MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Son olarak Başbakan bir de plebisitten bahsetmiş. Nur topu gibi bir de plebisiti oldu. Plebisit diktatörlerin, antidemokratik yöneticilerin, darbecilerin kendilerine meşruiyet kazandırmak için başvurdukları bir halk oylamasıdır.” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenen Vural, “Erdoğan, suyu bulandırıyor sonra da bu suda balık avlamaya çalışıyor. Başbakan, yeni bir oyuna giriyor, bulandırdığı sudan fayda elde etmek için adımlar atıyor. Güya halkın iradesine saygılı adam rolüne soyunarak referandum kartını açıyor. Madem vatandaşa soracaktın da neden Gezi Parkı eylemleri öncesi, hassasiyet varken, sürekli kaşıdın. Madem halkın tercihine başvuracaktın neden milleti bu kadar kaosa soktun, bu süreç içinde bir de Öcalan’dan yardım istedin.” diye konuştu.
“Taksim Gezi Parkı ile ilgili Türk milleti adına karar veren yargı yok mu ortada?” diye soran Vural, Başbakan’ın yargının yerine geçtiğini ileri sürdü. Vural, “Beyefendi ferman devleti kurmuş, ferman yazıyor.” ifadesini kullandı. Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’nun referandum konusundaki açıklamalarını hatırlatan Vural, “Senin yargıya da saygın yok. Hukuk devleti nedir bilmiyorsun. Kalkmış, Topçu Kışlası… Sen mimar mısın? Park Bahçeler Müdürü müsün? Sorun da bu ya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Belediye Meclis’i ne yapar? Kendisini her şeyi bilen adam olarak görüyor.” dedi.
“NUR TOPU GİBİ PLEBİSİT OLDU”
Vural, şöyle devam etti: “Son olarak Başbakan bir de plebisitten bahsetmiş. Nur topu gibi bir de plebisiti oldu. Referandum ile plebisitlik arasındaki fark, demokratiklik açısından ortaya çıkmaktadır. Referandum doğru kullanıldığı zaman demokratik bir usuldür, halk etkendir, öznedir. Plebisit ise antidemokratik bir usuldür. Halk, edilgendir, nesnedir, karar alma sürecinin sonuna katılır…Plebisit diktatörlerin, antidemokratik yöneticilerin, darbecilerin kendilerine meşruiyet kazandırmak için başvurdukları bir halk oylamasıdır. Yani her tarafını sivil postalcı zihniyeti sarmış. Fermanlarla plebisit olsun diyor. Nereye gittiğini bilen bir kişi değil, durumdan vazife çıkartan kendi menfaati için papaz elbisesi bile giyerim diyen bir zihniyet.”
Vural, Başbakan Erdoğan’a, ‘Madem Gezi Parkı konusunda referandum yapalım diyorsun, neden bunu daha önce dile getirmedin?’, ‘Gezi Parkı’na orantısız güç kullanımı ile ilgili sabahın beşinde müdahale talimatını kim verdi?’, ‘Gezi Parkı’na, İmralı ziyaretine izin vermek suretiyle 7 Haziran günü Öcalan’ın müdahil olmasını kim istedi?’, ‘O görüşmede sizin görevlendirdiğiniz yetkililer var mıydı?’, ‘Böyle bir konuda mesaj verme ihtiyacı hangi siyasal derin bir senaryonun parçasıdır?’ sorularını yöneltti. Vural, “Bu süreç içerisinde cumhuriyet savcılarını, toplumda bu şekilde tahrikleri yapan, orantısız güç kullanarak toplumsal tepkiyi harekete geçiren ve devreye marjinal unsurları, terör örgütlerinin girmesini sağlayan unsurlarla ilgili muhakkak soruşturma başlatması gereklidir.” dedi.
“AVRUPA PARLAMENTOSU MAYDANOZ OLDU”
Avrupa Parlamentosu’na da yüklenen Vural, “Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Ermeni soykırımı kabul edin, demokratik özerkliği kabul edin, yok teröristler, yok aktivistler… Bu süreç içinde Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kimi kararları, Türk milleti aleyhine kararları, müzakere çerçevesinde bizim kabul etmemizin altına imza atan Recep Tayyip Erdoğan, şimdi kalkmış Avrupa Parlamentosu’na tanımıyorum diyor. Sen bu kararları tanıyacağına ilişkin müzakere çerçeve belgesini kabul ettin. Avrupa Parlamentosu teröristleri aktivist olarak gösterirken neredeydin? Avrupa Parlamentosu karar alıyor, gözaltına alınanlar serbest bırakılsın, şu yapılsın… Biz burada bunlardan hesabını sorarız, sormaya devam edeceğiz ama böyle bir konu ile ilgili, Türkiye’nin iç meselesi, hukuk düzeni ile ilgili bir konuya Avrupa Parlamentosu’nun maydanoz olması, bugüne kadar AKP’nin bu süreçle ilgili Avrupa Parlamentosu’nun aldığı her karara sessiz kalmasının bir sonucu olarak da görülmelidir.” diye konuştu.
“BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACI GİBİ OLDU”
Konuşmasının sonunda gazetecilere, “Naklen veren oldu mu?” diye soran Vural, “Dün akşam naklen yayınlar izledik de… Flaş Flaş, hemen devreye girip programlar kesildi, acaba Başbakan'la görüşünler neler söyledi diye… Maşallah, muhalefetin görüşlerini canlı olarak yayınlayanlar nerede? Bir tek haber bültenlerinde izliyoruz, onlara da teşekkür ediyoruz. Nerede o programcılar? Yanımızda birileri olsa belki olurdu ama maalesef… Çok engin görüşlerinden de akşam çok faydalandı bu milletimiz, çok aydınlandı. Bozacının şahidi şıracı gibi oldu.” ifadesini kullandı.
CİHAN