Gümrük Başmüfettişlerince İstanbul, Ankara, Yüksekova ve Hakkari’de yerleşik onlarca şirketin organize biçimde gerçekleştirildiği ve örgüte de finans sağlandığı belirlenen 400 milyon dolarlık hayali ihracat, görevlendirilen yeni müfettişler tarafından yapılan “yeni” incelemenin ardından buharlaştı. Hayali ihracatı saptayan müfettişlerin sorumlulukları olduğu gerekçesiyle Gümrük Bakanlığı bürokratlarını suçlayınca soruşturmadan el çektirildi, yerlerine görevlendirilen yeni ekip ise, “hayali ihracat yoktur, vergi suçu vardır” raporu düzenledi. Böylece daha önce haklarında hayali ihracat yaptığı ve bu amaçla suç örgütü kurduğu savlanan şirket yetkilileri ile gümrük yetkilileri, gümrük/mali müşavirler “aklanmış” oldu.
Gümrük Bakanlığı geçen yıl “hayali ihracat vardır, terör örgütü de finans sağlamıştır” belirlemesiyle gönderilen raporlara konu soruşturmanın devamını yapan yeni bir müfettiş ekibinin bu kez “hayali ihracat yoktur” raporu düzenleyerek savcılığa gönderdiği anlaşıldı. Hayali ihracat ihbarı üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın talimatıyla soruşturma başlatılmıştı. Görevlendirilen Gümrük Başmüfettişleri Murat Şanlı, Ali Ortapolat ve Ahmet Ünal yaptıkları inceleme sonunda İstanbul, Ankara, Yüksekova ve Hakkari’de yerleşik şirketlerce gerçekleştirilen hayali ihracat şebekesini ortaya çıkardılar. Üç başmüfettiş kaçakçılığın mali boyutunu 400 milyon dolar olarak hesaplarken, 42 adet ihracat firması, 24 imalatçı ve tedarikçi firma, Yeminli Mali Müşavir, Gümrük Müşavirleri olmak üzere toplam 95 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ,“Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” üst başlıklı 220. maddesi, “evrakta sahtecilik” ve Kaçakçılıkla Mücadele Yasası kapsamında soruşturulmaları istemiyle raporlarını savcılığa gönderdi. Başmüfettişlerin raporundaki belirlemelere katılan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da operasyonların bilgisi dahilinde gerçekleştiğini belirtip, “Soruşturmayı ve incelemeyi ilk olarak 2 yıl önce biz kendi içimizde başlatmıştık. Somut verilere ulaşınca güvenlik birimlerimiz operasyon için harekete geçti. Biz yasadışı ticaret yapanlara göz açtırmayız, yolsuzluğa ve hukuksuzluğa da asla taviz vermeyiz” demişti. Hayali bir varmış, bir yokmuş Hayali ihracatı belirleyen müfettişler, bu kaçakçılık olayında Gümrük Bakanlığı Müsteşarı, Rehberlik ve Teftiş Başkanı, Gümrükler Genel Müdürü, Gümrük Muhafaza Genel Müdürü, Personel Dairesi Başkanı hakkında da “görevi kötüye kullanma” suçlarından suç duyurusunda bulunulmasını istemelerinin ardından soruşturmadan el çektirildiler. Bu başmüfettişler yerine soruşturmayı yürütmek üzere gümrük kontrolörü kökenli müfettişler Şükrü Yabancıoğlu, Soner Tutal, Ahmet Arslantaş, Mehmet Ali Aydoğan, Ali Temiz ve Osman Uslu görevlendirildi. Bu ekip tarafından yapılan “yeni” inceleme sonuçları, 2 Ağustos 2013 tarihli 3 sayılı raporda yer aldı. Raporda, ihracat beyannameleriyle ilgili 44 ayrı ülkede yurt dışı araştırması yapıldığı belirtildi. Raporda, 852 ihracat beyannamesinin 467’si ile ilgili olarak ihracatın gerçekleştirildiği ülkeden olumlu, 385 beyanname ile ilgili olarak ise “olumsuz yanıt” geldiği vurgulandı. Raporta, “olumsuz yanıttan” kast edilen ise, “Söz konusu ürünlerin toplam kap adedi bazında eşya miktarının uyumlu olmasına karşın, ithalat aşamasında mal kıymetinin ilgili ülkeye düşük beyan edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca başta Fransa tarafından gönderilen yanıtlar olmak üzere bir kısım olumsuz yanıtlarda ise faturada görünen alıcı firmanın faaliyette bulunmadığı, faaliyetini terk ettiği veyahut veri tabanlarında söz konusu firmanın tespit edilemediği yönünde bilgiler verilmiş bulunmaktadır” biçiminde açıklandı. Malın değerinin düşük beyan edildiği, kimi şirketlerin ise gerçekte olmadığı saptamasına karşın raporda, “Yurt dışı araştırmaları neticesinde temin edilen bu veriler dikkate alındığında, soruşturmamız kapsamı firmaların ihracatlarının hiçbir mal hareketliliğine dayanmayan hayali ihracatlar olduğu şeklinde bir yargı oluşturmanın mümkün görülmediği değerlendirilmektedir” denildi. Neden hayali kapsamında değerlendirilemeyeceği ise raporda, “Öyle ki, alıcı ülke gümrük idaresince eşyanın beyana uygun şekilde teslim alındığının bildirilmiş olması karşısında, salt haksız KDV iadesi almak amacıyla tedarik sürecinde sahte belge kullanılması eyleminden hareketle, ihracat gerçekleşmediği halde gerekleşmiş gibi gösterilmek suretiyle tanımlanan hayali ihracat suçu nitelemesinin yerinde olmayacağı açıktır” yorumu yapıldı. Böylece daha önce başmüfettişlerin hayali ihracat belirlemesi yaptığı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın da basın açıklamalarına konu ettiği hayali ihracatın “olmadığı” sonucu ortaya çıktı. Müfettişlerin yeni raporuyla daha önce haklarında hayali ihracat yaptığı ve bu amaçla suç örgütü kurduğu savlanan şirket ve yetkilileri ile gümrük yetkilileri, gümrük ve mali müşavirleri de hayali ihracat suçu yönünden aklanmış oldu. Olay da daha düşük cezalar öngören ‘vergi kaçakçılığı’ boyutuna evrilmiş oldu. Hayali ihracat olmadığı belirlemesine yer verilen raporun, durumun savcılıkça değerlendirilmesinin istenmesi ve kara para yönünden soruşturma yapılması için de Mali Suçları Araştırma Kurulu’na gönderilmesi dikkat çekti!