Küresel piyasalarda gözler yoğun veri gündemine çevrildi

ABD'de artan enflasyon küresel bazda varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, ülkede yüzde 8,5'le 1981'den bu yana en güçlü yıllık yükselişini kaydeden TÜFE tahvil ve pay piyasalarında fiyatlamaları zorlaştırıyor.

Küresel pay piyasaları, ABD'de artan enflasyonun ABD Merkez Bankası'nın (Fed) şahin tutumunda daha da agresifleşebileceği endişesiyle karışık bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler Rusya-Ukrayna savaşında tekrar artmaya başlayan tansiyon ile dünya genelinde yoğun veri gündemine çevrildi.

ABD'de artan enflasyon küresel bazda varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, ülkede yüzde 8,5'le 1981'den bu yana en güçlü yıllık yükselişini kaydeden Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) tahvil ve pay piyasalarında fiyatlamaları zorlaştırıyor.

Çekirdek TÜFE'nin ise, beklentilerden düşük gelmesi ABD'de piyasalara kısa bir nefes alma şansı verse de haftanın ikinci yarısında açıklanan makroekonomik verilerdeki enflasyonist işaretler oynaklığı tekrar artırdı.

Fed yetkilileri hafta boyunca sözle yönlendirmelerini sürdürürken, nerdeyse tamamının oldukça şahin olması dikkati çekti.

Fed üyesi Lael Brainard, bilanço küçültmeye haziranda başlayabileceklerini kaydederken, Fed'in resesyona sebep olmadan enflasyonu kontrol altına alabileceklerine inandığını ifade etti.

ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi bu gelişmelerle haftayı yüzde 2,83'le Aralık 2018'den bu yana en yüksek seviyesinden tamamlarken, tahvil piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in mayısta 50 baz puanlık faiz artırımına gideceği ihtimali yüzde 91'e çıktı.

Öte yandan, Rusya-Ukrayna savaşında tansiyonun artabileceğine yönelik endişeler güçleniyor.

Hafta içinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna tarafının Rusya ile İstanbul'da yaptığı müzakereler sonucunda varılan anlaşmaları reddettiğini belirterek, "Yine hepimiz çıkmaza girdik." dedi. ABD Başkanı Joe Biden ise Putin'in Ukrayna'da "soykırım" yaptığını belirtti.

Ukrayna’nın Neptün füzesiyle vurduğunu duyurduğu Rus Karadeniz filosuna ait “Moskova” isimli geminin son durumuna ilişkin Rusya Savunma Bakanlığı açıklama yaparak, “Moskova kruvazörü varış limanına çekilirken, çıkan yangın sırasında gövdede mühimmat patlaması sonucu aldığı hasar nedeniyle dengesini kaybetti. Gemi, fırtınalı deniz koşullarında battı." ifadelerini kullandı.

Finlandiya'dan yapılan açıklamada ülkenin büyük ihtimalle NATO'ya başvuracağı kaydedilirken, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, konuya ilişkin açıklamasında, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılmasının, Kuzey Avrupa'daki barış ve istikrar açısından olumsuz sonuçlar yaratacağını dile getirdi.

Analistler, küresel bazda bu gelişmelerle güçlenmeye devam eden risk algısının pay piyasalarında baskıyı artırdığını kaydederek, yatırımcıların adımlarını temkinli atmasında fayda olduğunu bildirdi.

Emtia tarafında yükseliş eğilimi tekrar kendini gösterirken, arz endişeleriyle iki haftalık düşüş eğilimini sonlandıran Brent petrolün varil fiyatı haftayı yüzde 8,56 artışla 110,8 dolardan tamamladı.

Altının ons fiyatı da şahinleşen Fed'e karşın değer kazanarak, haftayı yüzde 1,4 primle 1.973,40 dolardan kapattı.

ABD'de şahin Fed risk iştahını törpülüyor

ABD'de pay piyasaları bu hafta artan enflasyonun Fed'i daha da şahinleştirebileceği endişesiyle satış ağırlıklı bir seyir izlerken, getiri eğrisinin normalleşmesi resesyon korkusunun kısmen de olsa yatışmasını sağladı.

Fed'in para politikasına ilişkin değişen beklentiler piyasalarda fiyatlamaları etkileyen ana unsur olmayı sürdürürken, gelecek hafta gözler Fed Başkanı Jerome Powell'ın perşembe günkü konuşması ve Fed'in çarşamba günü açıklanacak Bej kitap raporuna çevrildi.

Bilanço küçültmesine ilişkin takvimin bu hafta daha da netleşmesi beklenirken, Powell2ıon konuşmasında ve Bej kitapta gelecek döneme ilişkin ipuçları aranmaya devam edecek.

Öte yandan, ABD'de şirketler ilk çeyrek bilançolarını açıklamaya devam ederken, ülkenin büyük bankalarının finansal sonuçları ilk çeyrekte net karlarının azaldığını ortaya koydu. Bu yılın ilk çeyreğinde Goldman Sachs'ın net karı yüzde 42, Morgan Stanley'in yüzde 11, Wells Fargo'nun 21, JPMorgan Chase'in yüzde 42 ve Citigroup'un yüzde 46 azaldı.

JPMorgan Chase Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon, bankanın ilk çeyrek bilançosuna ilişkin açıklamasında, ekonomi konusunda en azından kısa vadede iyimser olduklarını belirterek, bir resesyon öngörmediğini ama bunun "kesinlikle" olası olduğunu ifade etti.

ABD'de bu hafta açıklanan makroekonomik verilere göre, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık yüzde 1,4, yıllık yüzde 11,2 arttı.

Ülkede perakende satışlar ise aylık yüzde 0,5 artsa da beklentilerin gerisinde kalırken, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi 65,7'ye yükselerek tahminleri aştı.

Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 2,13, Nasdaq endeksi yüzde 2,63 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,78 değer kaybetti.

18 Nisan ile başlayan haftanın veri takviminde, salı inşaat izinleri ve konut başlangıçları, çarşamba 2. el konut satışları, perşembe Philadelphia Fed imalat endeksi ve cuma günü imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.

Avrupa'da ECB ilk faiz sinyalini verdi

Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa'da risk iştahını törpülemeye devam ederken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu hafta politika faizini sabit bıraksa da faiz artışına ilişkin yönlendirmelere başladı.

ECB'den yapılan açıklamada, "ECB Yönetim Kurulu, son toplantısından beri gelen verilerin, Varlık Satın Alma Programı kapsamında net varlık alımlarının 3. çeyrekte tamamlanması gerektiği beklentisini güçlendirdiğine karar verdi." denildi.

Çoğu sektörde enflasyon baskılarının yoğunlaştığına vurgu yapılan açıklamada, temelde enerji maliyetlerindeki keskin artış nedeniyle enflasyonun önemli oranda yükseldiği ve gelecek aylarda yüksek kalmaya devam edeceği bildirildi.

Açıklamada, herhangi bir faiz artırımının tahvil alımlarının sona ermesinden bir süre sonra gerçekleşeceğine ilişkin ECB'nin resmi yönlendirmesi sürdürülerek faiz oranlarının "kademeli" ve "yavaş" olarak artırılacağı belirtildi.

ECB Başkanı Christine Lagarde, toplantı sonrası yaptığı konuşmada, faiz oranlarının ne zaman artmaya başlayacağına ilişkin net bir zaman çerçevesinin olmadığını, teşviklerin sona ermesinin ardından belki haftalar, belki de aylar sonra artışın başlayabileceğini bildirdi.

Yüksek enerji maliyetleri, güvenin de kaybolmasıyla birlikte talebi aşağı çekebileceğini, tüketimi ve yatırımı beklentilerin ötesinde kısıtlayabileceğini aktaran Lagarde, "Enflasyonun görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskler aynı zamanda yakın vade için yoğunlaşmış durumda." dedi.

Hafta içinde bölgede açıklanan enflasyon verileri endişeye sebep olurken, TÜFE yıllık bazda Almanya'da yüzde 7,3 ve İngiltere'de yüzde 7 arttı.

Avro/dolar paritesi bu gelişmelerle son 2 yılın en düşüğü olan 1,0758 seviyesine gerilerken, haftayı yüzde 0,6 değer kaybıyla 1,0809'dan tamamladı.

Bu hafta İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,69 ve Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,84 değer kaybederken, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,63 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,17 değer kazandı.

Gelecek hafta çarşamba Almanya'da ÜFE ve Avro Bölgesi'nde dış ticaret dengesi, perşembe Avro Bölgesi'nde TÜFE ve Tüketici Fiyat Endeksi ile Lagarde'ın konuşması ve cuma bölge genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verileri takip edilecek. Pazartesi günü bölge genelinde piyasalar tatil nedeniyle kapalı olacak.

Asya'da pay piyasaları karışık seyretti

Asya tarafında, Çin'de devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını risk iştahını törpülerken, son 20 yılın en düşük seviyesine Dolar/yen paritesinin ihracatçı Japon şirketleri destekleyeceği beklentisiyle pay piyasasındaki alım sürüyor.

Çin Merkez Bankası (PBoC) cuma sabah yaptığı toplantıda sürpriz şekilde önemli politika faizlerinden 1 yıllık borç verme oranı ve zorunlu karşılık oranlarında değişime gitmedi. Buna karşın günün devamında zorunlu karşılık seviyesi yüzde 5 olan bankalarda 25 baz puanlık zorunlu karşılık indirimine giderken, indirimlerin devamının geleceğine yönelik yönlendirmede bulundu.

PBoC'nin ekonomiyi desteklemek adına daha güvercin adımlar atması beklenirken, Çin hükümetinin teknoloji şirketleri üzerindeki regülasyon baskısının da sona geldiği tahmin ediliyor.

Çin'de pazartesi günü açıklanacak büyüme verilerinin beklentileri karşılamaması halinde PBoC'yi ve Çin hükümetini harekete geçireceği tahmin edilirken, Kovid-19 salgını ve küresel bazda artan emtia fiyatları ise Çin ekonomisi için başlıca sorunlar olarak dikkati çekiyor.

Asya'nın diğer ekonomileri ise şahinleşmeye devam ederken, hafta içinde Güney Kore Merkez Bankası politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 1,5'e çıkardı. Singapur Merkez Bankası da para politikasında sıkılaştırıcı önlemler alırken, banka enflasyon tahminini de yükseltti.

Dolar/yen paritesi yükseliş eğilimini üst üste altıncı haftaya taşıyarak, haftayı yüzde 1,7 artışla son 20 yılın en yükseği olan 126,4 seviyesinden tamamladı.

Hafta içinde bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Japonya'da makine siparişleri aylık yüzde 9,8 azalışla son iki yılın en sert düşüşünü gerçekleştirirken, Çin'de ise ihracat geçen ay yüzde 14,7 artarak beklentileri geride bıraktı.

Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,40 değer kazanırken, Çin'de Şangay bileşik endeksi yüzde 1,25, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,62 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,16 değer kaybetti.

18 Nisan ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi Çin'de 2022 1. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH), sanayi üretimi ve perakende satışlar, salı Japonya'da sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı, çarşamba Japonya'da dış ticaret dengesi ve cuma Japonya'da TÜFE verileri takip edilecek.

BIST 100 endeksi rekor üzerine rekor kırdı

Yurt içinde, Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi yükseliş eğilimini üst üste yedinci haftaya taşırken, tüm zamanların en yüksek seviyesi ve tüm zamanların en yüksek kapanışı rekorlarını kırdı.

Endeksteki yükselişte bu hafta da bankacılık hisseleri öncülük ederken, BIST 100 endeksi dünya genelinden oldukça pozitif ayrıştı.

Analistler, gelecek haftadan itibaren yoğunlaşmaya başlayacak olan bilanço dönemiyle birlikte BIST 100 endeksinde hisse bazlı oynaklıkların artabileceğini belirterek, bir çok önemli sektörde güçlü kar beklentilerinin bulunduğunu dile getirdi.

Hafta içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 14'te sabit bırakırken, sanayi üretimi, şubatta aylık bazda yüzde 4,4, yıllık bazda yüzde 13,3 artış gösterdi.

Türkiye'nin cari işlemler hesabı, şubat ayında 5 milyar 154 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari açık 21 milyar 845 milyon dolar oldu.

Bu gelişmelerle Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 4,22 artışla 2.494,37 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 0,77 gerileyerek 14,6360'a indi.

Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.500 ve 2.590 puanın direnç olarak takip edileceğini kaydetti.

Gelecek hafta yurt içinde ayrıca pazartesi konut fiyat endeksi ve perşembe TCMB Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantı özeti ile tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.

AA