-Hayvansal Ürün İthalatında Yaşanılan Sorunlar-
İthalatçıya kulak verin!
O FAKSI MUTLAKA OKUYUN!..
Gümrüklerle ilgili köşe yazılarımı takip eden okurlarım şunu çok iyi bilirler. Bugüne kadar yazdığım yazılarımda yalnız kaçakçılık, rüşvet, yolsuzluk olaylarını değil; gümrükçünün ve onlara işi düşen ithalat ve ihracat yapan firmaların sorunlarını da elimden geldiğince kamuoyuna duyurmaya çalıştım. Eğer ortada bir yanlışlık uygulamada bir sıkıntı var ise, naçizane buradan yardımcı olmak, hiç olmazsa konunun muhataplarını uyarmayı kamu hizmeti yapan bir gazeteci olarak görev bilirim. Çünkü çözülen her sorunun ülkeme döviz girdiğini, o kuruluşların istihdam yaratmaya devam ettiğini, toplumumuzun yapılan ihracat ve ithalatlarla gereksinimlerinin kazanılmasını isterim. İşte bu duygu ve düşüncelerle geçen yazımda olduğu gibi, bu yazımda da önemli gördüğüm ve yetkililerin biran önce el atması gereken bir sorunu gündeme getirmek istiyorum izninizle…
Göz göre göre karışıklık
Haber sitemizin faksına, bugünlerde hayvansal ürünleri ithal eden firmalardan gönderilen şikâyetler gözüme çarpıyor. Bir değil, on değil, bir sürü serzeniş ve yardım çığlığı gönderilen faksların içeriği….
Son dönemlerde hayvansal ürünlerin sınır kontrollerinde ciddi problemler yaşanıyor. Bu işle uğraşan, çoluğunu çocuğunu geçindiren, işçisine maaş ve devletine vergi ödeyen bu firmalar sınır kontrollerinden dertli mi dertli. Peki! ‘Nedir bu dert?’ derseniz olay aynen şöyle:
GGBS Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi’ne girilen verilerin güvensiz olduğu iddiasıyla, hayvansal ürün ithal eden firmalardan dioksin analiz sonuçlarının faksı beklenmektedir. Firmalar tarafından çekilmesi gereken bu faks, doğrudan Ankara merkezli İstanbul’da da birçok yerde olan hayvansal şubeye değil, il müdürlüğü faksına gitmekte ve bu durum ciddi karışıklara neden olmaktadır. Çünkü çoğu kez çekilen faks sırra kadem basıp kaybolmakta veya çok farklı bir dosyanın ekine konulmakta ve böylelikle de ticaret erbabı mağdur edilmektedir. Örneğin İstanbul Şenlikköy’de yapılan sonuçlarının ulaştırılması süreci, artık hayvansal ürün ithalatı yapan firmaların canına tak etmiştir. Şenlikköy’de yakın tarihte işlemde olan bir albümin dosyasında analiz sonucu tarımda kaybolmuş; yeniden fakslatılan sonuç ile işlem yapılabilmesi yönündeki girişimler sonuç verse de firmalar yönünde çok büyük zaman kaybı ortaya çıkmıştır. Bu sektördeki ithalatçı mağdur edilmiştir!!
Alın bir de Ambarlı örneği var
Örneklerimiz sadece Şenlikköy’den mi tabiî ki hayır! Alın size bir de Ambarlı Gümrüğü’nde yaşanılanlar... Dioksin azaltılmış kontrol sıklığı ve analiz sonucunun beklenmeden uygunluk yazısının verilmesi, Ambarlı Sınır Kontrol Noktasında rafa kaldırıldığından bu birimin sorumlusu diğer sınır kontrol noktalarında uygulanan prosedüre uymaz. Durumun önce mağdurlar tarafından Ankara’ya genel müdürlüğe intikal ettirilmesi ise, o görevliyi her niyeyse çok kızdırır. Adı bence malum olan bu kişi, firmalara tüm müracaatların dioksin analizlerine göndereceğini belirtir. Yani bütün güçleriyle işlerini yürütmeye çalışan firmalara yokuş yukarı yürütmeye zorlar. Gerçekten de gümrüklerde analiz gerektiren işlemleri takip edenlerin işleri ciddi anlamda zor. Allah yardımcıları olsun, işleri yokuşa süren kişilere de doğal olarak vicdan versin!.
Hükümet uğraşıyor, işgüzar bozuyor!...
Özellikle AK Parti döneminde bürokrasiyi minimum düzeye indirmek için yoğun uğraşlar verilse de, işte aradan bir işgüzar çıkıveriyor ve bir çuval inciri berbat ediyor. Örneğin ithalatçının ayağına köstek olan bu sorunu çözmek için, işlemlerin hızlandırılması için, ne bileyim numune almak için memur sayısı artırılamaz mı? Pekâlâ artırılır. Bunun dışında, Şenlikköy ve Ankara il kontroldeki uygulamaların daha sağlıklı yürütülmesi için ilgili bakanlığın önlemler alması da bence yerinde olacaktır. Eskiden gümrükte bir malın ithalatında yaşanan sorunlar, gümrüğe ve iş takibi yapan gümrük müşavirlerine yıkılırdı. Ama kazın ayağı öyle değil; çünkü özelliği olan mallar bir takım kuruluşların izniyle yapılabilmektedir. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır umarım.
İşte o fakslardan biri
Yazımın başında da belirttiğim gibi, bugünlerde haber sitemizin faksına gelen serzenişlerin başında hayvansal ürün ithal eden firmaların mesajları çoğunlukta… İşte bu fakslardan çok ama çok özelliği, içerik anlamında düşünülmesi gereken biri var ki, onu da sizinle paylaşmak istedim sevgili okurlarım. Umarım bu faksı yalnız sizler değil, gümrüğü yöneten hatta ülkemizi yöneten yöneticilerde dikkatlice okusun.
Bakın ithalatçı nelerle uğraşıyor sizde bir görün:
“ Merhaba Aykut Bey,
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Hayvansal Ürünler Sınır Kontrol Daire Başkanlığı’nı ilgilendiren problemler, her geçen gün artmaktadır. Üst düzey yönetici B’nin mevzuat bilgisi ve tecrübesi yeterli olmadığından, uygulamadaki sorunların çözümü için herhangi bir çabası ve gayreti görülememektedir. Bunun yanında belirli firmaların denetiminde olan liman ve antrepoların, daha çok para kazanması için hayvansal ürünlerin ithal gümrükleri bilinçli olarak değiştirilmekte; bunun sonucunda da bazı firmaların haksız ve aşırı para kazanmaları düşünülürken ihracatçı sanayici firmaların masraf ve maliyetleri olağanüstü artırılmaktadır.
Bursa örneği
Anlatılan bu uygulamanın en son örneği, Bursa’da hayvansal ürünlerin sınır kontrolleri ve ithalatının yapıldığı Gemlik Limanı’nın bu işlemlere kapatılıp, ithalat işlemlerinin L. firmasının işlettiği Bandırma Limanı’na kaydırılmasıdır. Hiçbir gerekçe gösterilmeden yapılan bu düzenlemeyle, bölgede faaliyet gösteren büyük firmaların (Sütaş, Kerevitaş, Teksüt, Eker vs.) maliyet ve zaman kayıpları kat kat artarken L’ın haksız kazancı da kat kat artacaktır. Kısacası ihracatçı sanayici firmaların maliyetleri dikkate alınmadan ve bu firmalara danışılmadan sadece L.firmasının daha çok para kazanması için işlemlerin Gemlik Limanı’ndan alınıp Bandırma’ya kaydırılması, Tarım Bakanlığı yetkililerince masaya yatırılmalıdır.
Ciddi sıkıntı
Yetkili birimin olaydaki iyi niyetini sorgulamak açısından, Gemlik Limanı’nın hayvansal ürün ithalatına kapatılması sürecine göz atılabilir. Daha önce yetkili olan Gemlik Gümrük Müdürlüğü hayvansal ürün ithalatında yetkili gümrük olmaktan çıkarılınca, bölgedeki ihracatçı sanayiciler ciddi bir sıkıntı ile karşılaştılar. Bu firmalara lojistik açıdan en uygun limanlar kullanıma kapatılıyor ve konteynır limanı olmayan Bandırma Gümrük Müdürlüğü yetkili gümrük olarak belirleniyordu.. Bizzat yukarıdaki firmaların da bulunduğu bir toplantıda, B. tarafından firmalara şu anlamda bir bilgi verildiği ifade ediliyor. “L. Bandırma’da bir konteynır limanı açacak ve hayvansal ürünlerin kontrolü ve analizi için laboratuar vs. desteği olarak 100.000 USD yatırım yapacak. Bundan sonra konteynerlerinizi L. a getirebilirsiniz”
Oysa Bursa bölgesi hem analizleri rahatça ve hızlı bir şekilde yapabilecek kapasitededir, hem de zaten Gemlik bölgesinde 3 tane konteynır limanı vardır. Dolayısı ile böyle bir değişiklik yapmanın ve firmaları zorunlu olarak Bandırma’ya yönlendirmenin hiçbir mantıklı izahı yoktur.
Veteriner yok!
İstanbul bölgesinde yeni oluşturulan Ambarlı ve Sabiha Gökçen sınır kontrol noktalarında, yeterli ve işi bilen veterinerler bulunmadığı gibi görevli olanlar da son derece keyfi yorumlarla başvuruları reddetmektedir. Ambarlı ve Sabiha Gökçen’de kurulan müdürlükler, apar topar ve yeterli alt yapı/personel sağlanmadan göreve başlamıştır. Aynı konuda farklı müdürlüklerde farklı anlayışlar yürürlüğe konmaktadır. Örneğin, yurt dışındaki yetkili birimlerce düzenlenen veteriner sağlık sertifikalarında yer alan bilgiler incelenirken, insan sağlığı ile ilgili hiçbir sorun yaratmayan şekli farklılıklar (ihracatçı firmanın posta kodu numarası vs.) sertifikanın reddedilmesini gerektiren bir hal olarak algılanabiliyor.
Üretim durma noktasına geldi
Anılan firmalar şu anda tüm ithalatlarını, İstanbul Bölgesi’ndeki sınır kontrol noktalarından yapmaktadır. Aşağıda söz ettiğimiz problemlerin en önemli nedenlerinden birisi de budur. Hayvansal ürünlerin ithalatının en yoğun olduğu dönemde, çok hareketli bir bölge olan Gemlik yetkili gümrük listesinden çıkarılmıştır. Bursa ve Bandırma bölgesindeki tüm üreticiler ithalatlarını İstanbul’a kaydırmak zorunda kalmışlardır. Altyapısı olmayan Müdürlükler oluşturularak zayıf ve geçici kadrolarla hizmet verilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte, bizzat sanayici firmalar tarafından Bakanlığa aktarılan sorunlar son derece ağırkanlı ve umursamaz bir yaklaşımla ele alınmıştır. Bu nedenle de firmaların deniz acentelerine (çoğu yabancı sermayeli) ödediği demuraj ve limanlara yatırdığı ardiye ücretleri müthiş derecede artmıştır. Taleplere cevap veremeyen Bakanlık birimleri işleyemez hale gelmiştir. Sanayici firmaların üretimleri durma noktasına gelmiştir.
Fiyat artışı kaçınılmazdır!
Hayvansal ürünlerde ciddi bir risk kaynağı olarak sunulan ve -uzak bir ihtimal olarak- yemden hayvanın sütüne, oradan nihai ürüne bulaşacağı düşünülen" dioksin"e bu güne kadar neredeyse hiçbir süt ürününde rastlanmamıştır. Ancak kararlılıkla bu analiz yapılmaya devam edilmektedir. Dioksin analizi, Türkiye’de sadece Ankara İl Kontrol ve Ankara Ulusal Laboratuarında yapılmaktadır. Analiz ücreti sırası ile 1.450 TL ile 2.700 TL’dir. 10 konteynır tereyağı getiren bir firmanın ödeyeceği analiz ücreti, 35-40 bin TL’yi bulabilmektedir. Oysa bu analizin, ülke ve ürüne ilişkin risk durumuna göre %2 ye kadar azaltılacağı yönünde talimat mevcuttur. Ancak İl Müdürlüklerinde (bilhassa İstanbul’da) hemen her ürün dioksin analizine gönderilmekte ve bu analizin süresi 15-20 günü geçebilmektedir. Dioksin analizlerinin bu kadar sık tutulmasının insan sağlığına yönelik hiçbir etkisi olmadığı gibi, yapılan giderlerin ürünlerin maliyetleri içerisinde tüketiciye fiyat artışı olarak yansıması kaçınılmazdır.
Ciddi boşluk iddiası
Açıklanan bu keyfi uygulamalar, Tarım Bakanlığı’nın yönetiminde ciddi boşluklar olduğunu ortaya koymaktadır. Bakanın, bakanlığı ile ilgili konularda yeterli ilgiyi göstermediği, doğru dürüst bilgi ve tecrübesi olmayan kişileri önemli görevlere atayarak dürüst firmaların sağlıklı çalışmasını engellediğinin farkında bile olmadığı düşünülmektedir.”
Sevgili okurlarım, konunun önemini anlatmak için seçtiğim bu faks sektörde yaşanan krizin boyutlarını apaçık ortaya koyuyor. Bu faksın takipsi olacağım. Umuyorum ki, konuyla ilgili olarak yetkililer de yazımı dikkate alır ve hatadan döner. Umuyor ve bekliyorum…