İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan, örgüte iltisakı nedeniyle kayyum atanan Kaynak Holding'in kurucularından Kemal Başkaya hakkında 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ve terör örgütüne müzahir olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in kurucularından Kemal Başkaya hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı.
Soruşturma kapsamında cezası ev hapsine dönüştürülen Kemal Başkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianame, İzmir 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, sanığın, FETÖ'nün en büyük finansörlerinden olan, Kaynak Holding'in de bulunduğu bazı şirketlere mali müşavirlik hizmeti verdiği belirtildi.
Soruşturma kapsamında bazı dijital materyallerin ele geçirildiğine işaret eden iddianamede, söz konusu dokümanların incelenmesinde sanık Başkaya'nın "Örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından ismi zikredilerek hakkında dua edilecek FETÖ içerisinde üst düzey konumda bulunan sınırlı sayıda kişi arasında yer aldığı" belirtildi.
İddianamede ifadelerine yer verilen bazı tanıkların sanık Başkaya hakkında "FETÖ'nün mali işler sorumlusu" olduğu yönünde beyanları da yer aldı.
"Allah'tan savcı bizim cemaatin mensubuydu"
Tanık A.S'nin tutuklu sanık Başkaya ile ilgili ifadesi iddianameye şu şekilde yansıdı:
"H.E. ile Kemal Başkaya'nın iş yerine gittim. Sanık Başkaya ile H.E, 'Sızıntı yayın grubuna ait belgelerin kaçırılması ve polisin içerisinde evrak ve belge bulunan aracı durdurup arama yapmak istemesi, savcının bizzat gelerek aracı bıraktırması' konusunda sohbet ediyordu. Kemal Başkaya, H.E. ile konuşmasında 'o araç bırakılmasaydı birçok bilgi belge devletin eline geçecekti, Allah'tan savcı bizim cemaatin mensubuydu. O bıraktırmasaydı, Kaynak Holding ve cemaat çok büyük darbe alacaktı' dedi. Kendisinin Kaynak Holding'in kurucusu olduğunu söyledi. Kaynak Holding ve cemaate ait birçok bilgi belgenin Kemal Başkaya'da olduğunu bu konuşma esnasında anladım. Yine Kavuklar AŞ'nin işlerini kendisinin takip ettiğini, Abdullah Kavuk ve Şahin Kavuk'un şirketlerini ayırarak devlete bir kuruş vergi ödetmediğini, onları ve şirketlerini kitabına uydurarak kar ettirdiğini' söyledi."
İddianamede ifadesine yer verilen tanık G.D, bir sünnet düğününde tanıştığı Kemal Başkaya ile arasında geçen diyaloğu şu şekilde anlattı:
"Başkaya bana 'sana bir şey soracağım' dedi. Cebinden bir kağıt çıkarttı. 'Sen Dursun Çiçek'i tanıyor musun' dedi. Arkadaşlar böyle bir şey ele geçirmişler diyerek bir sayfadan ibaret kağıdı gösterdi, 'altındaki imzayı tanıyor musun' dedi. Baktım daha da önce de birlikte çok çalıştığımız için 'Bu Dursun Çiçek'in imzasıdır' dedim. Dursun Çiçek 'darbe yapacak karakterde birisi midir' diye sordu. Ben de 'Dursun Çiçek karargah subayıdır, kurmaydır, bilimseldir, darbe yapacak bir yapısı da yoktur' dedim."
İddianamede ayrıca sanık Başkaya'nın FETÖ içerisinde çok üst düzey bir konumda olduğu, Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde dahli/bilgisi bulunabileceği ve Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan rapora göre çok sayıda FETÖ şüphelisi ve sanığı ile örgüte müzahir tüzel kişilerle finans ilişkilerinin bulunduğu yönünde değerlendirme de yer aldı.
AA