Türkiye'de 1990'lı yıllarda iki kez kadük kalan Hayvanları Koruma ile ilgili düzenleme 2005 yılında yasalaştırıldı, ancak aradan geçen sürede eksiklikleri ve ihtiyaçlara yanıt vermeyen yönleri dolayısıyla yeni bir yasanın çıkarılması gündeme geldi. Bu amaçla 11 Eylül 2012'de TBMM'ye sevkedilen Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapan yasa tasarısı, TBMM Çevre Komisyonu gündeminde bulunuyor. Komisyon, geneli üzerindeki görüşmelerin ardından alt komisyona sevkedildi.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ başkanlığındaki Alt Komisyon, tasarı üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor. İki gün boyunca meslek örgütleri, odalar, barolar, sivil toplum kuruluşları (STK), hayvanseverler ve aktivistleri dinleyen Alt Komisyon, Ankara'da belediyelere ait hayvan barınaklarında incelemelerde bulundu, belediyelerin barınaklarda görevli veteriner hekimleri ve hayvan bakıcılarını dinledi. "Köpek Eğitmeni" ve hayvan dövüşleri konusunda Kanatlı Hayvanlar Federasyonu temsilcilerini de dinleyen Alt Komisyon, 81 belediyeye, barolara, 7 veteriner fakültesine, meslek örgütleri ve STK'lara yazı yazarak tasarıyla ilglii somut görüşlerini istedi.
Alt Komisyon Başkanı Özdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmaların sürdüğünü belirterek, Nisan ayının ilk yarısında ilgili kesimleri oluşturan yaklaşık 100 kişiyi davet ederek hazırlayacakları raporu kendileriyle tartışacaklarını ve son bir kez daha görüşlerini alacaklarını söyledi. Alt Komisyon raporunu Nisan ayı sonunda üst komisyona sunmayı planladıklarını belirten Özdağ, "AB standartlarının üzerinde" bir yasayı Mayıs ayında çıkarmanın hedeflendiğini kaydetti.
"Çok duyarlı bir kesimle karşılaştım. Kendilerini buna vakfetmiş güzel insanlar var" diyen Özdağ, tasarıyla ilgili gelen önerilerin başında "Türkiye Hayvan Hakları ve Koruma Kurulu" oluşturulması, hayvan sahipliğinin düzenlenmesi, sahipli hayvanların kayıt altına alınması ve envanterinin çıkarılması, meskende hayvan sayısında kısıtlama olmamasının ifade edildiğini anlattı.
Tasarının en çok eleştirilen doğal yaşam parkları ile ilgili düzenleme konusunda endişeler bulunduğunu ifade eden Özdağ, "Hayvan Hakları ve Koruma Kurulu olursma endişeler olmayabilir. Çünkü doğal yaşam parkları şehir dışında olduğu için hayvanları orada kaderleriyle baş başa bırakacağız. Bu nedenle hayvanların bu alanlara geçici olarak gelmesi, eski düzenlemede olduğu gibi aşılama, kısırlaştırma, tedavi edip yerinde bırakmanın aynen korunması isteniyor. aslında ülke genelinde bir seferberlikle hayvanların aşı, kısırlaştırma ve yerinde bırakmayı yapmalıyız" dedi.
Petşoplar ve hayvan ithalatının denetlenmesinin istendiğine işaret eden Özdağ, hayvanseverlerin ve konuyla ilgili kesimlerin hayvanlarla ilgili suçların Kabahatlar Kanunu'ndan çıkarılıp TCK içinde alınması, ayrıca suçun tekrarı halinde paraya çevrilmeyip hapis cezası uygulanmasının da önerdiklerini anlattı.
Hayvanların saldırılarına uğrayan insanlarla ilgili envanteri de istediklerini belirten Özdağ, yıl yıl bu vaka sayılarının oldukça az olduğunu kaydetti. Hayvanlar konusunda insanların bilinçlendirilmesi, okullarda konuyla ilgili ders okutulmasının önemine işaret eden Özdağ, "Konuştuğumuz ve bilgisine başvurduğumuz herkes hayvanların öldürülmesine karşı. Bunu sağlarken üremesi de kontrol altında olmalı" diye konuştu.
Özdağ, hayvanlarla ilgili önemli bir geleneğin olduğunu, Osmanlı döneminde hayvanlar için vakıflar ve hastaneler kurmuş bir geleneğin mirasçılarının geçen zaman içinde hayvanlara karşı duyarlılığını yitirdiğini belirterek, hayvan dövüşlerinin yasaklanması yerine denetime açık olmasının istendiğini söyledi. Özdağ, tasarıda en çok eleştiri konusu olan tehlikeli hayvan türleriyle ilgili düzenlemeye de işaret ederek, "Barınaklarda tutulmasının kendilerini yalnızlaştıracağından daha tehlikeli hale getirdiği üzerinde duruldu" dedi. (Sabah)