Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Afet Koordinasyon Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Hasar Tespit Şube Müdürü Tuğrul Sezdirmez, İzmir'de 30 Ekim'de 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından başladıkları hasar tespit çalışmalarında sona gelindiğini bildirdi.
Tuğrul Sezdirmez yaptığı açıklamada, kentten binaların hasarlılık durumlarına ilişkin aldıkları ihbarlar üzerine yaptıkları çalışmaları söyledi.
Sahada 1000 kişinin üzerindeki bir ekiple çalışmaları sürdürdüklerini belirten Sezdirmez, hasarlı olduğu ihbarı yapılan binaya giden ekiplerin öncelikle gözlemsel verileri ellerindeki tabletler aracılığıyla sisteme aktardıklarını kaydetti.
İlk etapta orta hasarlı olduğu tespit edilen binaların mobil laboratuvar aracılığıyla detaylı incelendiğini anlatan Sezdirmez, son teknoloji cihazlarla binanın sağlamlığının tespit edildiğini söyledi.
Bazı binalarda sadece duvar hasarları olduğunu ancak bunun oturanlarda endişeye yol açtığını kaydeden Sezdirmez, bazı binaların ise hasarlı gözükmediğini ancak içine girince kolonlarının "patladığının" anlaşıldığını ifade etti.
Yıkılan binaların çevredeki diğer yapılara etkisinin de lazer metre cihazlarla ölçüldüğünü aktaran Sezdirmez, "Yaklaşık 1-2 milyon civarında lazer ışınıyla yan binanın hareket edip etmediğini kontrol ediyoruz. Olası bir tehlike oluştuğu zaman arama kurtarma ekiplerine bildiriyoruz ve buranın boşalmasını sağlıyoruz." diye konuştu.
Bayraklı ve Bornova ilçelerinde depremin hemen ardından alan taramasına başlandığını aktaran Sezdirmez, "Bu bölgede konut ayrımı yapmaksızın tüm binaları inceliyoruz. Diğer bölgelerde ise Alo 181'den, Valilik ve kaymakamlıklar aracılığıyla gelen dilekçeler bazında ekiplerimizi yönlendiriyoruz." dedi.
Sezdirmez, 30 Ekim'den bu yana 80 bini aşkın binanın incelendiğini belirterek "Hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah birkaç gün içinde de hasar tespit çalışmalarını bitirmeyi planlıyoruz. 100 binin üzerine çıkacak diye öngörüyoruz." diye konuştu.
"Bir daireyi değil, tüm binayı inceliyoruz"
İzmir'de günde yaklaşık 8-10 bin bina incelemesinin yapıldığına işaret eden Sezdirmez, şöyle devam etti:
"Biz hasar derecelendirmesini yaparken binada yapısal bir sorun söz konusuysa öncelikle binayı dışarıdan inceliyoruz. Kolonlarında kirişlerinde ağır tahribat varsa içeri girmeden ağır hasarlı olarak değerlendiriyoruz. Bunun dışında taşıyıcı sistemde bir hasar söz konusu değilse sadece bölme duvar hasarları söz konusuysa binanın kritik katlarını inceliyoruz. Kritik katlar zemin ve bodrum katlar oluyor. Bunlara bakarak bütün bina hakkında yorum yapabiliyoruz. Biz verdiğimiz hasar derecesini tek bir daireye değil, binanın geneline veriyoruz. Vatandaşlar bazen 'Benim daireme niye bakılmadı?' diye soruyor. İncelerken zemin ve bodruma bakarak binanın ömrü hakkında bilgi veriyoruz."
Sezdirmez, orta hasarlı binalar için mevzuata göre 1 yıl için süre verildiğini belirterek "Bu sürede güçlendirme olmazsa bunların da yıkımı gerçekleştiriliyor." dedi.
Tuğrul Sezdirmez, hasarlı binalardan eşya alımına müsaade edilme süresine ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"Dokuz Eylül Üniversitesinden, İstanbul Teknik Üniversitesinden hocalarımız sahada tekrar bir inceleme yapıp binalardan eşya almak için kalım sürelerini söylüyor. Kimi 1 saat diyor kimi 10 dakika. Bazen eşya alımına izin veriyorlar bazen yanına bile yaklaştırmıyorlar. Bu binanın hasar derecesiyle alakalı. Bu sürelerde de kişi sınırlaması oluyor. Asansör sayısı da hocalarımız tarafından belirleniyor. Önceliğimiz her zaman vatandaşımızın can güvenliği."
AA