Yaz sıcaklarının etkisini artırmasıyla boğulma vakalarında da dikkat çeken artışlar yaşanıyor. Özellikle Karadeniz’den gelen boğulma haberlerine karşı uzmanlar “insan yutan akıntı” olarak bilinen 'rip’e karşı dikkatli olunmasını istedi. Bu akıntının profesyonel yüzücülerin bile karşı koyamayacağı güçte olduğunun altını çizen uzmanlar, bu gibi durumlarda paniğe kapılmadan kıyıya dik olarak değil, paralel olarak yüzmek gerektiğini ve uzun süre su üzerinde kalmaya çalışmanın yararlı olacağını belirtti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, özellikle Karadeniz’de artan boğulma vakalarının sebebinin rip (çeken) akıntı olduğu uyarısında bulundu. Çeken akıntıya karşı gelebilmek için bilgi ve deneyim sahibi olmak gerektiğini belirten Ersoy, akıntının gücünün olimpiyat şampiyonu yüzücünün bile karşı koyamayacağı kadar güçlü olduğunu vurguladı. Çeken akıntıya kapılmak için suyun çok derin olması gerekmediğini vurgulayan Ersoy, bilek hizasındaki suda bile bu tehlikenin varlığına işaret etti.
RİP (ÇEKEN) AKINTI NEDİR?
Karadeniz kıyılarındaki dalgaların sadece kışın değil, yazın da, özellikle de rüzgârlı günlerde çok enerjik bir hal aldığını beliten Ersoy, bunun da çeken akıntıları oluşturduğunu anlattı. Dalgaların kıyıdan çekilmesi sırasında deniz içinde biriken kumların oluşturduğu tümsekler dalga kırılmalarına, bu kırılmaların da küçük mesafeli akıntılara neden olduğunu hatırlatan Ersoy, “Deniz tabanındaki kumları da içine alarak dalgayı daha güçlendirir ve tümsek engelini zayıf bir yerden yararak enerjik rip akıntılarına dönüşür. Dar bir kanaldan (en fazla 20-30 metre) geçen bu akıntı çok güçlü ve hızlı bir su hareketidir. Bu tür akıntıya kapılan insanlar hızla denize doğru sürüklenir. Bu çekimden kurtulmak isteyen insan, kıyı doğru yüzmek ister, fakat bunu yapamayınca panikler. Çünkü akıntının gücü ve hızı, insanın yüzme gücü ve hızından daha fazladır. Akıntı saniyede 1-2 metre (saatte 70 km) hıza erişir ki bu akıntıya en iyi yüzme bilen şampiyonlar bile dayanamaz.” Dedi.
KIYIDA AYAKTA DURURKEN BİLE YAKALANABİLİRSİNİZ
Çeken akıntıya kapılmak için suyun çok derin olmasının gerekmediği uyarısında bulunan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, bilek hizasındaki suda bile tehlikenin varlığına işaret etti. Ersoy, “Yüzmeden suda duran insanların bile bu akıntıya kolayca yakalanabildikleri gözlemlenmektedir. Suda ayakta duran insanlar, ayakların altından çekilen kumlarla birlikte bu akıntıya yakalanabilir. Bu akıntıların oluştuğu deniz koşullarında kendinizi emniyette hissedemezsiniz. Çok dikkatli olmalısınız.”ifadesini kullandı.
Akıntıya yakalanması durumunda insanların panik yapmadan hareket etmesinin önemli olduğunu işaret eden Ersoy, yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Karadeniz gibi tehlikeli sahillerde, rüzgârlı havalarda mümkünse denize girmeyiniz. Kıyıya varan dalga değişimlerini kıyıdan gözle kontrol ediniz. Yüksek dalgaların enerjisi fazla olup daha güçlü rip (çeken) akıntı oluşturur. Suyun yüzeyindeki renk değişimlerini, özellikle çevreden farklı kirli görünümlü su hareketlerine dikkat ediniz. Özellikle tenha ve cankurtaran olmayan sahillerde tek başımıza yüzmeyin. Suda dururken ya da yürürken kumların ayaklarınız altından göçmesinin gelip, gelmediğine dikkat ediniz. Bu güç fazlaysa denizden çıkınız. Aşırı cesaret ve rehavet tehlikelidir. Çeken akıntıya yakalandığınızda hemen ses verin ve elle yardım isteyin, direkt olarak kıyıya doğru yüzmeyin. Çıkmak için kıyıya paralel olarak yüzün. Derin nefes alarak kendinizi yormadan suda uzun süre kalmaya hazır olunuz, rip akıntısına kapılan birini bilinçsizce kurtarmaya çalışmak çok tehlikelidir. Çok kişi bu sırada hayatını kaybetmiştir. Bunun yerine ona can yeleği gibi yüzmesine yardımcı bir objeler fırlatmak daha yerindedir”
Ersoy, bu tip sahillerde kesinlikle uyarıcı tabelaların bulunması ve denize girenlerin bilgilendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
CİHAN