CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Best FM'de "Ufuk Karcı ile Konuşan Türkiye" programında soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, "İttifak olarak büyük İstanbul, İzmir mitingi yapacak mısınız?" sorusu üzerine "Onlara gerek yok. Onların yerine sivil toplum örgütleriyle, alt kırılımlarıyla, muhtarlarla bir araya gelerek toplantılar yapıyoruz. O toplantılar mitinglerden daha etkili. O toplantıları da iki bölüm halinde yapıyoruz. İlk bölümde ben konuşuyorum, ikinci bölümde onlar sorunlarını, özel konuları ve sorularını dile getiriyorlar. Onları not alıyoruz. Karşılıklı iletişim kuruyoruz." açıklamasında bulundu.
Bunun partisi açısından stratejik değişiklik olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının mitinglere gelmediğini, bu yöntemle onlarla da bir araya gelerek kendilerini ifade edebildiklerini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Anketlere güveniyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Anketlerin sonuçları bize şunu verir: Nerelerde kritik bölgeler var, kritik iller, ilçeler nereler, onların üzerine eğilmek lazım. Genel Başkan'ın, bir genel başkan yardımcısının, bir grup başkanvekilinin veya o bölgede sevilen bir milletvekilinin gitmesi, konuşması, halkın nabzını tutması gerekiyor. Bunlara dikkat ediyoruz. Anketler bize böyle bir yol gösteriyor ama ben arkadaşlarıma, 'Kesinlikle ama kesinlikle oy verme gününün akşamına kadar çalışacaksınız, bütün sorunlara eğileceksiniz, iletişim içinde olacaksınız. Anket geldi, çok başarılı nasıl olsa biz kazandık diye bir atmosferin içerisine kesinlikle girmeyeceksiniz.' diyorum."
"Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın kaybettiğini görüyor"
Kemal Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine, CHP adaylarının özel olarak anket çalışmaları yaptırdıklarını, parti olarak Türkiye geneline yansıyan anket çalışmalarından yararlandıklarını anlattı.
"Anket sonuçlarına güven duyulmadığı" yönündeki söylemin anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın kaybettiğini görüyor. Ortaya çıkan anket sonuçlarına güvenmediklerini, manipülasyon yaratıldığını söylüyorlar. Adeta topluma korku gömleği giydirerek kendisine oy verenleri bir arada tutmak istiyor. O nedenle biz Erdoğan'ın böyle bir yol, yöntem izlediğini düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, vatandaşın gündeminde aş, iş ve yoksulluk bulunurken, Cumhur İttifakı'nın gündeminin bunlardan çok farklı olduğunu savunarak, "Erdoğan dün diyor ki 'Döviz alıp satanları biliyoruz. Hesabını seçimden sonra soracağız.' Niye şimdi sormuyorsun? Varsa birisi, sahtekarlık yapmışsa, döviz üzerine oyun oynamışsa gereğini yap. Berat Bey de diyor ki '2,5 milyon kişiye iş bulacağız ama seçimlerden sonra.' 17 yıldır siz yönetiyorsunuz, 17 yıldır bulamadınız, istihdam yaratamadınız da seçimden sonra mı yaratacaksınız?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidarın artık halka güven vermediğini, tehdit ve şantaj üzerinden siyaset yaptığını da ileri sürdü.
"Mansur Yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olacak"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "İstanbul'da sorunları nasıl çözeceksiniz?" sorusunu yanıtlarken de adayları Ekrem İmamoğlu'nun çözüme yönelik projelerini açıkladığını anımsattı.
CHP'nin doğrudan doğruya vatandaşa dokunan projeler hazırladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, çılgın proje peşinde olmadıklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin binlerce dönüm merayı ıslah ettiğini ve en büyük kombinalardan birini açtığını belirterek, "(İstanbul'a ihanet ettiler.) Ben söylemiyorum, bunu Beyefendi söylüyor. İhanet edene ne denir? Hain denir. 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir kente nasıl ihanet edersin? Ekrem Bey ne söylüyor? 'Bu kenti güzelleştireceğim, yeşil alanları olacak. Kentsel dönüşümü insana yakışır şekilde, varoşlara sürmeden, orada yaratılan rantı onlara vererek yapacağım.' diyor. Onlar bunu söylüyorlar mı? Hayır." dedi.
CHP'li büyükşehir belediye başkan adaylarının projelerini kendileri halka anlatırken, Cumhur İttifakı'nın projelerinin adaylar yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından lanse edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "O zaman kendisi büyükşehir belediye başkan adayı olsun. Belediye başkan adayının kimliği ve kişiliği yara alıyor. 'Bu bilmiyor, yönetemez, ben yöneteceğim.' demektir." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, Mansur Yavaş için 'Seçim sonrası ne olacağı belli değil.' dedi. Ne olacak, ne olabilir?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Ne olacağı çok belli. Mansur Yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olacak. Herkesi kucaklayacak, herkese sempatik davranacak, sorunlarına eğilecek. Mansur Yavaş'ın böyle bir özelliği var. Mansur Yavaş kazanmasın diye her türlü iftira... Bu kadar olmaz, insaf. Kendisine bağlı bütün medya gruplarının ortak sesiyle adeta Mansur Yavaş'a savaş açtılar. Mansur Yavaş dik duran birisidir, böyle savaş açtılar diye diz mi çökecek?"
Yavaş'a ilişkin iddiaların sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Bunlar defalarca dile getirildi ama ciddi iddialar değil. İddiayı ortaya atan adam zaten ruh hastası, çocuk tacizcisi. Sadece Mansur Yavaş için değil, aynı şeyi Kayseri'de de yapmış. Orada da benzer iddialar var. Ayıp olan bunların ciddiye alınması. Bunları ciddiye almaya gerek yok." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş'a yönelik iddialara konu olayın 2016 yılında yaşandığını ancak şimdi seçimin sonucu görüldüğü için gündeme getirildiğini savunarak, "Erdoğan kaybedeceğini görüyor ve kaybetmemek için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. İftira, karalama bunların başında yer alıyor." dedi.
CHP'nin seçimlerde arzu ettiği tablo oluşması durumunda 31 Mart akşamı ya da 1 Nisan günü erken seçim talebinde bulunup bulunmayacağına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır. Biz yerel seçim yapıyoruz." yanıtını verdi.
"Böyle bir meşruiyet tartışması içerisine girer misiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır. Erdoğan, meşru bir cumhurbaşkanı değil zaten. Bunu defalarca söyledik. Çünkü, referandum süreci meşru bir süreç değildi. Bütün dünya bunu biliyor. Bugün de seçimlere giriyoruz. Medyanın yüzde 90'ını tek başına kontrol ediyor. Günün 24 saati konuşuyor. Bütün televizyonlar onu veriyor. Biz de arada bir fırsat bulursak derdimizi anlatacak bir mecra buluyoruz. Neyin ne olduğu belli değil. Biz reklam veriyoruz korkudan yayınlamıyorlar ama bütün bunları aşacağız." değerlendirmesinde bulundu.
3600 ek gösterge konusunda polis, öğretmen, sağlık çalışanı ve din görevlilerine sözler verildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiçbirisini yapmadılar ama biz bunun takipçisi olacağız. Bu konuda verdiğimiz kanun teklifi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Emeklilikte yaşa takılanlar ve 3600 ek gösterge talebinde bulunanların hiçbiri gidip Cumhur İttifakı lehine oy kullanmaması lazım. Sizleri kandırdılar. Sizleri kandırana oy veriyorsanız, kandırılmayı o zaman hak ediyorsunuz demektir. Niye kandırılıyorsunuz? Siz bir hak talebinde bulundunuz ve bunun gerçekleşmesini istiyorsunuz. Muhalefet öneriyor, iktidardakiler reddediyor. Niçin söz verdiler? Oy almak için. Oy aldıktan sonra onları alıyorlar doğrudan sepete atıyorlar."
AA