İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'i ziyaret eden KıIıçdaroğlu, belediye başkanlarının ellerinden gelen bütün çabayı gösterdiğini, yeni bir siyaset anlayışla hareket ettiklerini belirtti.
Bütün CHP'li belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin vatandaşa ayrım yapmadan hizmet ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, salgın sürecinde de her konuda vatandaşın yanında olduklarını dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütün CHP'li belediye başkanlarına özellikle pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür ederek, "Eğer pandemi sürecinde Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olmasaydı, bugün pandemi sürecini Türkiye çok daha ağır koşullarda geçirirdi. O nedenle onlar oturup kalksın, bizim belediye başkanlarımıza yürekten teşekkür etsinler. Bütün bu sorunları aşma konusunda yeni bir siyaseti, yeni bir anlayışı getirme konusunda belediye başkanlarımız ellerinden gelen bütün çabaları gösterdiler." ifadesini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özdağ'a yönelik saldırı
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırıyla ilgili soruya Kılıçdaroğlu, "Saldırıyı yapanların faillerin bulunması adalete teslim edilmesi, Sayın Savcı'nın bu konuda soruşturma yapması güzel bir şey ama savcının tehdit edilmesi, ülkede geldiğimiz noktayı göstermesi açısından çok önemli. Bu konuda Sayın Erdoğan'ın, kamuoyunun önüne çıkıp, açıklıkla yapılan saldırıyı kınaması ve faillerin yargılanmasını istemesi gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde 'efendim telefon açtım, geçmiş olsun dedim', bunlar değil. Sen 83 milyona hitap edeceksin, 83 milyona çağrıda bulunacaksın, 'biz asla bu tür olayları, şiddeti kabul etmiyoruz ve kınıyoruz' diyeceksiniz. Eğer bunu yapabilirlerse bence görevini yapmış olur. Erdoğan'ın bu görevi yapması gerekiyor, bekliyoruz."
Olayı soruşturan savcının tehdit edildiğini savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savcının tehdit edilmesi, geldiğimiz süreçte daha önemli bir aşama. Olayı soruşturacaksınız, olayı soruşturan savcı tehdit ediliyor. Akıl alacak şey değil. Tehdit edenler belli, odak noktaları belli, bunun üzerine de kararlılıkla gitmek lazım. Türkiye yalnız ve sahipsiz bir ülke değildir. Bu ülkenin 83 milyon yurttaşı, demokrasi içinde, barış içinde yaşamak istiyor, huzur içinde yaşamak istiyor. Kişinin siyasi görüşünü beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama onun görüşünü açıklıkla ifade etmesine ortam sağlamak zorundasınız. Demokrasinin gereği budur, demokrasi şiddeti kabul etmez, şiddete karşı çıkar. Dolayısıyla Erdoğan'ın da Sayın Bahçeli'nin de kamuoyunun önüne çıkıp, 'Biz yapılan olaylardan dolayı büyük bir üzüntü içindeyiz, Türkiye bunları kabul etmez, şiddete karşıyız, şiddete başvuranlar ve şiddeti özendirenler yakalanmalı ve yargılanmalı.' diye açıklama yapmalılar. Ben yaptım, onlar da yapsınlar. Ülkeyi yönetenler onlar. Sayın Bahçeli 'ben yönetmiyorum' diyecek ama ittifaka destek veren kişi o. Sessiz kalmaları, şiddeti özendirdikleri anlamına gelir, bunu kabul etmiyoruz."
CHP'li milletvekillerinin parti yönetimine mektup yazdığı iddiası
Bir gazetecinin "CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy'un imzasıyla yayınlanan bir mektup var. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet Halk Partisi'nde genel başkana mektup yazılmaz arkadaşlar, genel başkandan randevu alınır, gelinir konuşulur. Cumhuriyet Halk Partisi diğer partilere benzemez. Kim arzu ediyorsa telefonu açar, randevuyu ister, gelir, otururuz konuşuruz. Varsa bir sorunları dinleriz. Sorun varsa çözeriz. Yoksa 'Ben mektup yazdım.', bunları kabul etmeyiz ve doğru değil." ifadesini kullandı.
Muharrem İnce'nin parti kuracağını açıklaması
Kılıçdaroğlu, "Muharrem İnce parti kuracağını açıkladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise "Hayırlı olsun diyeceğiz, arkadaşlar ne diyeceğiz. Parti kurmak serbesttir, isteyen arkadaşlar parti kurarlar." karşılığını verdi.
Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'in "Daha çok ülke gündemini konuşalım. Parti konularını parti toplantılarında konuşuruz." sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Başkan, şimdi havuz medyasının konusu, gündemi farklı, diğer özgür medyanın gündemi farklı." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin aşı gündemi var. 3 milyon doz aşı geldi, gerisiyle ilgili nasıl bir süreç işleyecek? Bununla ilgili sizinle bir şey paylaşıldı mı?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Aşıyla ilgili benimle paylaşılan tek konu var; bana aşının yapılmasıyla ilgili. Ben de önceliğin sağlık çalışanlarında olduğunu, sağlık çalışanları aşı olduktan sonra sırası gelince ben de aşımı oluruz diye bir açıklama yaptım Sayın Sağlık Bakanı'na. 3 milyon doz aşı geldi, 83 milyonuz. 1,5 milyon kişiye yapılacak. 2. etap da aynı kişilere bir daha aşı yapılacak. Aşıyla ilgili toplumun önüne bir takvim konulmuş değil. Kimlere hangi süre içinde yapılacak. 3 milyon doz geldi, arkasından yeni aşılar gelecek mi? Güçlü miktarda yani 20 milyon, 10 milyon, 30 milyon gibi bir aşının gelmesi lazım Türkiye'nin rahatlaması için. Bunların bağlantıları kuruldu mu? Kurulmadı mı? Kimden? Nereden? Hangi ülkeden aşılar gelecek bu konuda toplumun önüne konmuş bir takvim yok. Siz nasıl böyle bir takvim bekliyorsanız biz de bekliyoruz. Hükümeti de uyarıyoruz. 3 milyon doz aşı Türkiye'nin bu sorunu aşması için yeterli değil. Çin'den gelen aşılar var. Diğer ülkelerle yapılmış bağlantılar var mı? Yok mu? Siz de bilmiyorsunuz, biz de bilmiyoruz. Biz bilmiyoruz ama 600 milletvekili de bunu bilmiyor. Sivil toplum örgütleri de bilmiyor. Sağlık çalışanları ve sağlık kuruluşları da bilmiyor. Orada kapalı bir dünya var. O kapalı dünyayı çözmeye çalışıyoruz, sizin çözmek istediğiniz gibi."
AA