Kılıçdaroğlu: Kimse Vatandaşa Ayyaş, Çapulcu Gibi Laflar Kullanamaz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kimsenin vatandaşa ayyaş, çapulcu gibi lafları kullanamayacağını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kimsenin vatandaşa ayyaş, çapulcu gibi lafları kullanamayacağını söyledi. "Can havliyle birilerini suçlayayım, CHP'yi suçlayayım. Artık bunlar kabak tadı verdi." diyen Kılıçdaroğlu, özür dilemenin bir erdemlik olduğunu belirterek, Başbakan'dan halktan özür dilemesini istedi.

Partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kimsenin vatandaşa ayyaş, çapulcu gibi lafları kullanamayacağını söyledi. Bu ülkenin her bireyinin onurlu bir vatandaş olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, her bireye saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, "Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, bu ülkede yaşıyorsa benim kardeşimdir. Ona her zaman saygı duyacağım ben." dedi.

"Hangi ana baba kızının birinin kucağına oturmasını ister." ifadesini okuyan ve bunun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, çocuk sahibi olan tüm annelerin saçlarının diken diken olduğunu ifade etti. "Siz bu ifadeyi hangi gerekçeyle kullanırsınız. Böyle bir anlayış olabilir mi?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Nasıl bir Başbakansın? Nasıl bir hınçtır bu? Bir ülkede vatandaşın seçimle Başbakanlık koltuğuna oturttuğu birisinin topluma, insana saygı duyması lazım." diye konuştu.

Rize'de kendisine yumurta atıldığını ve davacı olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, yumurtayı atan vatandaşı telefonla aradığını, "Senin demokratik bir tepkindir bu, sana saygı duyuyorum." dediğini aktardı. "Demokrasi böyle yüceltilir. Kinle demokrasi olmaz. Demokrasiyi savunan adamın yüreğinde insan sevgisi olmalı. Aksi halde bu ülkeye demokrasiyi getiremeyiz. Demokrasi için ağır bedeller ödedi bu toplum." diyen Kılıçdaroğlu, "AKP'ye oy veren tüm kadın kardeşlerime sesleniyorum. Sayın Başbakanın utanarak okuduğum o cümle karşısında içinize sinmiyorsa, sandıkta ders vermek sizin görevinizdir." ifadelerini kullandı.

Başbakanların bir ülkede kamu organlarının sağlıklı çalışmasına nezaret ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, orantısız güç kullanıldığını, vatandaşa nazik ve kibar davranılması gerektiğini söyledi. "Vatandaşın itirazına kulak kabartacaksınız. Bizim vatandaş, bıçak kemiğe dayanmadan kolay kolay sesini çıkarmaz." diyen Kılıçdaroğlu, "Polisin görevleri arasında orantısız güç kullanma diye bir görevi yok. Emir aldıkları için böyle yaptıklarını biliyorum. Ama yasa dışı emir olmaz. O polisler de bizim çocuklarımız, biber sıkılanlar da. Bir iktidar polisle vatandaşı karşı karşıya getirmez. Bunlar bizim insanımız. Karşı karşıya gelirlerse sonu felaket olur." şeklinde konuştu.

Başbakanların bir görevinin de yargı kararlarına uymak olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, güçler ayrılığı ilkesini çok iyi bilmek zorunda olduğunu kaydetti. "Birinin diğerinden üstünlüğü yoktur ama hepsi birbirini dinlemek zorundadır." diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın çıkan yargı kararı için "Ne yaparsanız yapın, karar verdik yapacağız." dediğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Merak ediyorum, bunu söyleyen kişi kendisini Başbakan olarak mı yoksa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak mı tanımlıyor? Bir yere bina yapılacaksa İstanbul halkının seçtiği bir belediye başkanı var. Buna onlar karar verirler. Siz burnunuzda öfke, herkese racon kesiyorsunuz."

Başbakanların toplumun huzurunu sağlamakla görevli olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, olaylardan dolayı Türkiye'de 3.3 milyar liralık bir kayıp olduğunu hatırlatarak, "Kaybedenler bizim insanlarımız değil mi? Neden böyle bir tabloya izin verdiniz siz?" diye sordu.

"Can havliyle birilerini suçlayayım, CHP'yi suçlayayım. Artık bunlar kabak tadı verdi." diyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin insanını sevdiğini, demokrasi, özgürlük istediğini vurguladı. Onların ise Taksim'de bir avuç yeşil alanı imara açmak istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendi belediyelerinin ise Bakırköy'de botanik bahçesi açtığını kaydetti. Yeşili dolar olarak gören zihniyetten Türkiye'nin kurtulmasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Halk demokrasi, özgürlük, huzur, hukukun üstünlüğü, ayrıştıran değil birleştiren daha sıcak söylemler istiyor. Halk bunu istiyor. Halk ne istiyorsa emin olun doğruyu istiyor. Biz onun arkasındayız. Halk yaşam alanına müdahale edilmesini istemiyor. Kadın ne kadar doğum yapacak. Doğumu nerede yapacak. Gençler parkta nasıl oturacak. Nasıl oturursa otursun. Yahu başka işiniz yok mu sizin. Bu gençler neden ayakta, hiç kendine sordun mu acaba? Bu gençler yaşam tarzına müdahale istemiyor. Sen de ben de o gençlere saygı duymak zorundayız. Gençleri kucaklamalıyız. Onların taleplerini dinlemeliyiz. Onlar eylem yapıyorsa, emin olun ülkenin güvencesi için yapıyorlardır eylemi. Başbakanlar her şeyi bilmek zorunda değiller. Zaten bir insan herşeyi biliyorum diyorsa hiç bir şey bilmiyordur. Başbakanın danışmanlarına sesleniyorum. Onu uyarma göreviniz var sizin. Ben Başbakanı yedirmem demek basit bir laftır. Çubuk kraker mi yedirmezsin sen onu. Gençler geleceğimiz, güvencemiz, onlarla onur duymamız gerekiyor. Onları suçlamak, biber gazıyla şu veya bu şekilde meydanlardan atmamak gerekiyor." diye konuştu.

İnsanların yanlış yapabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, hatası varsa dönüp özür dilemenin de erdemlik olduğunun altını çizdi. Kılıçdaroğlu, "Halktan özür dilemek erdemliktir. Eğer hata yapıyorsanız o halktan özür dileyeceksiniz. Çapulcu deme hakkını kimse size vermez. Bu tablodan ders çıkarmak zorundayız." dedi.


CİHAN