Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Muğla'nın Marmaris Orman İşletme Müdürlüğü Şehit Görkem Hasdemir Beldibi Yangın Ekip Binası'nda düzenlenen koordinasyon toplantısına katıldı.
Burada orman işçilerinin de katılımıyla basın toplantısı düzenleyen Pakdemirli, 13 gündür orman yangınlarıyla mücadele ettiklerini söyledi.
Ekiplerin havadan ve karadan müdahalesini sürdüğünü dile getiren Pakdemirli, "53 ilde 270 orman yangınıyla uğraştık, bunun 267'si kontrol altında. İki ilimizde üç orman yangını için çalışmalar devam ediyor. Devam eden Muğla'da Köyceğiz ve Milas yangınları, Aydın'da Bozdoğan yangını devam ediyor. Yatağan, Kavaklıdere, Karaköy, Antalya Kaş yangınları kontrol altına alındı. Ayrıca 206 kırsal alan yangınına da müdahale yapıldı." diye konuştu.
Devam eden yangınlarda 15 uçak, 9 İHA, 64 helikopter, bir insansız helikopter, 850 arazöz, su tankeri, 430 iş makinesi ve 5 bin 250 personelle devam ettiklerini anlatan Pakdemirli, filolarında şu anda 15 uçak ve 64 helikopter olduğunu bildirdi.
Orman teşkilatında ise 3 amfibik uçak, 39 helikopter ve bir insansız helikopterin olduğunu aktaran Pakdemirli, 10 tane de jandarmaya ait helikopterle yangınlara müdahale edildiğini dile getirdi.
Orman yangınlarıyla mücadele eden Yunanistan'ın yangın söndürme hava aracı talebi olduğuna işaret eden Pakdemirli, "Yunanistan'ın bizden talebi var. Olumlu bakıyoruz. İki 40 tonluk OGM'nin kullanmış olduğu uçak hazırlanmış olup ilgili ülke Dışişleri Bakanlığından işlemleri tamamlanması halinde yola çıkacak." dedi.
"Ormanlarımız yeniden küllerinden doğacak"
Muğla'daki yangınlara müdahale edildiğini aktaran Pakdemirli, "Köyceğiz'de yangın vadiye hapsolmuş şekilde devam ediyor ama kontrol altında diyemiyoruz. Kontrol altına alınan yerlerde dıştan içe doğru soğutma işlemi uyguluyoruz. Arazözler en ufak duman kalmayacak şekilde çalışıyor." ifadesini kullandı.
Pakdemirli orman yangınlarıyla mücadelede gönüllülerin de önemine işaret etti. Bakan Pakdemirli, orman yangınlarıyla mücadelede gönüllü olarak bulunmak isteyenlerin e-devlet üzerinden başvuru yapabileceğini söyledi.
Yangının söndürüldüğü yerlerde hasar tespit çalışması yapıldığına değinen Pakdemirli, "9 ilde 26 ilçe, 180 köyde, 7 bin 735 çiftçimizin hasar tespit çalışması yapıldı. Muğla'da orman yangınlarında 4 bin 500'e yakın arı kovanı zarar gördü. Türkiye'nin çam balı merkezi olan Muğla'da bu konuda yaraları saracağız, yeni bal ormanları tesis edeceğiz. Devlet buradadır, yangından zarar gören kimseyi mağdur etmeyeceğiz." diye konuştu.
Ormanları korumak için her zaman ekim ve dikimlerde yangın kontrol alanları oluşturduklarını belirten Pakdemirli, "Bundan sonraki ekim dikimlerde yangın kontrol şeritlerimizin daha geniş olması için çabamız olacak." ifadesini kullandı.
Hiç kimsenin endişe etmemesini isteyen Pakdemirli, "Ormanlarımız yeniden küllerinden doğacak." dedi.
Yangından zarar gören vatandaşa destek olacaklarını vurgulayan Pakdemirli "Bitkisel üretim alanlarının yeniden tesisi için ihtiyaç duyulan tohum, fide ve fidanı bedelsiz temin edeceğiz." diye konuştu.
Pakdemirli, yangınla mücadele için emniyet şeritleri oluşturduklarını, termik santralin etrafında en az üç adet kuşaklama yaptıklarını söyledi.
Hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü aktaran Pakdemirli şunları kaydetti:
"53 bin 735 dekar ekili dikili alan, 639 dekar sera, 403 büyükbaş, 4 bin 452 küçükbaş, 7 bin 827 arılı kovan, 29 bin 516 kanatlı hayvan, 6 bin 914 alet makine, 2 bin 976 ton depolu ürünler, 2 bin 167 tarımsal yapının zarar gördüğü tespit edildi. Şu ana kadar 584 yangın hasar TARSİM'e geldi. Gelmeye de devam ediyor. Gelen ihbarın 479'u Antalya'dan. Şu ana kadar tamamladığımız hasar tespit çalışmalarında TARSİM sigortalarıyla alakalı 173 milyon lira hasar tespiti yapıldı. Çalışmalar devam ediyor. Gelen dosyaların incelemeleri başlamış olup sonuçlarıyla alakalı dosyalara bu hafta 9 milyon lira bir ödeme yapılacak. Bu sabah itibarıyla Antalya ve Muğla'ya hayvan telefatlarının ödenmesi için il hesaplarına 9 artı 5 toplamda 14 milyon lira para gönderildi."
Bunların da bir an evvel ödemelerine hızlı şekilde başlayacaklarına değinen Pakdemirli, gerekli bilginin il ve ilçe müdürlüklerinden alınabileceğini bildirdi.
"Yangından etkilenen çiftçilerimiz TARSİM hasar tespit raporuyla veya hasar tespit raporlarıyla Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine müracaat etmeleri halinde borçlarının tamamı ertelenecek." diyen Pakdemirli, Muğla'da arıcılık faaliyetinin son derece önemli olduğuna değindi.
"Ormanlardaki vatan nöbeti görevimizi daha güçlü sürdüreceğiz"
Türkiye'de bal üretiminin yüzde 13'ünün Muğla'da olduğunu aktaran Pakdemirli, dünyadaki çam balının yüzde 92'sinin Türkiye'de, bunun da yüzde 80'inin Muğla'da olduğunu söyledi.
Pakdemirli, yangınlardan etkilenen arıcılara kovan desteğini yüzde 100 artırarak ödeyeceklerini belirterek şunları kaydetti:
"Çam balı üreticilerine 30 lira kilogram bal üretim desteği vereceğiz. Çam balı üretim alanına alternatif olarak milli parklar arıcılarının da konaklamasına da milli parkları açıyor olacağız. Sel, yangın, kuraklık, gıda güvenliği, susuzluk gibi konular artık bundan sonra dünyanın yeni normal haline geleceği gözüküyor. Biz hepsiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Cennet ülkelerimizi değişen dünya şartlarının insafına bırakacak değiliz. Dikkatli ve hızlı bir şekilde eylem planlarını hayata geçirmeye devam ediyoruz."
"Ne zaman bu yangın biter o zaman gözümüze uyku girer"
Sahada 13 gündür mücadele verdiklerine değinen Pakdemirli, ormandaki canların da önemine işaret ederek bu ateşin tamamını söndüreceklerini kaydetti.
Pakdemirli, ormanlardaki vatan nöbeti görevini daha güçlü bir biçimde sürdüreceklerine dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Orman köylümüz doğduğu, doyduğu topraklarda yeniden güzel günlere kavuşacak ve bu güzel toprakları nakış gibi yeniden işleyeceğiz, emekle yeniden yeşerteceğiz. Sizden ricam söylentilere, tahriklere itibar etmeyin. Devlet tüm kurumlarıyla buradadır. Ne zaman bu yangın biter o zaman gözümüze uyku girer. Dileğimiz şudur; vücutları yanık izleriyle dolu orman kahramanlarımızın bundan sonra ayağına taş, gözüne yaş, yüreğine de telaş değmesin. Bu akşam orman kahramanlarımızı yanıma alarak onlarla birlikte basın toplantısına çıkmak istedim. Milletimizin asıl görmesi gereken onlar. Ateşi suyla söndüren onlar. Yardıma koşan tüm aziz milletimizden Allah razı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımıza günlerdir sahada olan bakanlara, milletvekillerine, kamu kurumlarına, belediyelere çok çok teşekkür ederim."
Pakdemirli, filoya dışarıdan gelen 2 uçağın Yunanistan ve ABD'de daha ciddi yangınlar olması nedeniyle ayrıldığını dile getirdi.
Muğla'nın Milas ilçesindeki makilik alanda yangının etkisini sürdürdüğüne dikkati çeken Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Makilik alan aynı meşe odunu gibi sert bir odun. İçten içe yanan, çam gibi yanıp geçen odun olmadığı için makilik alanda halen mücadelemiz sürüyor. Termik santralle alakalı riskler minimize olmuş halde. Peşini bırakmadık. Yol açıp kalbine girip tamamen söndürmemiz gereken bir yangınla karşı karşıyayız. Bugün 3 kilometreye yakın yol yapıldı. Yangının kalbine girmek maksatlı ciddi bir çalışma yürütüldü. Birçok nokta ve odak da ele geçirilmiş vaziyette. Ulaşılamayan bir odak var. Ona da ulaşmak için yol yapım çalışmaları devam ediyor. Orman yangınını Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerini olumsuz etkilememesi için her türlü şeritler oluşturuldu. Her türlü tahkimat yapıldı. 3 ayrı tahkimat yapıldı."
Ormanda seyreltme ve şerit çalışmalarının bitirildiğini vurgulayan Pakdemirli, arazözlerle gerekli tedbirlerin alındığını, riskin şu an itibarıyla minimize edildiğini ama ateşe ulaşmadan, soğutma faaliyeti başlamadan "burası kontrol altında" diyemeyeceklerini ancak durumun düne göre daha iyi olduğunu bildirdi.
Bu gece yangınla mücadele eden ekipten güzel haberi alabileceklerine dikkati çeken Pakdemirli, Aydın Bozdoğan'da gün içinde çıkan yangının yayılma eğilimi gösterdiğine dikkati çekti.
Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Arkadaşlardan rüzgarın istikrarsızlık göstermemesi durumunda bunu da kontrol altına alabileceklerine dair genel bir bilgi aldık. Vatandaşlarımız herhangi bir duman görünce mutlaka 112 ya da 177'yi arasın. Yangına sebebiyet verecek unsurları da ormandan mutlaka uzak tutmamız gerekiyor. Çok kısa sürede gönüllülükle alakalı bir seferberlik ve eğitim kampanyası başlayacak. Özellikle hem orman köylülerimiz hem de ormana hassasiyeti olan vatandaşlarımız için. Ben önemli olduğunu düşünüyorum. Detaylı bilgiyi en yakın orman teşkilatlarından ve web sitelerden alabilirler. Yanan yerleri tekrar ağaçlandırmak için çalışmalarımızı bilimsel yöntemlerin ışığında sürdürüyoruz."
"Bin 667 ilk müdahale ekibimiz hazır"
Son 13 günde kırsal alanlar dahil 476 cephede alevlere müdahale ettikleri bilgisini veren Pakdemirli, bu yangınlardan 16'sının büyük orman yangını, 206'sının da kırsal tarım yangını olduğunu kaydetti.
Yangınlarla ilgili üç çalışma prensiplerinin olduğunu vurgulayan Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi önleme, ikincisi çıktıysa söndürme, üçüncüsü de yangın gören alanın rehabilitasyonu. Bu kapsamda ihbar alınan yangınlara müdahale için bin 667 ilk müdahale ekibimiz hazır. Yangın müdahale ekipleri sezon öncesi eğitimlerini aldılar. Orman köylülerine yangına ilk müdahale için 4162 su tankı bu sezon öncesi dağıttık. Yangınlarla alakalı askeri birliklere de eğitim verdik. Hava ve kara ekiplerinde bu yangınlarda ciddi bir koordinasyon sağladık. Yangın görevlisi olarak da 13 bin 339 kişiye gönüllülük eğitimi verildi. Bu gönüllülerin bir kısmı sahada çalışıyor. Bu eğitimleri daha kapsamlı hale getirip gönüllülük tarafından emniyetli bir şekilde bu arkadaşların ormana girebilmelerini sağlayacak, yangınlarla mücadelede bu gönüllüleri kullanacak mekanizmaları devreye alıyoruz."
Yangınla mücadelede "karşı ateş" yönteminin önemli olduğunu belirten Pakdemirli, bunu zaman zaman yanlış anlaşılabildiğini, iki sene önce orman personeli karşı ateş vermeye çalışırken "ormanı yakıyorsunuz" diye çevre köylerden üzerine yürüyenler olduğunu dile getirdi.
Karşı ateş yöntemiyle gerekli tedbirler aldıktan sonra yangının geldiği yöne doğru orman örtüsünün yakıldığını aktaran Pakdemirli, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ormancılıkta önemli bir roldür. Zaman zaman kullandığımız bir teknik. Antalya'da çok sayıda karşı ateş yöntemini kullandık. Büyük enerjiye sahip ana yangın küçük yangını kendine çekmeye çalışır. Büyük yangının önünde yanacak bir şey kalmayınca yangın söner. Deniz dalgasının kıyıya vurup geri gitmesi gibi bir benzetme yapılabilir. Teknik bir mücadele. Rüzgar ve topoğrafya son derece önemli. Bilimsel veriler önemli. Herkesin yapabileceği bir şey değil. Bütün şartların olumlu yönde oluşması lazım. Bu yöntem sadece bizde değil Fransa, Portekiz ve Kanada gibi birçok ülkede kullanılıyor. Yangınların kontrolünde önemli bir avantaj sağlıyor."
AA