O tacize ODTÜ rektöründen yorum

ODTÜ'de geçtiğimiz günlerde, başörtülü öğrencilere karşı gerçekleştirilen taciz olayıyla ilgili, ODTÜ rektörü Prof. Dr. Acar açıklamalarda bulundu.

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, "Söz konusu olayın başı örtülü öğrencilerin öğrenim hakkının kısıtlanması ile ilgili bir yönü yoktur" açıklamasını yaptı.

ODTÜ'nün 2013-2014 akademik yılı açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Acar, son eğitim öğretim yılında topluma ve bilim dünyasına yaptıkları katkıları ve kazanımları aktardı.

Son akademik yılda 7 bin 816'sı lisansüstü olmak üzere 27 binin üzerinde öğrencinin üniversitelerinde eğitim gördüğünü belirten Acar, yabancı öğrenci sayısının da arttığını kaydetti. Bu akademik yıl içinde 256'sı doktora olmak üzere toplam 3 bin 864 diploma verdiklerini de ifade eden Acar, bunun ciddi bir rakam olduğunu söyledi.

KUTUPLAŞMALAR SONA ERDİRİLMELİ

Evrensel standartlarda demokratik bir ülke olmanın önündeki en önemli engelin toplumdaki kutuplaşmalar olduğunu ifade eden Acar, 'Din, inanç, mezhep, milliyet-etnisite üzerinden oluşan fay hatları, toplumumuzun siyasi ve sosyal dinamiklerini derinden etkilemektedir. Son dönemde toplumumuzda yaşanan tartışma ve çatışmaların ağırlıklı olarak bu kutuplaşmalar temelinde yürüdüğünü ve maalesef kamplaşmayı artıracak siyasetlerin çok daha kolay taraftar bulduğunu görüyoruz' diye konuştu.

YOL TARTIŞMASI

Son dönemde Türkiye'nin ve üniversitenin gündeminde önemli yer tutan olaylara da değinen Acar, Anadolu Bulvarı'nın devamı olan yolla ilgili yaşanan sorunlara yönelik açıklamalarda bulundu.

Demokratik toplumlarda, yerleşik mahalleler içinden yol geçirilmesi veya kentsel çevreyi olumsuz şekilde etkileyecek bir tesisin yapılmasının, yönetim ile etkilenen kesimler arasında ciddi tartışma ve hatta çatışma konusu olabileceğini belirten Acar, şunları kaydetti:

'Bunun binlerce örneği ve anlaşmazlıkların nasıl çözüldüğü literatürde yer almaktadır. Ancak bu tür sorunlarda şiddet kulanarak hak elde edildiği veya yönetimin dayatmayla sonuç aldığı örnekler demokratik toplumlarda yaygın değildir. Üniversite yönetimi olarak, bu yol projesinin yasal dayanağını kabul etmekle birlikte, uzun zamandır geciktirilmesi nedeniyle bugün yaşanan sorunların, ilgililer arasında tartışılarak ve ortak bir çözüm bulunarak sonuçlandırılması gerektiğini savunuyoruz.'

OLAYIN ÖĞRENİM HAKKININ KISITLANMASIYLA İLGİLİ BİR YÖNÜ YOK

ODTÜ'ye yeni gelen öğrencilerin kayıtlarının ikinci gününde yaşanan bir olay nedeniyle üniversitelerini hedef alan tepkilerin düzeyi ve niteliğine de değinen Acar, 'Konu hakkındaki rektörlük duyurusunda da açıkça belirttiğimiz gibi, söz konusu olayın başı örtülü öğrencilerin öğrenim hakkının kısıtlanması ile ilgili bir yönü yoktur' dedi.

Olayın adli makamlara yansıdığını belirten Acar, üniversitenin de bu konuda bir ön soruşturma başlattığını anımsattı. Acar, şöyle devam etti:

'Ancak birçok basın organında yer alan şiddetli ve yaygın suçlama ve çağrılar, biraz önce anlattığım anlamda, toplumumuzdaki önyargı ve kutuplaşmanın ne kadar derin olduğunu ve daha da derinleştirecek ölçüsüz ve temelsiz tepkilerin ne kadar kolay verildiğini göstermektedir. Bu tür olaylara hınçla yaklaşmanın toplumumuzu daha da gereceğini görüyoruz. Öncelikle siyasetçilerimizin ve fikir önderlerinin, tutum ve davranışlarıyla ve uyguladıkları politikalarla kutuplaşmaların artması için değil, azalması için örnek olmalarını bekliyoruz.

HEDEFTE ODTÜ VAR!

Taraf olanlar, yaşadıkları gerginliklerde sembollere ve somut hedeflere ihtiyaç duyuyorlar. Bu olaylarda da ODTÜ'yü bir sembol ya da hedef olarak tanımlama ve toplumdaki sürtüşme ve anlaşmazlıkların odağı haline getirme çabalarını görüyoruz. Bu çabaların başarısız kalması için tüm ODTÜ'lülerin sorumlulukla davranacaklarını biliyorum. Üniversitemizin ve ülkemizin bu zorlukları da aşacağına ve çok daha aydınlık bir dönemin bizi beklediğine inanıyorum."