Millete, Meclis’e ve siyasete ihanet

Erdoğan: Ana muhalefetin başındaki zatın sözleri gerçekten çok ciddi bir denge problemini işaret ediyor. Kan ticaretine soyunanlar hiç boşuna heveslenmesin. Kızılay dışında bir yere de kan vermeyiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yerli Düşünce Derneği'nce ATO Congresium'da düzenlenen Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade programında konuştu. Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle:

İHANET: Ana muhalefetin başındaki zatın ettiği söz gerçekten çok ciddi bir denge problemini işaret ediyor; "Başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz" diyen bir siyasetçi milletin iradesine de içinde yer aldığı Meclis'e de siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir. Şu anda başkanlık sistemini uygulayanlar bunu kan dökerek mi yaptı? Amerika, Güney Amerika ülkeleri bunu böyle mi getirdi?

DİKTATÖR İŞİ: Kan dökmek, diktatörlerin, zalimlerin, katillerin, bazen de meczupların işi. Ana muhalefetin başındaki zatın bunlardan hangisi olduğunu ben milletimin takdirine bırakıyorum. Vatan savunması, milletin can ve mal güvenliğinin sağlanması söz konusu olunca, bu ülkenin hiç ferdi canının ve kanını feda etmekten çekinmez. Ancak Meclis'in kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir konuyu, kanlı bir cümlenin içine yerleştiren kafa bu topraklara ait olamaz.

EY BEYEFENDİ...: Mezhepçilik, ırkçılık, terör... Bu üç beladan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Ey beyefendi, sen bunları hangisine tabisin, hangisine uyuyorsun? Ama bilesin ki Türkiye'de kandan beslenen, terör örgütünün maşası olmayı kabullenmiş bir parti zaten mevcut. Ana muhalefet partisinin görevi terör örgütünün güdümündeki partinin yedekliğine soyunmak değildir.

GİT VER İFADENİ: Kasetle devraldığın genel başkanlığın, söylediğin yalanlar sebebiyle, şu anda savcı seni çağırıyor. Madem dürüstüsün, niye gidip ifade vermiyorsun? Oturduğun yerden iftira atmaya devam ederek, şahsımı hedef alan, alıştığımız yalanlarına niye devam ediyorsun? Biliyor ki ifade verdikten sonra faturası kendine ağır olacak.

SİYASİ SAPKINLIK: Bu şahıs siyasi sapıklık emareleri göstermişti. Şimdi de siyasi sapkınlık işaretleri veriyor. Bir defa şirazeden çıkarsınız bir daha düzelemezsiniz. CHP'nin bu tür arızalarla malul bir şahsın hezeyanlarına terk edilmiş olmasını esefle karşılıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" demedi mi? Milletten niye kaçıyorsun?

TEKLİFİ OLAN GETİRSİN: Başkanlık sisteminin onlarca farklı uygulaması var. Kendimize uygun olanı ortaya koymalıyız. Başkanlık, devlet başkanlığı, cumhurbaşkanlığı... Hatta başka isim koyalım. Başka teklif olan varsa getirsin. Kan ticaretine soyunanlar boşuna heveslenmesin. Kızılay dışında bir yere de kan vermeyiz.

'Göbeğimizi kendimiz keseceğiz'
Kilis şehrimize neredeyse her gün roket saldırısı yapılıyor. DAEŞ örgütünün bu güne kadarki saldırılarında 130'a yakın vatandaşımızı ve güvenlik güçlerimizi kaybettik. Buna karşılık DAEŞ terör örgütünün Suriye'deki 3 bin mevzisini vurduk, bin 300 mensubunu imha ettik. Sınırın diğer tarafını temizlemek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ama henüz müttefiklerden bölgede silah gücü bulunan ülkelerden arzu ettiğimiz desteği alabilmiş değiliz. Kilis sokaklarında atılan roketlerle her gün vatandaşlarımız şehit olurken, müttefiklerden keyifleri elvermediği için, daha ne bekleyeceğiz. Öyleyse, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz."

'Zalimler için yaşasın cehennem'
(İdam edilen Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi lideri Motiur Rahman Nizami ile ilgili) Nizami'nin böyle bir cezayı ve infazı hak edecek bir suçunun olmadığına inanıyorum. Bangladeş Dakka büyükelçisini ülkemize geri çağırdık. Şunu unutmayalım. Zalimler için yaşasın cehennem. Nizami için bir ses duyamadık. İdamlara karşı olan AB'den bir ses duyamadık. Hani idama karşıydınız? Çünkü idam edilen bir Müslüman ve bir alim.

'İki gülücüğe değişmeyiz'
Neymiş efendim terörle mücadeledeki, terör örgütü konusundaki tavrımızı yumuşatmalıymışız. Bana bak siz ne zamandan beri Türkiye'yi idare etmeye başladınız? Bunlar nasıl demokrat, nasıl demokrasiye inanıyor, anlamak mümkün değil. Eğer AB, Türkiye yerine, terör örgütünü muhatap alacak kadar küçülmeye razıysa bizim açımızdan sorun yok. Terör örgütüne hangi gözle bakıyorsak, onların tezlerini savunanlara da aynı gözle bakarız. AB'nin Türkiye konusundaki çarpık ve ikircikli tutumundan vazgeçmesini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde ya AB ile ilişkilerimizi geliştirecek, bu yolu nihayete ulaştıracağız ya da kendimize yeni bir yol tespit edeceğiz.

Dünya gençleriyle buluşuyor
Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu'nun (UDEF) düzenlediği 9. Uluslararası Öğrenci Buluşması'nın finali Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla 15 Mayıs'ta İstanbul'da yapılacak. Türkiye'de 186 ülkeden 110 bin uluslararası öğrencinin bulunduğunu söyleyen UDEF Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bolat, "Türkiye'deki öğrenci sayısı 5 yıla kadar 250 bini bulacak. Turist ve mülteciler konusunda yapılan çalışmaları biz de öğrencilerimiz için yapmaya çalışıyoruz" dedi.