Kılıçdaroğlu: İşi öyle bir boyuta getirdiler ki muhalefeti de onlar kuracakla

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

TBMM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye ekonomik bir buhran içindedir. Bu buhrandan çıkışın yolu, buhranı yaratanları iktidardan almaktır, onları demokratik yollarla iktidardan uzaklaştırmaktır. Milletin iradesiyle bunu yapmak zorundayız." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, birlikte çalıştıkları sürece bu milletin umudu olduklarını söyledi.

Büyük sorunlar olduğunu, ekonomik buhran yaşandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "İnsanlar perişan, evlerde huzur yok. Huzur sadece bir yerde ve bir avuç insan için var. Biz halkın partisiysek halkın dertleriyle bir olmak ve o dertleri çözmek zorundayız." dedi.

Halka umut vermek, birlikte mücadele etmek zorunda olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir zalim varsa, zalime karşı çıkmak zorundayız. Zalimin zulmünü sona erdirmek zorundayız. Bu millet bu yönetimi hak etmiyor. Dolayısıyla birlikte, beraber, el ele milletin sorunlarını çözmek için mücadele edeceğiz. Bu, bugünün değil, tarihin bize yüklediği bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun bilincinde olan herkesle yolumuza kararlılıkla, inançla devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Sen işsizliği önlendin de biz karşı mı çıktık?"

Son grup toplantısında, "19 yıldır iktidarı yönetenler, bu memleketin hayrına ne yaptılar da CHP engel oldu?" diye sorduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bu soruyu AK Parti Genel Başkanı'na, grup başkanvekillerine, il, ilçe yöneticilerine ve geçmişte AK Parti'ye oy veren vatandaşlara sordum. Öyle ya Erdoğan günün 24 saati oturuyor, kalkıyor, yatıyor, ikindi, öğle tek şey var, CHP. Benim de bu soruyu sorma hakkım var. Sen bu memleketin hayrına ne iş yaptın da biz karşı çıktık? Bu soruyu herkesin vicdanında sorması lazım. 19 yıl ülkeyi yöneteceksin. İstediğin kanunu, kararnameyi çıkaracaksın. İstediğin kişiye ihale vereceksin, sarayda oturacaksın, her dediğini yapacaksın, istediğin valiyi, kaymakamı, emniyet müdürünü, odacıyı herkesi tayin edeceksin. Kendine ayrı bir dünya kuracaksın ve döneceksin sadece CHP'yi eleştireceksin. Niye? Sen fabrika kurdun da biz karşı mı çıktık? Sen işsizliği önlendin de biz karşı mı çıktık? Çiftçi memnun oldu da biz karşı mı çıktık? AK Parti'ye oy veren kardeşlerime de sesleniyorum. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Türkiye ekonomik bir buhran içindedir. Bu buhrandan çıkışın yolu, buhranı yaratanları iktidardan almaktır, onları demokratik yollarla iktidardan uzaklaştırmaktır. Milletin iradesiyle bunu yapmak zorundayız."

Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının, 19 yıldır bu memleketi tek başına yönettiğini belirterek, "19 yılda milletin hangi sorununu çözdüler? Öyle ya vergiyi, dünyanın parasını topladın. İstediğin zaman yurt dışından buğdaydan canlı hayvana kadar her şeyi ithal ettin. İstediğin adamın, şirketin vergisini sıfırladın. İstediğine, istediğin kadar faiz yükledin. Bu memleketin hangi sorununu çözdün? Bir Allah'ın kulu çıksın, 'Şöyle temel bir sorun vardı. Bu sorunu çözdü.' desin." değerlendirmelerinde bulundu.

"Doğruları söylediğimiz için rahatsız oluyorlar"

Herkesin, oturup düşünmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Önyargılarımızı bir tarafa koyup oturup ülkemizi, insanımızı düşünmek zorundayız. Yeri gelince Türkiye ile ilgili çok büyük laflar ediyoruz. Dünyaya meydan okuyoruz. Dönüp bize şunu sorsalar, ne diyeceğiz? 'Sen dünyaya meydan okuyacağına, önce şu konteynırlardan yiyecek toplayan insanların derdini çöz?' deseler ne diyeceksin? Oturup sarayda hava atacağına, bu ülkede 10 milyon aşkın işsiz var. İşsizlerin sorununu çözsene. Sen işsizlerin sorununu çözdün de biz karşı mı çıktık? Fabrika kurdun da biz karşı mı çıktık? Tarlalar ekildi de biz karşı mı çıktık? Çiftçiye, esnafa düşük faizli kredi verdin de biz karşı mı çıktık? Hepsini söyledik, 'Bunları yapmak zorundasın.' dedik, yapmadı.

Biz doğruları söylediğimiz için rahatsız oluyorlar. 'Niçin doğruları söylüyorsun?' diye her gün hakarete varan konuşmalar dinliyoruz. İşi öyle bir boyuta getirdiler ki muhalefeti de onlar kuracaklar. 'Muhalefeti de inşa edeceğiz. Kılıçdaroğlu'ndan kurtaracağız.' diyor. Kurtarmanın yolu çok basit. Gelirsin televizyona, otururuz. Millet de evinde çayını kahvesini içerken seyreder, milletin hakemliğine başvururuz. Sen de soru sorarsın, ben de soru sorarım. Millet de evinde otururken dinler. Kim doğru, kim yanlış söylüyor? Kim haklı, kim haksız? Ben haksızsam zaten istediğin bu değil miydi? Benim gitmem. Haksızsam zaten gideceğim. Sen demiyor muydun? Kılıçdaroğlu, 'Sosyal Sigortalar Kurumunu batırdı.' Devletin bütün evrakları senin elinde. Gelsene. Elinde büyük bir fırsat var sana göre. Alırsın belgeleri, çıkarsın karşıma, 'Bak belge bir, iki, üç, dört, beş. Ver cevabını Kılıçdaroğlu.' Cevabını veremezsem zaten gideceğim. Niye karşıma çıkmıyorsun? Neden cesaretin yok? Çünkü doğruları söylemiyorsun. Korkuyorsun. Doğruların karşısında korkan bir insan devleti sağlıklı yönetemez."

AA