Kaynak Holding yöneticilerinin FETÖ davasında sona yaklaşıldı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding eski yöneticilerinin yargılandığı 48'i tutuksuz, 32'si firari 80 sanıklı davada sona yaklaşıldı.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturma sonucunda 20 Mart 2018'de iddianame hazırlandı.

İddianamede, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde "Başyüceler Şurası Başkanı" Mustafa Özcan, holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari 97 sanık yer aldı.

FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding ve bağlı şirketlerin, olağan ticari faaliyetlerini yürütürken kurdukları örgüte bağlı tüm şirketlerinin para trafiğinin kesişim noktasında bulunduğu belirtilen iddianamede, bu sayede örgüt adına sisteme sokulması planlanan paraların FETÖ/PDY'nin kontrolünde olan ülke içerisindeki ve yurt dışındaki vakıf, dernek ve eğitim kurumları üzerinden finansının sağlandığı vurgulandı.

Kaynak Holding ve bağlı şirketlerinde tüm iş ve işlemlerin örgütsel olarak planlandığı, örgüt liderinin tüm söylemlerinin hassasiyetle takip edilerek tüm çalışanlar üzerinde baskı kurularak aidiyet duygularının geliştirilmeye çalışıldığı anlatılan mütalaada, örgütün tüm alanlarda gösterdiği faaliyetlerin bizzat holding merkezinde ve yöneticileri tarafından takip edildiği kaydedildi.

İddianamede, sanıklar Kemal Batmaz, Harun Biniş, Mustafa Özcan, Naci Tosun hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütü yönetici olmak" suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istendi.

39 sanık hakkında da ayrı ayrı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütü yönetici veya üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, diğer 54 sanığın benzer suçlardan 7,5 yıldan 30'ar yıla kadar değişen oranlarda hapisle cezalandırılması öngörüldü.

Mütalaada 2 sanık için ağırlaştırılmış müebbet istendi

Davaya bakan İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi sanıklar Kemal Batmaz ve Harun Biniş hakkındaki dosyanın ayrılarak 460 sanığın yargılandığı Akıncı Üssü davasıyla birleştirilmesi karar verirken, bazı sanıklar yönünden de dosyaları ayırdı.

Yargılama sürecinde Cumhuriyet savcısı şubatta, 80 sanığın yer aldığı dosyaya ilişkin celse arasında esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu.

Mütalaada, sanık Ali Yusuf hakkında "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" ve "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçundan da 19,5 yıldan 33 yıla kadar hapis ve adli para cezası talep edildi.

Sanık Bülent Kaynaroğlu'na da "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenen mütalaada, diğer 46 sanığın ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları öngörüldü.

Bu sanıklardan 2'sinin cezalarında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında indirim uygulanması talep edilen mütalaada, örgüt üyeliğinden cezalandırılmaları istenen 46 sanıktan 5'i hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan açılan davada ise beraat kararı verilmesi yönünde görüş bildirildi.

Mütalaada, haklarında yakalama kararı olan aralarında Naci Tosun, Mustafa Özcan ve Mustafa Talat Katırcıoğlu'nun da bulunduğu 32 sanığın dosyasının ise ayrılması istendi.

Müsadere talepleri

Savcının mütalaasında, MASAK ve bilirkişi raporlarına göre silahlı terör örgütünün emir ve talimatlarıyla kurulan, işletilen, örgüte sürekli insan ve finans kaynağı temin eden, bu nedenlerle de soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği kararıyla kayyum atanan 24 şirket, bir vakıf ve bir derneğin müsaderesine karar verilmesi istendi.

Mütalaada, şirket sahibi ve yetkilisi olan sanıkların mal varlıkları üzerine tedbir konulduğu hatırlatılarak, bu sanıkların örgüte finans sağladıkları belirlenen şahsi mal varlıklarının da müsaderesi talep edildi.

Müsaderesi istenen kuruluşların "silahlı terör örgütü" suçunun işlenmesinde kullanıldığı gibi bu suçun işlenmesine de tahsis edildiği ve kamu güvenliği açısından tehlike arz ettiği belirtilen mütalaada, "15 Temmuz hain darbe girişiminin altyapıları buralarda oluşturulmuştur." ifadesine yer verildi.

Karar duruşması yapılacak!

Mahkemenin 2 Mart'ta yaptığı duruşmada, sanıklar, Cumhuriyet savcısının mütalaasını inceleyip beyanda bulunmak üzere süre isterken 24, 25 ve 26 Mayıs'taki duruşmalarda ise sanıklar ve avukatlarının, esasa ilişkin beyanları alındı.

Bu arada, sanıklardan Mehmet Beyhan Coşkuner'in 12 Aralık 2022'de, Adnan Dinçer'in de 10 Nisan'da vefat ettiği belirlendi.

Davanın 3 Temmuz'da yapılacak duruşmasında, son savunmaların tamamlanmasının ardından mahkeme heyetinin kararını açıklaması bekleniyor.

AA