Kadına yönelik şiddet Kovid-19 salgınında arttı!

Kadına yönelik şiddet, sosyal kısıtlamaların uygulandığı ve ekonomik sıkıntıların yaşandığı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde arttı.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, Kovid-19 ile mücadelenin beraberinde getirdiği kapanma tedbirleri, sosyal hizmetlere erişimin kısıtlanması, yeni ekonomik sıkıntıların baş göstermesi, kadınları şiddete karşı daha korunmasız kıldı.

BM Kadın Biriminin yayımladığı verilere göre, dünya genelinde 15 yaş üstü yaklaşık 736 milyon kadın (her üç kadından biri) hayatlarının bir döneminde şiddete maruz kaldı. Bu kadınların 640 milyondan fazlasına eşleri ya da eski eşleri şiddet uyguladı. Küresel olarak kadın cinayetlerinin yüzde 38’ini eşler ya da partnerler işledi.

Öte yandan araştırmalar, dünya genelinde şiddete uğrayan kadınların yüzde 40’ından daha azının bu konuda yardım alma talebinde bulunduğunu ve bu durumun kadınlarda, depresyon, kürtaj olma ve HIV kapma riskini arttırdığına işaret ediyor.

Halihazırda kadına yönelik şiddet tüm dünyanın sorunu iken, 2019'da Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkarak tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını bu sorunu ciddi boyutlara taşıdı.

BM, kapanma tedbirleri ile özellikle kadına yönelik ev içi şiddetin artmasını Kovid-19’a paralel olarak gelişen bir “gölge salgın” olarak niteliyor.

Şiddet olayları kapanma tedbirleriyle arttı!

Nitekim veriler virüsün hızla yayılması sonrası dünya genelinde yoğun olarak kapanma tedbirlerinin uygulandığı 2020 yılının ilk çeyreğinde, kadına yönelik şiddet olaylarında da ciddi artış yaşandığını gösteriyor.

ActionAid uluslararası sivil toplum örgütü, 2020 yılının mart ve nisan aylarında belli bölgelerde rapor edilen şiddet olaylarının salgın öncesi aynı döneme kıyasla rekor seviyede arttığını ortaya koydu.

Bangladeş’te, Arakanlı Müslümanların kaldığı mülteci kampları da dahil, kadınların şiddete maruz kalma oranları yüzde 983, Nijerya ve Filistin’de yüzde 700, Uganda’da yüzde 99 arttı.

Brezilya’da 2020 yılı mart ve nisan aylarında 12 eyalette 143 kadın öldürüldü ve kadın cinayetleri salgın öncesi aynı döneme kıyasla yüzde 22 yükseldi. Arjantin’de kadınlara yönelik ev içi şiddet yüzde 25 arttı.

Fransa’da kapanma tedbirlerinin uygulanmaya başlandığı Mart 2020'de ev içi şiddet olaylarında yüzde 30 artış görüldü.

İtalya’da kadınların şiddet gördüğü gerekçesiyle çağrı merkezlerine yaptıkları aramalarda yüzde 59’luk artış kaydedildi.

ABD'de her 68 saniyede bir kişi cinsel istismar ya da tacize maruz kalıyor

ABD'de cinsel taciz karşıtı en büyük sivil toplum örgütü RAINN'nin verilerine göre, ülke genelinde her 68 saniyede bir kişi cinsel istismar ya da tacize maruz kaldı. Bu oran salgın öncesi dönemde her 73 saniyede birdi.

Sivil toplum örgütleri ve düşünce kuruluşlarınca yapılan çalışmalar ve anketlere göre, sık sık toplu tecavüz ve vahşi cinayetlerle gündeme gelen Hindistan ise dünyada en fazla cinsel saldırının gerçekleştiği ülkelerden biri durumunda.

Hindistan Ulusal Kadın Komisyonundan (NCW) elde edilen veriler, aile içi şiddet şikayetlerinin, 2020 yılı baharında karantina kurallarının en sıkı şekilde uygulandığı bölgelerde yüzde 131 arttığını gösterdi.

Kadına yönelik şiddet olaylarındaki hızlı artışın önüne geçmek için Eylül 2020 itibarıyla 52 ülke, Kovid-19 ile mücadele politikalarına kadına yönelik şiddetin önlenmesi gibi hedefler koydu. Öte yandan, 121 ülkede özellikle salgın sürecinde gelişen şiddet olaylarına ilişkin önlemler alındı.

Diğer yandan Türkiye'deki kadına şiddet olayları hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Kasım itibarıyla 2021’de 251 kadın cinayetinin işlendiğini, geçen yılın tamamında bu sayının 268 olduğu söyledi.

Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak gördüklerine ve bir can kaybına bile tahammüllerinin olmadığına dikkati çeken Soylu, "Elektronik kelepçe izleme merkezi kurduk, 1000 kelepçe kapasitemiz var. Türkiye’de şu an aktif 296 kelepçe var, süresi tamamlanan kelepçe uygulaması sayısı da 501. Yani toplam 800'e yakın kelepçe kararı verilmiş, uygulanmış veya uygulanıyor. Bu noktadan hareketle koruyucu önleyici tedbir kararlarının, kelepçe kararlarının sayısını artırma gayreti içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

AA