimizi benim dans etmem için uygun hale getirdi. Bunu hiç unutamam!
Ailen dans etme isteğini sonuna kadar desteklemiş anladığım kadarıyla?
Kesinlikle desteklediler. Ben break dans yaparken 2 kez ayağımı kırdım. Sadece o dönemde biraz çekinceleri vardı ama dans etmekten bu kadar mutlu olduğumu görünce benim farklı danslar öğrenmem için latin dansı kursuna gönderdiler ve sonrasında latin dansında şampiyonluklar kazandım.
Başarılı bir dansçı olarak birazda dinlediğin müzikler üzerine konuşalım?
Ben Türkçe müzik çok az dinliyorum. Tarkan, Teoman ve Şebnem Ferah ilk aklıma gelenler.. Ama onun dışında tam bir caz tutkunuyum. Ayrıca chill out müzikler dinliyorum. Adel tarzı yabancı slovlar dinlerim.
Belli ki sen hayatını dans ve spora adamışsın. Okul açma fikri nasıl ortaya çıktı?
Spor akademisini kazanınca, orada tanıştığım arkadaşlarımla kader birliği yapıp içinde dans ve spor olan bir okul açtık ve orada eğitmenliğe başladım.
Peki şampiyon Hilmi Cem, dans etmek dışında nelerden hoşlanır?
Dans, müzik ve spor dışında genelde evde, koltuğumda oturup bir şeyler yerken, bir şeyler izlemeyi çok severim. Öyle çok dışarıda vakit geçirmekten hoşlanan birisi değilim. Kendime ait bir dünyam var.
"FANATİK FENERBAHÇELİ'YDİM"
Hangi takımlısın?
Lise yıllarında fanatik Fenerbahçeliydim.
Sakın döndüm deme?
(Gülüşmeler) Yok yok dönmedim. Sadece, maçları eskisi kadar takip edemiyorum. Ama hala Fenerbahçeliyim.
Geldik pek çok hayranının merakla beklediği cevaba.
GENÇ KIZLARA MÜJDE
Kız arkadaşın var mı?
Hayır. Kız arkadaşım yok!
Survivor öncesi var mıydı?
Uzun zamandır kız arkadaşım yok.
Hayranlarına müjdeyi vermiş olduk o halde..
(Gülüşmeler) Şimdilik öyle diyebiliriz.
Herkes senin yakışıklılığını konuşuyor. Ya sen kendini yakışıklı buluyor musun?
Abi ne kadar zor sorular soruyorsun. Her zaman şükrettim. Kolu bacağı olmayan pek çok insan var!
Şu anda röportajı yapan da bir görmeyen?
Valla hiç farkında değilim ağabey. Sen her şeyi iyi görüyorsun!
Yakışıklıyım diyorsun o halde?
(Gülüşmeler) Aynaya baktığımda yakışıklıyım diyorum.
'BENCE ADANIN EN GÜZEL KIZI...'
Peki sana da sormadan olmaz. Biz Adanın en güzel kızını sorduk açık ara Fatmagül çıktı. Ya sence?
Eyvah eyvah. Bu da zor soru. Biraz düşünmem gerek. Bence, adanın en güzel kızı çok az kaldı ama Emel'di.. Kendine has bir güzelliği vardı.
Birazda, seni bizimle tanıştıran Yetenek Sizsiniz Türkiye macerasını konuşalım?
Evet. Şansım orada döndü galiba. 'Yetenek Sizsiniz Türkiye' Muğla elemeleri olacağını duyan ortağım benim adıma kayıt yaptırmış. Bana katılmam için ısrar ettiler. Bende katıldım ve yarı finale kadar geldim. Olumlu tepkiler aldım ve sonrasında Acun Ağabeyin teklifiyle Survivor’a katıldım.
"NORMAL YAŞAMA DAHA ALIŞAMADIM"
Bu kez Survivor maceranı sondan konuşmaya başlayalım? Survivor adasında geçen 3 buçuk ay sonrasında alışabildin mi İstanbul’a?
Hayır. Henüz alışamadım. 4 aydır ıssız bir adada yaşarken, bir anda memleketime dönünce kendi kişisel özelliklerimi kaybettiğimi gördüm.
Nasıl yani?
Şöyle; mesela bir şampuanım yok. Telefon kullanmak bile istemiyorum. Kim, ne verirse onu kabul ediyorum. Adadan Türkiye’ye dönünce boşluğa düştüm.
Adaya geri dönmek istiyorum mu diyorsun?
Oradayken bir an önce çıkıp gitmek istiyorsun ama Türkiye’ye dönünce adayı özlediğimi hissediyorum. Ama her halde çok uzun sürmeden buradaki şartlara da alışırım.
Telefon kullanmak bile istemiyorum diyorsun. Sanırım Şampiyon olduktan sonra çok daha fazla çalıyordur telefonun?
Evet. İnan hiç susmuyor. Sağ olsunlar herkes kutluyor. Bu da beni çok mutlu ediyor..
Daha önceki bazı şampiyonlarla konuştuğumda yeni akrabalar çıktı diyenler olmuştu bana. Sende böyle bir durum var mı?
Evet var. Ben Muğla’nın Yenice köyüne kayıtlıyım. Hiç tanımadığım insanlar (Biz Hilmi Cem’in akrabasıyız) diyorlarmı! Ayrıca yıllardır görmediğim arkadaşlarım buldu beni Survivor sayesinde..
Şampiyonluğu hak ettiğine inanıyor musun?
Çok zorlu süreçlerden geçtim bu noktaya gelinceye kadar. Hak etmesem beni seçmezlerdi diye düşünüyorum. Bu nedenle hak ettiğime inanıyorum.
Sence, halk neden bu kadar sevdi seni?
Ben hiçbir zaman rol yapmaya çalışmadım. Her zaman doğal oldum. Zor durumda kalsam bile sabrettim. Sanırım halk beni sempatik buldu.
Sabrettim dedin. Normal hayatında olsa sabredemeyeceğin halde, adada tolere ettiğin şeyler oldu mu?
Tabi ki oldu. Adaya geldiğimizde müthiş bir açlık çektim. İnanın bana, resmen kumları yiyecek şekilde geldim. Adamızda çok ekşi, limondan da ekşi bir şey var onunla 3 gün geçirdim. Çektiğim acıyı anlatamam. Adada çitra isminde sinekler var. Buradaki sivri sineğe dua edersiniz. Hatta sivri sineği bile seve bilirsiniz o kadar kötüydü. Kumda yatmak hayal bile edeceğim bir şey değildi. Ayrıca 8 gün aralıksız yağmur yağdı. Yağmur yağınca sivri sinekler çıkıyor. Çeşitli yaratıklar ortaya çıkıyor. Bunları normal hayatımda bırakın sabretmeyi düşünemem bile.
"TEK PİŞMANLIĞIM..."
Survivor’daki tek kavganı Duygu’yla etmiştin. Bu şartları düşününce Duygu hafif mi kalıyor?
(Gülüşmeler) Duygu hiçbir zaman doğal şartlar kadar zor olmadı. Doğal şartların yarattığı zorluklar nedeniyle istemediğimiz bazı tartışmalar oldu ve orada kaldı. Ada hayatıma dair tek pişmanlığımda Duygu ile ettiğimiz o kavga oldu.
Zorlu ada koşullarını yaşayınca, artık dönmek istiyorum diye düşündün mü hiç?
Ben kendime 1 ay zaman vermiştim. İlk 1 ayı atlatırsam, sonuna kadar adada kalmayı başarırım diye düşünmüştüm. Öyle de oldu. Çünkü, ilk 1 ayda yarışmadan çok açlığa konsantresiniz. Bir an önce elenip kurtulsam dediğim zamanlar bile oldu. Ama zaman geçtikçe insan, bu şansı hayatta bir kez yakalayabileceğinin farkında oluyor ve ona göre davranmaya başlıyor.
Hırslısın anladığım kadarıyla?
Evet. Kesinlikle hırslı ve çok inatçıyım.
Peki şampiyon olacağını ne zaman hissettin?
Son bireysel dokunulmazlık oyununda, Ümit Ağabeye karşı kazanıp ismimi finale yazdırınca şampiyon olacağımı hissettim.
Onun öncesinde de en iyi arkadaşın Murat’ı eledin?
(Gülüşmeler) Eledin demeyelim de kısmet böyle oldu. En istemeyeceğimiz durum ortaya çıktı. Birlikte çok acı çektik. Final dörtlüsüne adımızı yazdırmayı başardık. Şunu söyleyebilirim Murat’ı elediğim için sevinemedim bile..
"BİR KARDEŞ KAZANDIM"
Ama birincilik pek çok yarışmacının rüyasıdır. Nasıl sevinmezsin?
Benim için dostluk, kardeşlik çok önemli. Ve ben, bir kardeş kazandım.
Şampiyonluğunda Murat’ın hayranlarının da payı olduğunu düşünüyorum ne dersin?
Murat’ın hayran kitlesinin aldığım sonuçta çok önemli olduğuna inanıyorum. Bence, Murat ve beni izleyenler 2 kişi olarak değil, tek kişi olarak düşünüyorlardı.
"EN BÜYÜK RAKİBİM..."
Peki, ünlülerden en büyük rakip olarak kimi görüyordun?
Başlangıçta Ümit Karan inanılmaz başlamıştı yarışmaya.. İlerleyen günlerde Doğukan ön plana çıktı. En büyük rakip olarak onları görüyordum ve düşündüğüm gibi oldu zaten.
Survivor’un en genç şampiyonlarındansın. Doğal olarak ciddi bir para ödülü de kazandın. Bizim toplumumuzda hep merak edilir bu durum. Ne yapmayı düşünüyorsun?
Daha önce söylemiştim. Ben bir memur çocuğuyum diye... Annem ve babam bizim için çok büyük fedakarlıklar yaptı. Şimdi ben onların rahat yaşamasını istiyorum. Bu nedenle aileme Bodrum’dan bir ev almak istiyorum. Ayrıca benim bir dans okulum var. Onu güzelleştirmek istiyorum.
Çok uzun süre kaldın ada da. En çok neyi özledin?
Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, elimde kumanda eşliğinde evimde oturmayı, dans etmeyi ve okulumda eğitim vermeyi çok ama en çok Türk yemeklerini özledim. Babamın yaptığı börülce, annemin yaptığı yaprak sarması en çok özlediğim yemeklerdi..
Seninle röportaj yaparken, pek çok kişi geldi yanımıza. İnsanlar seni çok sevdi gerçekten de. Tüm bunları düşününce şampiyon olmak nasıl bir duygu?
Öncelikle bazen kazandığıma hala inanamıyorum. İlk defa gönüllüler takımından birisi şampiyon olduğu için mutlu oluyorum. Ayrıca dünyanın en zor ve şimdiye kadar yapılan en uzun yarışmasından birincilikle çıktığım için kendimle gurur duyuyorum. İnsanların bana olan bu sevgisine laik olmaya çalışıyorum!
Son olarak bundan sonraki hedeflerinle bitirelim?
Bundan sonraki hedefim. Öncelikle dans eğitmenliğine devam etmek istiyorum.
Reklam dizi ve film teklifi olursa seve seve kabul etmek isterim. Daha çok gencim oyunculuk eğitimi de almak istiyorum. Özellikle bir dansçının öyküsünü anlatan bir filmde oynamak, ayrıca neşeli yönlerimi gösterebileceğim bir rolde oynamayı çok isterim.
Bundan sonraki hayatında İstanbul’da yaşamayı düşünüyor musun?
İstanbul’da ablam yaşıyor. Eğer kalıcı bir şeyler olursa, tabii ki İstanbul’da yaşama planları da yapabilirim.