Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC'deki temaslarının ikinci gününde Akademi Kıbrıs Gelişim Platformu'nun düzenlediği "Çözüme Doğru Kıbrıs" isimli panele katıldı.
Burada konuşan Çavuşoğlu, AB'nin de Kıbrıs'ta çözüme destek vermesini istediklerini, fakat Kıbrıs'ta barış sürecinin BM çatısı altında ve himayesinde olmasını arzu ettiklerini bildirdi.
Türkiye'nin KKTC'ye her alanda destek verdiğini, özellikle eğitim ve turizm alanında yatırımların olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, KKTC'de su ve enerji konusunda da yatırımların olduğunu, özellikle asrın projesi olan su projesinin 20 Temmuz tarihine yetiştirilmesi için çalışıldığını anlattı.
Kıbrıs'ta şimdi kalıcı, adil, sürdürülebilir ve iki halkın da çıkarlarını koruyan bir barış istediklerini ifade eden Çavuşoğlu, liderlerin üzerinde anlaştığı ortak metnin de barış ve müzakereler için bir temel olduğunu belirterek, bu ortak metinde tüm kesimlerin katkıları bulunduğunu vurguladı.
Kıbrıs konusunun her zaman Türkiye'nin AB üyeliği önüne çıkarıldığını, ancak başka ülkelere bunun yapılmadığını ifade eden Çavuşoğlu, Rum kesiminin AB'ye alınmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu, bunun siyasi hata olduğunu ancak AB'nin bu durumu, Rum tarafını çözüm olmadan AB'ye aldıktan 3-4 yıl sonra anladığını ancak iş işten geçtiğini kaydetti.
KKTC'de her kesimin barış istediğini, bu yüzden kendilerinin de her kesimden beklentisinin Kıbrıs'ta barışı desteklemesi olduğunu belirten Çavuşoğlu, birlikteliğin devam etmesi halinde çözüme ulaşılacağını, AB'nin de artık destek vermesi gerektiğini vurguladı.
Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Biz Kıbrıs'ta barış sürecinin BM çatısı altında ve himayesinde olmasını arzu ediyoruz. Yunanistan da destek verir, Türkiye de destek verir, AB de destek verebilir ama artık Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB'ye üye olduğu için masada olması doğru değildir, çünkü taraf olur. Eğer iki taraf da üye olsaydı veya olmasaydı pekala AB'de objektif bir şekilde üçüncü bir kurum olarak destek verebilirdi. Ama AB'nin şimdi danışmanlık yapması lazım çünkü özellikle biz bu anlaşma sağlandıktan sonra bu anlaşmanın, çözümün, AB'nin birincil hukukuna dahil olmasını istiyoruz. 2004 yılındaki kabul edilen delegasyonların, özellikle mülkiyet konuları, gayrimenkul alımları, oturum izinleri ile ilgili kısıtlamaların garanti altına alınmasını istiyoruz."
Çavuşoğlu, Avrupa Parlamentosu'nun 2 sandalyeyi KKTC milletvekillerine vermesi gerektiğini işaret ederek, KKTC milletvekillerinin son derece demokratik bir şekilde seçildiğini, barış konusunda herkesin samimi olması durumunda bu kez barışın adaya geleceğine inandığını kaydetti.
Rum lider Anastasiades'in de daha önceki Rum liderlere göre bir adım önde olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, liderlerin ve müzakerecilerin daha sık görüşmesini, müzakerelerin bir takvime bağlanmasını istediklerini kaydetti.
Türkiye'nin AB müzakere süreci konusuna da değinen AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin beklentisinin daha fazla fasıl açılması olduğunu, önlerinde Rum Yönetimi'nin engellemelerinin bulunduğunu, Türkiye ile enerji fasıllarını açılması gerektiğini, AB'den olumlu adımlar beklediklerini, Türkiye'nin de üzerine düşenleri yapmak için çalıştığını, reformlar yaptığını anlattı.