Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 2019 Aralık ayında Çin'in Wuhan eyaletinde başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan koranavirüs (Kovid-19) pandemisinin etkilerini bertaraf edebilmek amacıyla üretim-ticaret-yatırım üçgeninde üretim hamlesi başlattı.
MÜSİAD'dan yapılan açıklamaya göre; küresel iktisadi krize yol açan koronavirüs salgınının birçok uzman ve ekonomist tarafından, dünya ekonomik sisteminde tarihi bir dönüm noktası olması öngörülüyor.
Global düzeyde meydana gelen ekonomik krizin, salgından kaynaklanması, hastalık sorunun tamamen çözülmeden normalleşmenin olamayacağı düşüncesini de beraberinde getiriyor.
Dünyada meydana gelen ekolojik değişimler ve küresel ısınma sorunu, gelecekte de koronavirüs benzeri salgınların tekrar yaşanabileceğinin habercisi olarak yorumlanıyor.
Bu bağlamda MÜSİAD, koronavirüs salgının etkilerinin giderilmesi ve olası yeni salgın ve afetler karşısında üretim ve ticaret sisteminin sekteye uğramaması, tedarik ve yatırım hatlarının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir sistemin kurulabilmesi amacıyla MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri projesini hayata geçirdi.
"Türkiye salgın sonrası dönemde dünyanın yeni tedarik noktası haline gelecek"
Açıklamada görüşlerine yer verilen MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Türkiye'nin salgın sonrası dönemde dünyanın yeni tedarik noktası haline geleceğini belirtti.
Kaan, "Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla avantajlı bir konumda yer alıyor. Korona sonrası süreçte, dünya riskleri dağıtmanın ne kadar önemli olduğunu anladı. Çin’e bağımlılığın, kriz yönetiminde tüm yumurtaları aynı sepete koymakla aynı anlama geldiğini gördü. Ayrıca kriz bitse bile psikolojik etkilerinin tam olarak sona ermesi ve üretim-ticaret algısının normalleşmesi zaman alacaktır." ifadelerini kullandı.
Kaan, bu noktada Türkiye'nin hem koronavirüs salgını sürecinde tüm dünyanın takdirini toplayan süreç yönetimi hem de steril ve güvenli üretim zinciri algısı ile dünyanın yeni tedarik noktası haline geldiğini belirtti.
Bundan sonraki süreçte dünya ihracatında Çin ile rekabet edilen kalemlerde Türkiye’nin avantajlı bir konuma geleceğini kaydeden Kaan, şunları kaydetti:
"En fazla ihracat yaptığımız ülkelerde (Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, ABD) üretimde yaşanacak kayıplar, yeni siparişlerin ithalat ile kompanse edilmesinin önünü açacaktır. Çin’in ekonomik toparlanma sürecine rağmen sosyal algının uzun vadede değişmeyecek olması Türkiye’yi düşük maliyetli yeni üretici olarak görme eğilimini artıracaktır. Çin, toparlanma sürecinde hızlı üretim ve stok ile fiyat kırma politikasına giderse bu kez ithalatta bağımlı olduğumuz girdi üzerinden yeni bir üretim politikasına gitmemiz mecburi olacaktır. Ayrıca düşük fiyattan piyasaya girecek Çin mamulleri ile rekabet edebilmek için ölçek büyüklüğünün yüksek oranda üretime hazır olması gerekecektir. Bilhassa gıda sektöründe yaşanacak talep artışında Türkiye’nin Çin’e nazaran dünya tüketim algısındaki olumlu imajını bu noktada iyi değerlendirmek gerekiyor."
"Türkiye genelinde OSB projesini hayata geçirmeye başladık"
MÜSİAD Üretim ve Ticaret Planlama Üst Kurulu Başkanı Oktay Dede ise MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Dede, proje ile Türkiye'nin her yerinde her türlü olumsuz senaryonun hesaba katıldığı, kompleks üretim tesisleri kurulmasını amaçladıklarını belirtti.
Dede, "Türkiye ekonomisinin lokomotif unsuru KOBİ'lerimiz istihdamın, üretimin ve dış̧ ticaretin taşıyıcı unsurlarıdır. Mikro ve küçük işletmeler Anadolu’da mekansal manada çok sıkıntılı durumdadırlar. KOBİ’lerimiz genelde 30, 50, 80 ve 100 metrekare büyüklüğündeki dükkanlarda çalışmalarını sürdürüyor. KOBİ’lerin büyümesinin birincil şartı mekansal düzenlemedir. Türkiye’de küçük sanayi siteleri ve Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) var. Ancak burada, bu küçük sanayi sitelerindeki işletmelerin OSB’lere geçişini kolaylaştıracak bir KOBİ yapılandırma üslerinin inşa edilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bu bağlamda Türkiye genelinde OSB projesini hayata geçirmeye başladıklarını belirten Dede, "İlk tesisimizi Tekirdağ’da açtık. Şu an İstanbul Hadımköy’de ikinci prototipin inşasına başlandı. Biz bu projemize “MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri” projesi ismini verdik. İlgili Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarından da izin ve desteklerimizi aldık. Yakın süreçte tüm ülke genelinde projelerimizi hayata geçiriyor olacağız." ifadelerini kullandı.
Tesislerin alt yapısı ve teknik detayları hakkında bilgi veren Dede, şunları kaydetti:
"Proje kapsamında lojistik sisteminde sanitasyon kökenli tıkanmaların önüne geçilmesi amacıyla hem lojistik merkezi hem de dışarıdan gelen ekipler için konaklama tesislerinin kurulması planlandı. Ayrıca, 14 günlük karantinalar da dahil olmak üzere her türlü izolasyonun sağlık tedbirleri alınmış konuk evlerinde sağlanacağı bir üretim ve taşıma hattı da kurgulandı. Site içinde kurulan gümrüklü antrepo ile ihracat işlemleri kolay ve hızlı hale gelecek. Ek olarak paketleme ve yükleme sırasında maksimum ürün güvenliği ve sanitasyon uygulanabilecek. Ayrıca ticarette güvenilirlik ve itibar yönetimin sağlanması amacıyla sipariş sahibi firmaların bağlı oldukları ülkelerden gelecek denetçiler tarafından işlemler sanitasyon ve sair denetimler için de açık olacak."
Site içindeki tasarlanan mağaza sistemleri sayesinde salgın ve afet dönemlerinde hasarın minimum düzeyde tutulmasını öngördüklerini belirten Dede, "Oluşturulması planlanan tesislerde üretim ve ticaretin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlayacak üreticiler ve iş gücü için yaşam kalitelerini düşürmeden çalışabilecekleri ortamı hazırlayan her türlü mağaza yer alacak. Ayrıca, banka, kargo, PTT, yedek parça dükkanları,ıtriyat satış̧, market restoran gibi işletmelerin salgın ve afet dönemlerinde bu yapılar içinde devamlı çalışmasını sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
Dede, site içinde bulunan enerji tesisleri ve akaryakıt istasyonları sayesinde dışarıya bağımlı olmadan ve çevreci bir bakış açısıyla kendi enerjisini üreten ve enerji maliyetlerini sistem içindeki firmalar lehine düşüren sistemler oluşturduklarını kaydetti.
MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri projesi kapsamında Akademi-Kamu-Sanayi üçgeninde hareket edeceklerini kaydeden Dede, tesisler içerisinde nitelikli iş gücünün karşılanması ve ara eleman ihtiyacının giderilmesi amacıyla meslek liseleri, yurtlar ve barınma alanlarının oluşturulacağını ifade etti.
Öğrenciler için oluşturulan bu tesislerin kriz dönemlerinde de işçiler için kullanabileceğini belirten Dede, böylelikle üretimin aksamamasının önüne geçilmesini hedeflediklerini kaydetti.
Dede, çalışanların ailelerinin de huzurlu bir yaşam sunabilmesi amacıyla kompleks içerisinde ayrıca, eczane, sağlık ocağı, hastane, cami, kapalı ve açık spor alanları ile tiyatro ve sinema salonları gibi sosyal yapıların da olacağını belirtti.
AA