KAPİTALİZİM DİNİ VE YENİ BİR DÜNYA
Yeryüzü milyonlarca yıl insanoğlunu yaratabilmek için hazırlandı. Gebe bir hayvanın içgüdüsüyle, onun rahatı için olağanüstü kusursuz bir doğa çemberi geliştirdi. Ama nankör oğul, KAPİTALİZİM DİNİNİN doğrultusunda doğa anasının teninin kanseri oldu.
İnsanoğlu endüstriyi doğa anasının tenine bir giysi gibi giydirmek, ya da takılarla bezemek yerine yapaylığı onun etine çaktı, mıhladı… Böylece o şahane doğa çevrimi zehirlendi. Çünkü ten, benliğinde yapaylığı çözemedi.
İnsanoğlu parayı seviyor, rahatını seviyor. Bu saatten sonra ancak bir felaket onu yontma taş devrindeki rahatlığına ve zararsızlığına razı edebilir.
Ne yapılmalı?
Önce yapılan yanlışlığın irdelenmesi gerekir. Kanımca yanlış, endüstri atıklarının doğada çözülüp, doğal çevrimde yer almasını beklemekle yapıldı. Şimdilerde pek moda olan ve doğada kendiliğinden çözülen marketlerin plastik torbaları gibi…
İnsan uçamayan, yüzemeyen bir hayvandır. Ama kuşları, balıkları örnek alarak uçabildi, yüzebildi. Öyleyse, doğal çevrimi örnek alarak tıpkı onun gibi bir “endüstri çevrimi” oluşturamaz mı? Endüstri atık ve artıklarını doğada çözmeye kalkışmadan; bir fabrikanın artık ve atığını öbürüne yedirerek hiç atıksız bir endüstri çevrimi oluşturabilir. Örneğin; suni gübre üreten bir fabrikada fosforik asit imalatında ya da dikalsiyum fosfat gübresi üretiminde kullanılan fosfat kayasından arta kalan ve adına “cips” denilen atık maddenin, çimento fabrikalarının döner fırınlarında kireç taşı yerine kullanılması gibi… Yeryüzündeki bütün fabrikaların girdileri ve çıktıları artı ve eksi değerler alarak bir bilgisayara yüklenip sonuç sıfırlanırsa; “Doğal Çevrim” gibi ve ondan bağımsız bir “ENDÜSTRİ ÇEVRİMİ” oluşturulmuş olur. Buradaki olumsuz yan, ulaşım zorluğu olacaktır. Hindistan’daki bir fabrikanın atığı diyelim Guatemala’daki bir fabrikanın girdisi olarak nötrleşirse ne olacak? Hayır, küçük bölgelere ayrılabilir. Yani her bölgedeki girdiler ve atıklar birbirlerini nötrleştirmelidirler. Nitel ve nicel olarak, girdileri ve atıkları “Bölgesel Endüstri Çevriminde” çözünüp, nötrleşemeyen fabrikalar susturulup atıl bırakılmalıdırlar. Bunlara girdi sağlayacak atıkları olan, ya da susturulan fabrikaların atıklarıyla beslenecek yeni fabrikalar açılmak için başvurulduğunda beraberce çevrime katılabilirler ve çalışmalarına izin verilebilir. Yeni kurulacak fabrikalar fizibilite raporlarında girdilerini hangi fabrikaların atıklarından sağlayacaklarını, atıklarını ise hangi fabrikalara girdi olarak vereceklerini belirtmelidirler.
Bu sistem, bütünüyle yepyeni ve evrensel olmalıdır. Bu sistem, doğanın sütünü, kanını tüketen kapitalizmin tepetaklak olmasıyla gerçekleşecektir. Artık zaman kalmamıştır. Aç gözlü kapitalistler ellerindeki çok parayla çaresiz hastalıkların virüslerinden başka ne satın alabileceklerdir?...
Ozon tabakasının incelip delinmesi, deliğin gittikçe büyümesi; bu tabakayı besleyen oksijenimizin tükenişindendir, yağmursuzluktandır çünkü şimşek çaktığında oksijenden ozon gazı oluşur. Hiç dikkatinizi çekmedi mi? Uygarlıklar yanardağların yakınlarında kurulmuştur. Ateşin uygarlığı ise doğanın cellâdı olmuştur. Kuranı Kerim’deki İNFİTAR SURESİ göğün yarılmasından söz eder ve doğanın cellâdının insanoğlu olduğunu belirterek, bir düzen içinde yaratıldığımızı fakat aldanıp yanılarak düzeni bozduğumuzu, din gününde ise hesap vereceğimizi bildirir.
Enerji yoksulluğundan yakınılıyor. Oysa yeryüzü güneşle sürekli olarak besleniyor. Dünyanın yarısı yaz, yarısı kış; yarısı gece, yarı gündüz… Bu olağanüstü potansiyel farkı nasıl göz ardı edilebiliyor da fosil yakıtlarla hala atmosferimiz kirletiliyor! Hatta dahası, ATOM ENERJİSİ KULLANMAK AKILSIZLIĞI YAPILABİLİNİYOR? Şimşekteki elektrik enerjisini görmemek körlük değil midir?
Asıl endişe duyulması gereken konu, yeryüzünün gittikçe homojenleşmesidir. Yeryüzü az sonra, bu gidişle, her yerde her şeyin eşit ölçüde bulunduğu bir homojen çöplük olacaktır. Yani her şey her yerde var fakat bizim bir şeyimiz yok! Bu homojen çöplükten bir şeyleri geri kazanmak olası olmayacaktır. Örneğin; demir, demir filizinden elde edilebilir. Oysa her toprakta az ya da çok demir vardır. Homojenlik, potansiyel farkının sıfır olmasıdır. Fizikokimyasal bir değerlendirme söz konusu olduğunda, bu durumda entropi1maksimum, entalpi2sıfır demektir.
Ben hala insanların günde neden sekiz saat çalışmak mecburiyetinde olduğunu anlayamıyorum! Resmi tatil günlerinde de neden her şey altüst olur acaba? Günde üç saat çalışılsa ve her birim yirmidört saat çalışsa ne olur… İnsanlar geri kalan zamanlarında da sanatı görebilseler ve evrimlerini tamamlasalar!... Birbirlerini özleyen ve şiddetle arzu eden iki yarım şeklinde yaratılan insanlar bu zaman aralığında tümleşseler ne olur?
Tanrı insanı yaratırken büyük bir hata yaptı, kafalarının içine beyin koydu ve onları birbirlerini müthiş özleyen yarımlar olarak yarattı. Erkek ve kadın olarak! İnsan o beynini süper statü uğruna hep kötüye kullandı. Umarım günde üç saat çalışılırsa, erkek ve dişinin birbirlerini bunca özleyişinin istismarı da sona erer. İnsanların insan olmayı öğrenecek zamanları olur böylece… Yanlış mı düşünüyorum, ne dersiniz?
Yeni bir dünya için, yeni, evrensel bir ekonomik yapı gerekiyor kanımca. Çok üretilip, insanlar çok tüketmeğe kışkırtılmamalıdırlar. KAPİTALİZM DİNİNİ terk edip İslamiyet’e yönelmelidirler. Komşusu aç iken tok karnına yatmamayı; ülkemizde açlık sınırının altında yaşamak için mücadele eden milyonlarca insan varken, deniz aşırı ülkelerdeki ne olduğunu bilmediklerimize ticari ve siyasi kazanç için maddi ve manevi yardım yapıp timsah gözyaşları dökmemeyi öğrenmelidirler.
Reklam giderleri yüzünden yaşam ne kadar pahallı! Kimileri satın alabilmek için çok çalışıyor, kimileriyse işsiz… İnsanların çoğu da savaşlar yüzünden işsiz. İşsizlik doğal değildir. İnsan bir şey yapmadan, bir hünerini göstermeden nasıl yaşar? Açgözlülükten savaşlar çıkarılıyor.
AÇ GÖZLÜLER, MAHVETTİĞİNİZ DÜNYADA SATIN ALACAĞINIZ NE KALACAK?
Yeni bir dünyaya düş diyemezsiniz. Dünyayı mahvedip yıldızlara yerleşmeğe kalkışmak düştür asıl… Hem yıldızlara yerleşmek için dünyayı mahvetmek gerekmez ki!...
1 Bilim adamları düzensizliği Entropi adı verilen nicelik ile ölçerler. Sistemlerdeki düzensizlik arttıkça, entropi de artar. Bu durum da faydalı (iş yapabilir) enerji miktarını azaltır. Faydasız enerjiyi (entropi) arttırır.
2 Entalpi, maddenin yapısında depoladığı her türden enerjilerin toplamıdır.
Güvenme onların samimiyetine
Menfaat uğruna gelirler vecde
Cenneti vaat etmeseydi eğer
Allah'ına bile etmezdi secde