TÜRKİYE'NİN ŞAHA KALKIŞI BAŞLIYOR!
KAHRAMAN MURAT'IN ZOR İDDİANAMESİ
- İŞTE O MERSİN İDDİANAMESİ’NİN AYRINTILARI -
ŞÜPHELİLER HAKKINDA YÜRÜTÜLEN SORUŞTURMA KAPSAMINDA YAPILAN İŞLEMLER
NE İZMİR BE ARKADAŞ!..
ŞU GÜZELLER GÜZELİ İZMİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, bin 414 delegenin oyunu alarak genel başkanlığa seçildi. AK Parti'nin, Ankara Spor Salonu'nda yapılan 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkanlık için yapılan seçim sonuçlandı.
Kongre Divan Başkanı Hayati Yazıcı, seçim sonuçlarına göre kayıtlı bin 470 delegeden bin 417'sinin oy kullandığını, bin 414 oyun geçerli, 3 oyun geçersiz sayıldığını bildirdi. Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bin 414 oyla, geçerli oyların tamamını alarak genel başkanlığa seçildiğini duyurdu. Böylece, 27 Ağustos 2014'te yapılan 1. Olağanüstü Büyük Kongre'de genel başkanlık koltuğunu Ahmet Davutoğlu'na devreden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 998 gün sonra 3. Olağanüstü Büyük Kongre'yle yeniden AK Parti Genel Başkanlığı görevini üstlenmiş oldu.
ŞİMDİ SIRA ŞAHA KALKIŞTA...
Büyük kongrenin sonucunun ilan edilmesiyle birlikte büyük bir kesimin düşüncesi artık Türkiye'nin ekonomi başta olmak üzere şaha kalkacağı yönünde. Bu beklenti haksız bir beklenti değil! Çünkü Türk insanı referandum tercihi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve dolayısıyla Ak Parti'nin önündeki tüm engelleri kaldırmış şimdi de daha iyi bir yaşam için başkanlık sistemi ve o başkanın partisinin yapacaklarını beklemektedir.
Peki..! Yeni sistem ve AK Parti bunu başarabilecek midir? Benim şahsi görüşüme göre, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Erdoğan ve kurmayları bunu başarabilecek potansiyel, bilgi ve birikimine sahiptir. Yani kabineden sonra da hızla bu hedefine yönlenecektir.
KAHRAMAN MURAT'IN İDDİANAMESİ HAZIR
Mersin Gümrüğü'nde Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik soruşturmanın iddianamesi hazırlandı. Etki Haber olarak yine başarılı bir gazetecilik örneği göstererek iddianamenin can alıcı bölümlerini ele geçirdik.
İddianameye baktığınızda, iddianameyi hazırlayan savcının önemli tespitleri gözünüze çarpıyor. Alınan ifadeler ve elde edilen bilgiler FETÖ'nün Mersin Gümrüğünde nasıl yapılandığını gözler önüne seriyor. İddianamede bazı ifadeler bu örgütlenmeyi çok iyi açıklıyor.
FETÖ'CÜLERE KOLAYLIK GÖSTERİYORDU..
Örneğin; iddianamede ifadesine başvurulan M.V.K adlı kişi, Murat Kahraman'ın Mersin Gümrüğü'nde terör örgütü sempatizanlarına her türlü kolaylığı gösterdiğini belirtiyor. Gümrükleme şirketi sahibi M.V.K ifadesinde şunları söylüyor:
“M. adlı Gümrük Müşavirliği firmasını ben kurdum. Bu firmada 8 ortağız ve ben firmanın müdürü ve aynı zamanda firmanın %50 ortağıyım. Firma olarak Mersin ilinde 15 gümrük deposunun kontrolünü yapıyorduk. 2014 yılı Kasım ayında, Mersin ilinde yapılan et kaçakçılığı olayında, şirketimizin ortaklarının birinin kontrolünde olan MEGA isimli gümrük deposunda yaklaşık 1.000 ton civarında et kaçakçılığı meydana geldi. Bu olayla ilgili olarak MEGA isimli depoya bakan ortağım Muhsin KIN, çalışanımız İsmail… mal sahipleri, depo sahibi ve depo çalışanları yakalandılar, haklarında ki adli süreç devam etmektedir. Bu olay sonrasında, Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat KAHRAMAN diğer işlerini yaptığımız 14 deponun sahiplerini arayarak ‘Bakanın talimatıdır, ayrıca bunlar kaçakçıdır’ şeklinde ifadelerde bulunarak bizim ticaretimizi engelledi.
“MAKAMINDA GÖRÜŞTÜM”
Bununla birlikte, iş ahlakımızı ve iş onurumuzu ayaklar altına aldı. Ta ki 15 Temmuz darbe girişimine kadar ve devlet tarafında görevden alınıncaya kadar bize hür türlü baskıyı emrinde bulunan ve herhangi bir suçu günahı olmayan memurlara yaptırdı. Depo sahiplerine yapmış olduğu bu baskı sonucunda 13 tane depoyu yani işimizi kaybettik. Biz 8 ortaklı bir şirketiz, anayasamıza göre suçlar şahsidir, ancak bu şahıs hepimiz suçluymuşuz gibi bütün işlerimizi elimizden aldırdı. Ayrıca kardeşlerimin çalıştırdığı BAŞAK Gümrükleme firması için, yasal olmayan şekilde diğer bütün müşterileri ve gümrük müdürlerini arayarak kardeşlerimin firmasının işlerinin aksaması için elinden geleni her türlü şeyi yaptı. Bu durum yaklaşık 20 aydır devam etmektedir. Ben bunun üzerine yaklaşık 8 ay önce Bölge Müdürü Murat KAHRAMAN’ın makamına gittim.
'BAKANIN TALİMATI' DEDİ
Kendisine bizim ve kardeşlerimin firmasının işleri ile niçin uğraştığını sorduğumda, bana sizin bir suçunuzun olmadığını biliyorum, ancak Bakan Bey’in şifai talimatı olduğunu söyledi. Bende bunun üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na durumu açıkça anlatır şekilde 4-5 tane dilekçe yazarak gönderdim. En sonunda gelen dilekçemin cevabında, Bakanlığın bu konu ile bir bilgisinin ve talebinin olmadığı, konuyla ilgili olarak Gümrük Bölge Müdürü ile görüşmemin uygun olduğu yönünde bir cevap geldi. Benim bu konu ile ilgili Bakanlığa yazmış olduğum dilekçelerin birer örneği elimde bulunmaktadır. Gümrükte yoğun şekilde meydana gelen et kaçakçılığı olayının içinde Bölge Müdürü Murat KAHRAMAN bulunmaktadır. Zaten et kaçakçılığı olayı ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen raporda Murat KAHRAMAN ve diğer şahısların hepsinin olayın içinde olduğu açık açık görülmektedir. Göreve başladığı ilk günden itibaren gümrük müşavirleri ve müşteriler ile yaptığı toplantılar sonrasında, müşavir ve müşterilerle yaptığı birebir görüşmelerde, zaman gazetesi okumalarını ve bu gazeteye abone olmaları yönünde kendilerine telkinlerde bulunurdu..
CEMAAT ÜYESİ
Bu şahsın Bölge Müdürü olduğu tarihten bu yana kendisinin Fethullah GÜLEN cemaati üyesi olduğu, benim gibi açık açık bütün gümrük çalışanları ve gümrük müşavirleri tarafından bilinmektedir. Gümrük içerisinde Fethullah GÜLEN’ci olan kendi yandaşlarına ve gümrük firmalarına her türlü kolaylığı göstermekteydi. Yani yandaşlarına ait firmaların beyannamelerine kolaylık gösterilmesinin ve cezalarını görmezden gelmeleri sağladığını biliyorum. Ancak ben bu şahısla sürekli olarak görüşmediğim için kendisinin bu paralel örgüt içerisindeki konumunu ve irtibatlarının kim olduğunu bilmiyorum. Bu şahsın tavsiyesi sonrasında, Fethullah GÜLEN cemaatine bağlı memurlar gümrük içerisinde müdürlüğe kadar yükselmiştir. Benim bu şahıs hakkında bildiklerim bunlardan ibarettir."
“GECE YARISI ÖĞRENDİM”
Murat KAHRAMAN ise bu ve benzeri suçlamalara karşı verdiği ifadesinde örgüt ile ilgisi olmadığını belirterek şu ifadeyi vermiş:
15 Temmuz 2016 günü saat 17.00-17.30 sıralarında işyerimden ayrılarak eve gittim. Akşam yemeğini çocuklarımla evde yedikten sonra, günün verdiği yorgunluk sebebiyle saat 21.30 sıralarında uyumuşum. Gece saat 00:00 sıralarında Gümrük Bölge Amiri olan soyadını hatırlamadığım Özer Bey beni cep telefonumdan arayarak limanda görevli özel güvenlik şirketinin kendisini aradığını, Tuğamiral Nejat Atilla DEMİRHAN’ın kapıların güvenliğini alan özel güvenlik şirketine limanın kapıların kapanmasını, herhangi bir işlemin yapılmaması talimatını verdiğini bana söyledi. Gümrük olarak biz nasıl hareket edelim bu konuda talimatınız nedir? İşlemler normal devam etsin mi? Diye sordu. Bende kendisine normal işlemlerinize devam edin diye talimat verdim, Özer bey de tamam diyerekten telefonu kapattı. Bunun üzerine kapılar kapatılmayınca, tahminen saat 00:00- 01.00 saatleri arasında Tuğamiral Nejat Atilla DEMİRHAN beni telefonla arayarak sıkıyönetim ilan edildiğini, TRT’de bu konu hakkında bildiri yayınlandığını ve kendisinin Mersin ilinin sıkıyönetim komutanı olduğunu derhal kapıların kapatılmasını emirlerinin yerine getirilmesini, giriş çıkış kapılarının kapanmasını, kapıya asker göndereceğini giriş çıkışları durduracağını söylemesi üzerine ben de kendisine ben il valisine bağlıyım sizin verdiğiniz emirle hareket etmem diyerek olumlu bir cevap vermedim ve telefonu kapattım.
“İŞYERİME GİTMEDİM”
Akabinde Mersin Gümrük Müdürü Yılmaz DOKUMACI’yı arayarak normal işlerine devam etmelerini, olaylardan gelişmelerden bana bilgi verilmesini istedim. O da bana ‘tamam anlaşıldı’ diyerek telefonu kapattı. Yarım saat sonra Yılmaz DOKUMACI tekrar beni arayarak, rütbelerini ve isimlerini bilmediği 3 askerin liman kapısına geldiğini ve kapı girişinde oturdukları bilgisinin kendisine geldiğini söyledi. Bende herhangi bir kimse zarar görmemesi için rutin işlerinize devam edin, askerle de gereksiz ağız münakaşası veya silahlı çatışmaya girmeyin ve karşı karşıya gelmeyin diye talimat verdim. Yaklaşık yarım saat sonra tekrar beni arayarak askerlerin yarım saat yanlarında kaldıktan sonra gittiklerini bu esnada herhangi bir müdahalede bulunmadıkları bilgisini iletti. Daha sonra tahminen saat 01:30-01:45 sıralarında Cumhurbaşkanımızın halka ‘dışarı meydanlara çıkın’ diye çağrıda bulununca çocuklarım küçük olduğu için eşimi evde bırakarak yaya olarak ikametimin bulunduğu bölge olan eski stadyumun oradan dışarı çıktım. 02:00 sıralarında Sayın Valimiz Özdemir ÇAKACAK beni telefonla arayarak limanda herhangi bir sorun olup olmadığını sorduğunda, bende herhangi bir sorun olmadığını; askerlerin gelerek biraz oturduktan sonra geri döndüklerini söyledim. Teşekkür ederek telefonu kapattı. Ancak bu görüşmede bir gelişme olursa bana haber ver şeklinde talimatları olduğunu da söyledi. İş yerimizdeki arkadaşlarla yapmış olduğum görüşmede giriş çıkışların polis tarafından tutulmuş olduğunu içeriye giriş çıkışların yapılmadığını öğrenince güvenlik sebebiyle işyerime gitmedim ancak görevde olan arkadaşlara hiçbir şekilde görev yerinizi terk etmeyin olabilecek gelişmelerden beni haberdar edin talimatı verdim.
“FETÖ İLE İRTİBATIM YOK!”
Yaklaşık 1 saat dışarıda kaldıktan sonra eve geri döndüm. Darbe gecesi sabaha doğru cep telefonuma Müsteşar Cenap AŞCI’dan SMS mesajı geldi. Gelen mesajda da savcıların-askerlerin kaçabileceği, özellikle Kıbrıs çıkışlarına dikkat etmemiz gerektiği, arkadaşları uyarmam gerektiği yönünde talimat aldım. Yine bize bağlı Adana Gümrük Müdür yardımcısı Burhan AYHANOĞLU, Taşucu Gümrük Müdürü Cemalettin DEMİRDELEN, Mersin Yolcu Salonu Gümrük Müdürü Hasan Hüseyin KOÇAK’ı arayarak durumlar hakkında bilgi istedim. Adana müdürüne ilk başta ulaşamadım. Daha sonra bana döndüğünde herhangi bir problem olmadığını bildirdi. Taşucu ve Mersin Gümrük Müdürleri de herhangi bir problem olmadığını söyledi. Benim olayların yaşandığı gün ve sonrasında, yukarıda isimlerini bildirmiş olduğum şahıslar haricinde herhangi bir kimseyle bir irtibatım olmamıştır. Yukarıda ifadem akışında belirttiğim gibi Tuğamiral Nejat Atilla DEMİRHAN beni arayarak kendisinin sıkıyönetim komutanı olduğunu söyleyerek bazı talimatlar verdiyse de ben bu talimatlara uymadım. Darbe girişimi ile ilgili planlamalar kimler tarafından nerede, kimlerin öncülüğünde yapıldığını, hangi iletişim araçları ile bilgi aktarıldığını bilmiyorum bu konudaki gelişmeleri basından takip ettim. Benim FETÖ/PDY terör örgütü ile hiçbir irtibatım ve ilişkim yoktur. Bu sebeple örgüt stratejisi çalışma mantığı amaçları ve iletişim yöntemlerini bilmiyorum, bu örgütü 17-25 Aralık sürecinden sonra medya aracılığı ile devletin kurum ve kuruşlarını ele geçirmeye çalışan bir terör örgütü olduğunu öğrendim. FETÖ/PDY terör örgütünü lanetle kınıyorum.”
TOPLANAN DELİLLER VE TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:
Alınan tüm bu ifadeler ve toplanan belgeler ışığında iddianameyi hazırlayan savcı ise aynen şu belirlemelerde bulunmuş:
- FETÖ/PDY terör örgütünün Mersin ilimizde il imamı/abisi, il ablası, il mütevelli heyeti, ilçe imamı/abisi olarak örgütün ilde en üst yapılanmalarını oluşturdukları, bu yapılanmaların altında eğitim, finansal ve sivil toplum kuruluşları, TSK, Emniyet, Mülkiye, medya, STK içerisinde yapılanmalarını oluşturdukları, bu yapılanmaların örgüt lideri Fetullah GÜLEN tarafından verilen talimatlar doğrultusunda hareket ettikleri, hücre yapılanmalarından sorumlu şüphelilerin örgüt tarafından başka bir ile veya ilçeye görevlendirildikleri gibi alt yapılanmalar arasında görevlerini değiştirdikleri, bunu örgütün devamını sağlamak amacıyla gerçekleştirdikleri;
- Örgütü kurucusu Fetullah GÜLEN’in değişik tarihlerde yapmış olduğu açıklamalarda;"devletin kılcallarına sızacağız" şeklindeki söylemleri ile uzun süren bir yapılanmadan sonra devlet kurumlarına sızdıkları ve yapılanmasını tamamladıkları, devleti ele geçirmek amacıyla faaliyetlerini sürdürdükleri, emniyetin içerisinde bulunan örgüt mensupları vasıtasıyla emniyet teşkilatının gücünden ve silah kullanma yetkisinden faydalandıkları tespit edilmiştir.
- TSK içerisinde yuvalanan örgüt mensuplarınca gerçekleştirilmek istenilen darbe girişiminin Mersin ilinde gerçekleştirmek üzere askeri cunta tarafından Akdeniz Bölge Komutanı Tümamiral Nejat Atilla DEMİRHAN’ın görevlendirildiği, şüphelinin de ilimizde darbeyi gerçekleştirmek amacıyla kendisiyle birlikte yakalanarak gözaltına alınan askeri personel ile Emniyet Personeli 3.Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri DAĞDELEN ile birlikte harekete geçtiği, ancak alınan emniyet tedbirleri sayesinde darbe girişiminde bulunan şüpheliler yakalanarak gözaltına alındığı;
Bu bağlamda; Olay tarihinde şüphelilerden Murat KAHRAMAN'ın Mersin Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü olduğu, şüphelinin FETÖ/PDY terör örgütü ile organik bağlantı içerisinde bulunduğu örgütün emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Şüpheli Murat KAHRAMAN'ın iş amacıyla kuruma gelen Gümrük Müşavirleri ve takipçilerine ve kendi personellerine sohbetlere katılmaları yönünde telkin ve tavsiyelerde bulunduğu, örgütün yayın organı konumunda bulunan Zaman gazetesine abone olunması konusunda baskıda bulunduğu, FETÖ/PDY terör örgütü üyelerine ve yakınlarına gümrük işlemlerinde kolaylıklar gösterdiği ve öncelik tanıdığı, Darbe günü kendisini sıkı yönetim komutanı olarak ilan eden Akdeniz Bölge Komutanı Tümamiral Nejat Atilla DEMİRHAN ile bir süre telefon görüşmesi yaptığı, şüpheli Seyfettin KEYFLİ'nin ise bahsi geçen örgüt adına himmet topladığı, kurbanlarını bağışladığı, Bank Asya'ya para yatırdığı bunu kendisinin de kabul ettiği, 2015 yılında çocuklarını cemaat okullarına gönderdiği, yine 2015 yılında İzmit'te cemaatin güdümünde yayın yapan Zaman gazetesinin düzenlemiş olduğu konferansa katıldığı, Zaman gazetesine üye olunması ve kurbanların cemaate verilmesi konusunda yakınlarına akrabalarına çevresine ve iş sahiplerine telkin ve tavsiyede bulunduğu bu şekilde her iki şüphelinin üzerlerine atılı bulunan suçları işledikleri tüm soruşturma evrakı kapsamında anlaşılmıştır.
İSTEK:
Şüphelilerin yargılamasının Türk Milleti adına mahkemenizce yapılarak;
1-) İddianame kapsamında; şüphelilerin yukarıda belirtilen sevk maddeleri gereğince cezalandırılmalarına,
2-) Yargılama sonucunda verilecek cezanın tür ve miktarına bağlı olarak TCK’nın 53/1-2. maddesinde belirlenen haklardan yoksun bırakılmalarına,
3-) Şüphelilerden ele geçirilen adli emanette bulunan eşyaların TCK'nın 54/1.maddesi gereğince zoralımına,
4-) Şüpheliler hakkında TCK'nın 58/9 maddesinin uygulanmasına,
5-) Şüphelilerin gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK'nın 63.maddesi gereğince mahsubuna,
6-)Yargılama giderlerinin CMK 324 ve devamı maddeleri uyarınca Şüphelilere yükletilmesine,
Karar verilmesi kamu adına talep olunur.
Sevgili okurlarım; iddianameyi elimden geldiğince kısaltarak size Mersin Gümrüğü'nde yürütülen soruşturmanın detaylarını vermiş oldum. Söz sırası şimdi Yüce Türk Adaleti’nde… Kim haklı, kim haksız, kim suçlu, kim suçsuz yapılacak mahkeme sonucunda belli olacak!!
NE İZMİR BE ARKADAŞ!
Ülkeyi batıdan doğuya, kuzeyden güneye gezseniz İzmir'e gittiğinizde yeri ve tadı başka oluyor. Rahatlıyor sanki bu şehre giden insan. Kentin büyülü atmosferine kaptırıveriyor kendini. Adına şarkılar yazılmış İzmir'e âşık olan kesimlerden biri de bizim gümrükçü arkadaşlar. Ama ne âşık olmak. İzmir'de göreve başlayan bazı (aralarında müdürlerde var) gümrükçülere 'Yahu kardeş senin görev yeri Paris'e çıktı' deseniz tövbe dönmezler İzmir'den. 'Yok, canım' sende demeyin, vallaha elimde liste var.
ŞU GÜZELLER GÜZELİ İZMİR
Suç sadece onlarda mı tabii ki hayır. Niye gitsinler ki, Bakanlık habire değişiklik yaparsa. Bakın anlatayım sizlere... Önce Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü ikinci bölgede 7 yıl olan çalışma süresi son değişiklikle 1. bölgeye alınıyor. Süre 8 yıl. İkinci bölgedeyken süresini tamamlayan personel bölge değişikliği sonrası İzmir'de kalıyor. Toplam etti mi sana 15 yıl. Yani şimdi Kordon boyunu bırakıp Doğuya Karadeniz'e gider mi o gümrükçü. İşte şimdi İzmir'de bu yaşanıyor. Çalışanların çoğu hastane hastane dolaşıp rapor almaya çalışıyor. Raporu koparan devam ediyor Kordon boyunu görmeye..Ya gariban memur? Hikaye 'ROTASYON ADAMI, MADAMI OLMAYAN GARİBAN MEMURLAR İÇİN ÇIKMIŞ BENCE' Ahhh ahhh, İzmir'in kavakları dökülür yaprakları... Anladınız siz onu...
-YAZARDAN SON DAKİKA NOTU-
MURAT KAHRAMAN’IN İTİRAFÇILIĞI KABUL EDİLMESİ ÜZERİNE ADLİ KONTROL ŞARTIYLA TAHLİYE EDİLDİĞİ BİLGİSİNE ULAŞTIM.
- YAZARDAN TÜRKGÖZÜ GÜMRÜĞÜ NOTLARI -
1-) Türkgözü Gümrüğü’nde hem tescile, hem de kantara bakan süper bir memur varmış! (Herhalde memur yok ki, onun için görevlendirilmiş!)
2-) İddiaya göre; Türkgözü Gümrüğü’nde alem yapan memurlar polise yakalanmışlar!..