KAÇAKÇILIK PKK'YI BESLİYOR!!
-TÜCCARIN HAKLI ÇIĞLIĞI-
TONLARCA GIDA SINIRDAN NASIL GEÇİYOR?
İZMİR GÜMRÜK YETKİLİLERİ NEREDE?
Önce iki hatırlatma yaparak başlayalım yeni yazıma. Tarih 14 Temmuz 2010. Yer, Diyarbakır’ın Kulp İlçesi ile Bayrampaşa Beldesi arasındaki dağlık bölge. Askerlerimiz ile eli kanlı terör örgütü çatışmaya girmiş! Sonuç 13 askerimiz şehit birçoğu da yaralı..
Yine iç acıtan, yürek burkan, diş sıktırtan, göz yaşartan ikinci bir olay. Tarih 6 Eylül 2011. Yer, Tunceli’deki bir halı saha. Bir eline bomba, bir eline silah almış şerefsiz halı sahada futbol oynayan polislerin içine dalmış! Acımasızca saldırıyor. Sonuç 27 yaşındaki komiserim Cem Kerman ile 28 yaşındaki eşi öğretmen Dilay Turan Kerman şehit. Bununla bitecek mi katillerin vahşeti? HAYIR! Çünkü onlar iki şeyle besleniyor. Birincisi kan, ikincisi de kanı akıttıkları malzemeyi sağlayan para. Ben bugün ikincisini işleyeceğim yazımda. Yani terör örgütünün nasıl para kazandığını anlatacağım size. Aslında pek de bilmediğiniz bir şey değil anlatacaklarım. Ama ben bu olayı anlatırken bölgede tüccarlık yapan, iş yapan işadamlarının ağzından anlatacağım sizlere hem size hem de bu yazıyı okuyan ilgililere..
Doğu’daki vergi kaçakçılığı arttırıyor!!
Kısa ve öz olarak şunu diyorlar tüccarlar, işadamları. Yurt dışından ithal edilen örneğin ceviz, çay, vs. gibi gıdalarda vergi oranı yüzde 40 oranını buluyor. Bizler vatanını ve milletini seven işadamları olarak, bu vergiyi ödeyip malımızı ithal ediyoruz. Peki! Ya başkaları? Onu da anlatıyorlar. Güneydoğu’daki bazı firmalara teşvik gibi kolaylıklar sağlanmış. Adamlar bunu da fırsat bilip, vergi ödemeyerek hem de belgelerinde 5 gösterdikleri malı, 10 kat fazla çekerek üstelikte vergisiz kaçak olarak ülkemize sokuyorlar. Hepsi mi? Tabii ki Hayır. Ama birçoğu öyle yapıyor. Devam ediyor beni arayan tüccar ve işadamları.. Devlet bu vergileri uygun ve makul hale getirsin bıçak gibi kesilir kaçakçılık. Devlet yüksek vergi koyduğu ithalat işlemlerinden kazandığını zannediyor. Ama yanılıyor. Özellikle birçok gıda yüksek vergisi nedeniyle Türkiye’ye kaçak olarak sokuluyor. Kaybeden kazandığını zanneden devlet oluyor. Ve anlattıklarının en can alıcı yerine geliyorlar. Onlar anlattıkça içim sızlıyor. Yüreğim daralıyor. Çünkü anlattıklarının hepsi doğru.. Çünkü anlattıklarını yıllardır biliyorum ve eski bir gümrük çalışanı olarak birebir yaşadım.
Tonlarca gıda sınırdan nasıl geçiyor?
Şöyle diyorlar işadamları ile tüccarlar. Özelliklesınır gümrüklerinde yapılan kaçakçılığın perde arkasında terör örgütü PKK var. Bizzat organize ediyorlar kaçakçılık olaylarını.. Örgüt artık uyuşturucunun yanı sıra bu tür kaçakçılık işlerine de el attı. Çünkü bu işlerde de en az uyuşturucu da olduğu kadar fazla para var. Ve ardından o can alıcı soruyu yapıştırıveriyorlar. Peki! Aykut Bey, size soruyoruz tonlarca gıda sınırdan nasıl geçiyor? Bu işler oradaki görevlilerin (mesleklerini yazmayacağım) yardımı olmasa gerçekleşebilir mi? Ben söyleyeyim hemen GERÇEKLEŞEMEZ!!
Yukarıdaki iki hatırlatmayı, tekrar bir okuyun isterseniz. Ben yazamayacağım o iki örneği niye verdiğimi.. Ama sizler anlatmak istediğimi, neyi vurgulamak istediğimi anladınız sanırım. Özetle söyleyecek olursak; ‘KAÇAKÇILIK BİTMEZSE; GÜMRÜKTE KİMLERİN HANGİ ÇARKIN İÇERİSİNDE OLDUĞUNUN FARKINDA OLMAZSAK; TERÖRDE BİTMEZ, ACILARDA!!’
İzmir’in Kavakları Dökülür Yaprakları
İstanbul Büyükçekmece Savcısı Mustafa Kemal Gül’ün, polis ile sürdürdükleri Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Hayali İhracat Kaçakçılığı Soruşturması genişleyerek sürdürülüyor. Geçen yazımızda, soruşturmanın İstanbul Gümrükleri ve Ankara’dan sonra İzmir’e uzandığını da belirtmiştik. Yapılan çalışmalarda, İzmir’in Aliağa İlçesi’ndeki gümrük bölgesinden Uzakdoğu ülkelerine hayali ihracat yapıldığının altını çizmiştik. Hatta gümrüklerde, hem de kaçakçılığı önlemekle görevli bir müdürün de soruşturmaya adının karıştığını söylemiştik. Milyonlarca Euro’luk soruşturmada, tosun müdürün kaçakçılara her türlü kolaylığı göstermekte niyetli olduğunu gösteren dinleme kayıtlarını da yazmıştık. Yazmıştık ta, bütün bunlar olurken İzmir’in kıdemli başmüdürü Nazım Bütün’ün nerede olduğunu yazmamıştık. Şimdi soralım isterseniz;
Sayın Bütün! Aliağa’da konteynırların içerisine çimento koyarak devleti BÜTÜN BÜTÜN soydukları zaman, üstelik İzmir’de ‘kaçakçılıkla uğraşsın’ diye görevlendirilen müdürünüz çarkın içerisinde olduğu zaman siz hiç bu olayları duymadınız mı?
Peki! Duyduysanız o zaman ne yaptınız? Yoksa şehir ya da ülke dışında mıydınız? Ya da işin latifesi o güzelim kordon boyunda veya Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde şöyle bir tur mu atıyordunuz?
Sayın Bütün gerçekten bunları merak ediyorum.
İzmir Dosyasına devam
Sevgili okurlarım; gerçektende bu son hayali ihracat dosyasını hem devletin polisi hem de savcısı çok iyi hazırlamış!! Fezleke içerisine öyle belgeler konulmuş ki; okudukça şaşırıyorsunuz. Biz bu yazımızda da, soruşturmanın İzmir ayağına devam edelim. Zaten niyedir bilinmez bir ben bir AKŞAM Gazetesi bir de RADİKAL Gazetesi yazıyor bu milyonlarca Euro’luk vurgun haberlerini. Devletin polisi ve savcısı, yetimin kursağından çalanı yakalamış kimse de ‘tık’ yok. Size İzmir Soruşturması’nın diğer dinlemelerini de yazayım. Okuyup görün devletimizi nasıl soymaya çalışıyorlar!..
“6 taneyi ne zaman yükleyeceksin ağabey?”
B.K: Neyse şey yani bu 6 taneyi sen ne zaman yükleyeceksin ağabey
L.T: 6 ya birader yani beni rahatlatacak mısın ne yapacaksın bilmiyorum ama ya acayip korktum ya. Burada şimdi yüklemeyi yaptım ben şeyi gönderdim arabayı gönderdim tamam mı hatta şu an benim araba önümde gidiyor yani. Korkmamın sebebi şu bunu yüklerken anasını satayım 15 kişi işçiler, firmanın şeyi o Hasan var ya tanışmış olduğumuz, ondan sonra şimdi irsaliyeleri ben ona göre şey yapıyorum
B.K: Ağabey sen irsaliyeleri ayır şoför arabasına binince al ağabey irsaliyeni devam et de
L.T: İşte ben de öyle yaptım zaten işte bunlar. Bakıyor çıkar mı kopar mı yani korkuyorlar anlıyor musun? Felaket korkuyorlar dedim. Bunlar dedim gümrükte açılır burada açılmaz. Kardeşim rahat olun dedim yani koskoca bir firmanın dedim bir işlemini yapıyoruz dedim. Yani öyle böyle arabayı çıkarttım. Araba şu an Gaziemir tarafında gidiyor dümdüz yola çıktı.
B.K: Ya onlar alışır be ağabey onlar da ilk defa yaşıyor bu işi
“Buradakiler aç kurt gibi”
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde..
L.T: Yani işte ulan ben de korktum. Dedim değiştiremeyeceğim. Süleyman ondan sonra bu tarafta şey trip yapıyor, ne biliyim biz diyor başta konuştuk. Levent diyor bir kaç milyon yaparız diyor, ondan sonra amenna diyor, senin dediğine kefilim diyor, ama buradakiler aç kurt gibi bekliyorlar ben seni amorti edemem he şu an ben millete verilecek şeyi senden aldım evrağı da veriyorum. Bizimkini de olmazsa diyor yarın gönderirsin, dedim ağabey yarın çıkartırım problem yok dedim
B.K: Alacak yok dedi adam
L.T: Hayır, hayır o sadece gümrük işlemleri için rakamı şey yaptı senden aldı. Kendisinin yani kendi kazandıkları parayı almadılar, Bizden onu sana söyleyeyim anladın mı sağa sola ıvıra zıvıra vereceği bütün parayı aldılar, bunlar toplam 11 milyar 700 lira, 1700 de o gönderdi bizim ona vermemiz olan rakam 14 500, 1 milyar 400 milyon da yarın malcıya para vereceğim hesap bu
B.K: Kaç tane mal koydun
L.T: 200 tane
B.K: Bir dakika 20 ton beyanname açmadın ki sen ağabey
L.T: 15 500 açtım
B.K: Niye 20 ton koydun, ağabey şimdi bak orada sıkıntı yaratacaksın
L.T: Orada kilo olayı yok Yani o tarafta tartı kilo olayı yok
B.K: Karşıda var ağabey ya
Değerli okurlarım; çok değerli yol arkadaşlarım, gördüğünüz üzere soruşturmanın İzmir ayağı da en az İstanbul ve Ankara gibi önemli. Soruşturma tüm hızıyla devletin savcısı ve de polisi tarafından soruşturuluyor. Gönlünüz rahat olsun, devlet iş başında.. Yeni yazımda, yeni bir konuyla, yine siz okurlarımla buluşmak üzere şimdilik sağlıkla kalın.
YAZARIN NOTU:
Yeni bölge müdürleri kararname çok yakında hatta haftaya imzalanacak. Bana gelen duyumlar böyle. Bir de Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı yeni bölge müdürlüklerini veya kapatılacak başmüdürlükleri belirledi. Bu önemli gelişmeleri de sizlere etkihaber’de duyuracağız. Bilginize..