Korutürk: İsveç, Türkiye’nin Terörle Mücadeledeki Yaklaşımını Daha İyi Anlamalı

İsveç ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin mükemmel düzeyde olduğunu belirten Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk, "Ancak terör örgütü noktasında daha farklı bir anlayış bekleriz.

İsveç ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin mükemmel düzeyde olduğunu belirten Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk, "Ancak terör örgütü noktasında daha farklı bir anlayış bekleriz." dedi. Büyükelçi Zergün Korutürk, İsveç’in Türkiye’nin terörle mücadeledeki yaklaşımını daha iyi anlaması gerektiğini söyledi.

Dört yıllık görev süresini tamamlayarak Ağustos ayında Türkiye’ye dönecek olan Büyükelçi Korutürk, Stockholm’de yerleşik Türk basın mensupları ile Büyükelçilik rezidansında bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Korutürk, görev süresi zarfında yaptığı çalışmalar hakkında değerlendirmede bulundu ve gündeme dair soruları cevapladı.

İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda değerlendirmede bulunan Korutürk, “İkili ilişkilerimiz tek kelime ile mükemmel. Birçok alanda olduğu gibi Avrupa Birliği (AB) konusunda da hakikaten bize en güçlü desteği veren ülke.” diye konuştu.

Ancak Türkiye’nin özellikle terör örgütü noktasında İsveç ile bazı sıkıntılar yaşadığına da dikkat çeken Korutürk, şöyle konuştu: “Bu konuda İsveç’ten daha farklı bir anlayış bekleriz. İsveç’in Türkiye’nin terörle mücadeledeki konumunu ve yaklaşımını daha iyi anlaması lazım. İsveç bir özgürlükler ülkesi. Ancak bir terör örgütü mensubunun, fikir özgürlüğü var diyerek, burada söyledikleri ve yaptıklarını hoş göremezsiniz. Bir kişi Türkiye’de terör örgütü mensubuysa İsveç’e geldiğinde de öyledir. Her yerde öyledir. Fikir ve ifade özgürlüğü onun terör eğilimini örtmez. Bunun bir sınırının olması lazım. ‘Şiddete başvurmadığı sürece istediğini söyler, istediğini yapar’ yaklaşımı bence çok doğru bir yaklaşım değil. İsveç makamlarına X kişinin terör örgütü mensubu olduğunu söylediğimizde, bizim beklentimiz, ‘ama burada bir eylem yapmadı ki’ olmamalı. Bunun terör örgütü üyesi olduğunun kabul edilmesi için illa bu ülkede bir suç işlemesi beklenmemeli. İfade özgürlüğü altında her istediğini yapamamalı."

“EKONOMİK İLİŞKİLER İSTENEN SEVİYEDE DEĞİL”

Korutürk, ekonomik ilişkilerin istenen seviyede olmadığını belirterek, ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti ile birlikte bir kıpırdanma yaşandığını ifade etti. Türkiye’de irili ufaklı 250 kadar İsveç firması bulunduğu bilgisini veren Korutürk, “Ama buraya bakıldığında bizim en büyük yatırımımız sanırım, demir çelik sektöründe iş yapan Yıldırım Holding’in. Onun dışında orta ve küçük ölçekte yatırımlarımız mevcut. Daha çok bu pazara açılma ihtiyacımız var.” dedi.

“GÜL’ÜN JESTİ ZİYARETİN HAVASINI DEĞİŞTİRDİ”

Büyükelçi, sohbet toplantısında Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti hakkında da bazı anekdotlar aktardı. Kendileri açısından ziyaretin kolay olmadığını vurgulayan Korutürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Ziyaretin boykot edileceği, Cumhurbaşkanımızın parlamentoda konuşma yaparken sıkıntılar yaratılacağı var sayılıyordu. Gezi öncesi Prenses Lilian’ın ölebileceği de bana bildirildi. Ama ziyaretin devam edeceği söylendi. Ziyaret başladıktan üç saat sonra öldüğü haberi geldi. Bayraklar gönderdeydi. İsveçliler ‘biz bayrağımızı yarıya indireceğiz ama sizinki gönderde kalabilir’ dediler. Bu tuhaf bir durum olurdu; ölen insana saygı duymuyor gibi bir duruma düşerdiniz. Cumhurbaşkanımız büyük bir jest yaptı. ‘Arzu ederlerse biz de bayrağımızı yarıya indirmeye hazırız’ mesajını Saray Başnazırı’na ilettiğimde ziyaretin havası birden çok değişti. Çok müteşekkir kaldılar. Sanırım böyle bir şey beklemiyorlardı. Ben hem Sayın Gül’ün hem de Sayın Sezer’in özel kalem görevinde bulundum. Gittiğimiz hiçbir devlet ziyaretinde, bir kral, kraliçe ya da cumhurbaşkanı ve eşi gelen konuğa her yerde refakat etmezler. Burada hakikaten başından sonuna kadar Kral ve Kraliçe çok özel bir ilgi gösterdi.”

GÜVENCE VERİLMESİNE RAĞMEN, “SOYKIRIM TASARISI” GEÇİRİLDİ

Bir soru üzerine, İsveç’teki en kötü anısının, geçmesini beklemediği Mart 2010 yılında alınan sözde ‘Soykırım Kararı’ olduğunu söyleyen Korutürk, “O karar tasarısı bir oy farkla geçmemeliydi. Beklemiyordum, çünkü bana geçmeyeceği yönünde güvence verildi. Koalisyon hükümetinde evet yönünde oy vereceği bilinen bir milletvekili vardı. İstenseydi engellenirdi ama engellemediler. Hükümet kararı uygulamayacağını açıkladığında çok şey değişti." dedi.

Sosyal Demokratların iktidara gelmesi durumunda kararı uygulayacakları yönünde bir kararlarının olduğunun hatırlatılması üzerine Büyükelçi, “Sosyal Demokrat Parti ile itibarımız var. Kongrelerine davet ettiler, gittim. Bu kararı uygulatmak için bazı milletvekilleri ısrar edecekler ama unutmayın her zaman muhalefetteyken söylediklerinizi iktidara geldiğinizde uygulamıyorsunuz. Çünkü bir takım devlet sorumluluklarınız var. İsveç ile Türkiye arasındaki ilişkileri düzelten, öldürülen Sosyal Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Anna Lindh oldu.” şeklinde açıklamada bulundu.

“İSVEÇ’TE HİÇ KİMSE ELİ KOLU BAĞLI OTURMUYOR”

İsveç’teki Türk sivil toplum kuruluşlarının (STK) arasında büyük bir kopukluk olduğunu da dile getiren Korutürk, dayanışma içerisinde hareket edilmesi halinde çok büyük başarılara imza atılabileceğine vurgu yaptı.

STK’ların ferdi çıkarlarından ziyade, buradaki Türkiye kökenli insanları daha nasıl güçlü hale getirebilme gayreti içerisinde olması gerektiğine dikkat çeken Korutürk, “Soykırım tasarısının görüşüldüğü gün Süryaniler papazıyla, öğrencisiyle, yaşlısıyla, tekerlekli arabadaki vatandaşıyla 6 saat mecliste oturdular. Bizden gelen 50-60 kişinin herhalde 30’u acıktığı için ayrıldı. Şuan bu karar uygulanmıyor ancak önümüzde 2015 seçimleri var. İsveç’te hiç kimse eli kolu bağlı oturmuyor. Türkiye’nin bir haksızlığa maruz kalmaması için buradaki soydaşlarımızın çok bilinçli, organize bir şekilde hareket etmesi lazım. İsveç toplumunun bir parçası olan STK’larımız eğer birlikte hareket edebilseler o zaman İsveç makamları nezdinde çok daha güçlü olurlar.” dedi.

OSMANLI HANEDANI’NA AİT ÜÇ BOYUTLU SOYAĞACI TABLOSU

Büyükelçi Korutürk, göreve geldiği günden itibaren bir büyükelçilik binası arayışına girdiklerini ancak bütün gayretlerine rağmen henüz bir sonuç alamadıklarını söyledi.

Korutürk, bu süre zarfında ayrıca Osmanlı Hanedanı’na ait bilinen üç boyutlu büyük soyağacı tablosunun da yer aldığı 18. yüzyıl İstanbul yaşamını, Osmanlı büyükelçilerin İsveç Kralı Demirbaş Karl’ın Osmanlıya olan borcunu tahsil etmek için İsveç’e yaptıkları seyahatleri içeren 104 adet tablo, kaftanlar ve bazı belgelerin de bulunduğu “Biby Koleksiyonu”nu Türkiye kazandırmak için çok gayret gösterdiklerini ancak bunda da bir sonuç alamadıklarını dile getirdi.

Koleksiyonun hâlihazırda İsveçli Biby ailesinin elinde bulunduğunu anlatan Korutürk, Aralık 2011’de Türkiye’nin en iyi sanat uzmanlarından oluşan bir heyeti İsveç’e davet ettiklerini ve bir değerlendirme raporu hazırlattıklarını kaydetti. Raporda, “Eserler çok önemli sanatsal ve belgesel değere haizdir” ifadelerinin yer aldığını belirten Korutürk, “Aile bu eserleri satmak istiyor. Olayın basına yansıması ve İngiltere merkezli bir müzayedenin de devreye girmesi ile fiyatını çok artırdı. Onlar toplu almayınca İsveç devleti satışına izin vermedi. Tarihi eserleri koruma komisyonu ‘bu koleksiyon bir bütün halinde tutulmalı ve bir bütün halinde sergilenmeli’ deyince o satış da durdu. Umarım en azından özel kuruluşlar, vakıflarca takip edilir ve bu eserler ülkemize kazandırılır.” diye konuştu.

Elçilikte çalışan birçok personel ve müşavir ile birlikte görev süresi dolan Korutürk’ün yerine henüz atama yapılmadı. CİHAN