TBMM
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçelerini sundu.
Bütçeye yapıcı eleştirileriyle katkı veren milletvekillerine teşekkür eden Oktay, "Muhalefeti eleştirip, kaçtığımızı ifade ettiler. Bizim bir yere kaçtığımız yok. Biz buradayız, şahsen ben de buradayım. Buradayız, 2 aydır Meclisteyiz. El, kol hareketleri yapıp, konuşup kaçan birisini arıyorsanız, o ben değilim. Başka yerlere bakmanız gerekiyor. Akıllara ziyan, adaba uymayan her türlü hakaretten sonra sessiz kalmamızı bekliyorsanız, kusura bakmayın. Hiç kimse bizden bunu beklemesin. Muhalefetin eleştirilerine cevabımızı küstahlık olarak nitelendiren hatibe ifadelerini aynen iade ediyorum. Bunu da günlüğüne yazarsın." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bütçe sunumunu bizzat yapmamasının tekrar tekrar sorulduğunu anımsatan Oktay, "Bu 4'üncü bütçemiz, 4 yıldır da aynı soru soruluyor. ABD'de de olsun, Fransa'da da olsun veya diğer birçok ülkede de bütçe teklifi özellikle Cumhurbaşkanlığı veya başkanlık sistemlerinde bütçe teklifi Cumhurbaşkanı tarafından Meclise, Kongreye yazılı olarak sunulur ama ardından Cumhurbaşkanı Meclise gelmez. Bütçeyle görevlendirdiği bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Bakan yürütme adına bütçeyi Mecliste savunur. Biz de bunu yapıyoruz. " ifadelerini kullandı.
Bütçe için "Sarayın bütçesi, tek adam" gibi tanımlamaların kullanıldığını aktaran Oktay, bütçenin tek bir kişinin, tek bir kurumun bütçesi olmadığını, halkın bütçesi olduğunu söyledi.
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin 24 saat millet için çalışan, üreten ve yaşayan bir alan olduğuna dikkati çekti.
Bütçenin, Türkiye'ye yönelik tehditleri sınırların hem içinde hem de dışında tespit ve bertaraf eden Milli İstihbarat Teşkilatı'nın birer akıncı gibi çalışan teşkilat mensubu isimsiz kahramanlarının, şehitlerinin bütçesi olduğunu dile getiren Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Uluslararası yatırımları ülkemize çekerek istihdam, ihracat ve büyümeyi destekleyen dinamik kurumumuz Yatırım Ofisini barındıran bütçemiz alt yapıdan enerjiye, gayrimenkulden bilgi ve iletişim teknolojilerine, yatırım alan tüm sektörlerimizin yükselme sebebidir. 'Bu millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik' diyen Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her bir kuruşu milletimizin beklentileri, refahı ve geleceği için harcanacak bütçemizin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."
"Türkiye geçen 19 yılda her alanda büyük ilerlemeler kaydetti"
Ekonomi politikaları üzerine odaklanan eleştirilere de değinen Oktay, Türkiye'nin geçen 19 yılda her alanda büyük değişimler yaşadığını, ilerlemeler kaydettiğini belirtti.
Milletin özgürlükleri, refahı, istikrarı konusunda yaşanan hiçbir gelişmenin kolay olmadığını, bir günde gerçekleşmediğini vurgulayan Oktay, "Cumhurbaşkanımız liderliğinde atılan her bir adımın gerisinde verilen büyük bir mücadele ve yapılan fedakarlıklar vardır. Yıllarca güvenlik teknolojileri ve savunma ürünleri konusunda ambargolara maruz bırakıldık ve en ihtiyacımız olduğu anda gerekli teçhizatı da tedarik edemediğimiz zamanlar oldu. Bunu yüce Meclisimizin her bir üyesi de yakinen bilirler, 84 milyonun her bir ferdi de unu yakinen bilir. Sizler bilmiyor olabilirsiniz, bilmemek mümkün değil de unutmuş olabilirsiniz." ifadesini kullandı.
Eskiden Türkiye'nin Avrupa başta olmak üzere yurt dışında yapılan yenilikleri geriden takip etiğini söyleyen Oktay, "Üretilen teknolojinin sadece pazarı olarak görülen bir ülke iken, bugün sadece savunma teknolojileri değil bilgi iletişim teknolojileri de dahil pek çok alanda öncü konumda olmayı konuşuyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin kaynaklarını yatırıma, istihdama, üretime, tasarıma ve ArGe'ye aktarma kararlılığında olduğunu belirten Oktay, "Bu kararlılığını uygulamaya geçirmek için de istediği her denemede türlü şantaj ve yıldırma politikalarıyla karşılaşmış olan Türkiye, gerçeklerinden beslenen ekonomi, siyasi ve politik güvenlik politikalarını muktedir kılmak için mücadelesini sürdürmektedir. Son 19 yıldaki güçlü siyasi irade ile ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında kendi gerçeklerimize uygun mücadeleyi verebilecek dirayet, azim ve imkanları mevcuttur. Türkiye'nin terör örgütleri ile mücadelede geldiği seviye, afetlere müdahale hızı ve Kovid-19 kriz yönetimi gibi alanlarda somutlaşan, zor zamanlarda çözüm üretme yeteneğimiz milletin teveccühüne mazhar olmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin ekonomide yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme odaklı kalıcı istikrarı hedeflediğini aktaran Oktay, şunları kaydetti:
"Sanayi üretim endeksi ekimde aylık bazda yüzde 0,6, yıllık bazda yüzde 8,5 artış gösterdi. Ekim ayında 3,16 milyar dolar cari fazla vererek ödemeler dengesinde son 3 yılın en yüksek cari fazla rakamına ulaştık. 'Cari fazla verilen dönemleri hep krizler takip etmiştir.' Biz de şunu söyledik, 'Cari fazla veren dönemlerde krizlerin takip ettiği dönem aynı zamanda küçülmenin yaşadığı dönemlerdir. Bu da normaldir zaten.' Hem büyümeyi hem de yüksek büyümeyi sağlamak ve aynı zamanda cari fazla veriyor olmak bu maharettir. Bunu da kabul etmek lazım. Hedefimiz ödemeler dengesindeki iyileşmeyi sürdürülebilir ve kalıcı kılmaktır. Nasıl ki savunma sanayinde yapılamaz denilenleri yaptıysak, terörü bitme noktasına getirip vesayet planlarını yırtıp attıysak, ekonomi üzerindeki manipülatif etkilerin de üstesinden gelip aynı şekilde bunları da tarihe gömeceğiz. Yalnızca milletimizin kazandığı, kazancın toplumun tüm kesimlerine yayıldığı tam bağımsız ve müreffeh Türkiye yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdüreceğiz."
Vatandaşların refahını artırmak için var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Oktay, uygulayacakları politikalarla işletmelerin yatırım maliyetlerinin azaltılacağını, ayrıca üreticinin destekleneceği paketlerle sağlıklı büyüme yapısına ilave katkı sağlayacaklarını dile getirdi. Oktay, hızla gerçekleştirecekleri ilave istihdama destek paketinin yanı sıra inovasyonu, yerli tasarım ve üretimi destekleyen teşviklerle üreticinin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.
Bütçenin gelir performansının artmasının eleştirildiğini aktaran Oktay, "Her daim olduğu gibi dezavantajlı kesimleri de gözeten kapsayıcı bütçe politikalarımızı sürdüreceğiz. Tüm adımlarımızı serbest piyasa ekonomisi ve finansal serbesti ilkesiyle tam uyumlu şekilde atacağız." diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, köklü ve itibarlı geçmişiyle küresel ekonomiye tam entegre bir ülke olarak yerli ve yabancı tüm yatırımcıya güven tesis etmeye devam edeceğini belirten Oktay, "Bu genel şiarımızı zedeleyecek herhangi bir uygulama söz konusu olamaz." dedi.
Oktay, Türkiye ekonomisinin, güçlü bankacılık sektörü ve hızla büyüyen banka dışı finansal kesimiyle yeni dönemde hedeflerine uygun olarak yatırım, üretim, ihracat ve istihdam artırıcı faaliyetleri finanse etmeye devam edeceğini vurguladı.
Tam bağımsız ekonominin ruhuna uygun olmayan, tüketim artırıcı, yatırım ve üretime hizmet etmeyen alanlarda kredi genişlemesini de arzulamadıklarını vurgulayan Oktay, bu anlamda finansal kapasitenin kullanılmasında yatırımları önceliklendireceklerini bildirdi.
"Orantısız fiyat artışları ve kur dalgalanmaları Türkiye'nin kaderi olamaz, olmayacaktır." diyen Oktay, sanayi kapasitesini hızla geliştirirken enerji ve ara malı gibi alanlarda döviz ihtiyacını azaltacak adımları birer birer hayata geçireceklerini, üretim ve istihdamı daha ileriye taşıyacaklarını anlattı.
"Emek ürünü mahsullere bile saygısı olmayan, şov odaklı bir zihniyet"
Daha önce tam bağımsız politikaları hayata geçirme yönünde verdikleri gayretlerde CHP, İYİ Parti ve HDP'nin milli bir çaba ile destek verdiğine şahit olmadıklarını belirten Oktay, şöyle konuştu:
"Bu tercihimizi de ne kadar anlatırsak anlatalım, kulaklarınızın kapalı olduğunu biliyoruz. İşte CHP'nin ülkeyi yönetme şeklinin bir mizansenini gördük burada. Şov yapma uğruna kürsüde portakalları yere dökerek, şov bitince de toplayarak emek ürünü mahsullere bile saygısı olmayan, şov odaklı bir zihniyet. Önce döken sonra toplamaya çalışan klasik CHP. Önce kırıp döken, inkar eden sonra helalleşmeye çalışan klasik CHP. Gerçi diğer ortaklar da çok farklı değil. Siz burada şov yapmayla uğraşadurun, şimdi anlamasanız da savunma sanayi atılımlarımızda, Türkiye'nin Otomobili TOGG'da ve Kovid-19 ile mücadelemizde olduğu gibi ekonomik bağımsızlık mücadelemizin değerini de yaşayarak öğrenecek ve anlayacaksınız."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile millete sunulan hizmetlerin kalitesini her alanda sürekli yükseltmeye çalıştıklarını dile getiren Oktay, şunları kaydetti:
"Biz bu yönde tüm kurumlarımızla ciddi çabalar verirken, karşımızda biz ne dersek tam tersini savunmayı adet edinmiş, 'iyi' dediğimize 'kötü', 'kötü' dediğimize 'iyi' demekten başka bir şey üretemeyen bir zihniyet var. Şimdi sayısı 750'yi aşkın savunma sanayii projemizden, bir ilk olan Albatros Sürü İnsansız Deniz Aracı Projemizden, uçuş testini başarıyla geçen SONDA roketimizden, Yeni Nesil Muhabere Elektronik Taarruz Sistemimiz SANCAK'tan, AKINCI'dan, AKSUNGUR'dan bahsetsem; siz her zaman yaptığınız gibi 'ama sarayın uçağı' diyeceksiniz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin 'yapay zeka, büyük veri ve siber güvenlik' alanında önemli adımlarını anlatsam, oluşan ekosistemin istihdama, kalkınmaya etkisini anlatsam, siz yine 'sarayın bütçesi' diyeceksiniz.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin yalnızca geçen yıl, ABD'den Almanya'ya, Japonya'dan Fransa'ya vesile olduğu katma değerli dış yatırımlardan bahsetsem, siz yine 'Birleşik Arap Emirlikleri', yine 'Katar' diyeceksiniz. İstanbul Finans Merkezi projesini, İnsan Kaynakları Ofisi'nin gençlere desteklerini, Diyanet İşleri Başkanlığının din hizmetlerinin yanı sıra toplumsal barışa sunduğu katkıları anlatsam, siz yine 'savaş bütçesi', 'güvenlik bütçesi' nakaratını tekrar edeceksiniz. Bu bütçede milletimizin neye ihtiyacı varsa gelecek tahayyülü neyi gerektiriyorsa Türkiye için en gerekli neyse o var. TBMM kürsüsüne çıkıp çete üyesi gibi 'şunun ahı var, bunun ahı var' diye sayan hatibin nefret dilinin aksine milletimizin duası, desteği ve hüsnükabulü var."
"Her türlü hakareti edip sonrasında sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz"
Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Hiç kimseye hakaret ettiğim yok, kullanılan ifadeleri biliyorum. Cevaplarına dayanamayacaksanız, o ifadeleri kullanmayacaksınız. Burada her türlü hakareti edip sonrasında sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz." karşılığını verdi.
Tartışma üzerine araya giren TBMM Başkanvekili Celal Adan, "Dünyayı ters döndürseniz, buradaki hiçbir konuşmacının konuşmasını kesmem." dedi.
Daha sonra konuşmasını sürdüren Oktay, bütçeleri görüşülen, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Milli Saraylar, Savunma Sanayi Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının, millete ait ve yalnızca milletin çıkarı için çalışan kurumlar olduğunu söyleyerek, "Millette biraz karşılık bulmak istiyorsanız, elinizi vicdanınıza koyar bu kurumlarımızın başarılarıyla milletimizle birlikte gurur duyarsınız." ifadesini kullandı.
Oktay, Cumhurbaşkanlığına bağlı 7 başkanlık, 4 ofis, 9 politika kurulu ve Genel Sekreterliğin, bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin etkin politika tasarlama ve uygulama mekanizmalarını oluşturduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanlığı politika kurullarının, ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile iş birliği içinde yalnızca 2021 yılı içinde tüm karar alma mekanizmalarımıza yol gösteren 75 rapor ve politika belgesi hazırladığını aktaran Oktay, 19 politika dokümanının ise hazırlığının sürdüğünü bildirdi.
"Dijital Dönüşüm Ofisi dijitalleşmede öncü rol üstleniyor"
Fuat Oktay, Dijital Dönüşüm Ofisi'nin, büyük veri, siber güvenlik, e-Devlet kapısı ve yapay zeka alanındaki çalışmalarına her geçen gün yenisini ekleyerek dijitalleşmede öncü rol üstlendiğini söyledi.
Dijital Dönüşüm Ofisi'nin, 2022'de, kamunun elindeki verinin analiz edilerek karar alma süreçlerinde kullanılması yönünde yerli ve milli "Büyük Veri" çalışmalarına değinen Oktay, Dijital Dönüşüm Ofisi'nin yeni yılda e-Devlet kapısına "mobil cüzdan" eklentisinin yanı sıra iki faktörlü güvenlik doğrulaması seçeneği ile güvenliğin artırılması ve kullanıcı dostu dijital kamu hizmetlerinin zenginleştirilmesi, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi doğrultusunda 2021-2025 Yapay Zeka eylem planlarının hazırlanması ve Yapay Zeka Portalı'nın kullanıma açılması, KKTC Veri Merkezi projesi ve e-KKTC iş birliği gibi çalışmaları hayata geçireceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin, topyekun bağımsız ekonomi tercihi yönünde, Türkiye'nin döviz harcamasını azaltacak katma değerli yatırımları ülkeye kazandırdığını dile getiren Oktay, şöyle konuştu:
"Ofis yatırım portföyünde bulunan yatırımların yüzde 13'ü doğrudan Ar-Ge ve tasarım merkezi yatırımlarından, yüzde 41'i tedarikçisini geliştirme potansiyeline sahip, teknoloji yoğun ve yüksek katma değerli üretim yatırımlarından ve yüzde 31'i ara malı ithalatının yüksek olduğu sektör ve ürün gruplarında ithalat bağımlılığını azaltmaya yönelik yatırımlardan oluşuyor. Otomotiv, kimya, ilaç ve elektronik gibi orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörleri içeren projeler, nitelikli istihdam sağlamasının yanı sıra ülkemizin dışa bağımlılığının azaltılması için de son derece önemli. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, 2022'de Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi'ndeki eylemleri hayata geçirecek, yatırımcı için güvenli liman Türkiye'nin dış yatırımcıya açılan kapısı olmaya devam edecek."
"Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, faaliyetlerini Malezya ve İngiltere'ye yaymayı planlıyor"
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nin, finansal altyapının daha verimli bir yapıya kavuşturulmasına katkı verdiğini aktaran Oktay, "Ofis bünyesinde takip edilen İstanbul Finans Merkezi projesi, finansal ağırlık merkezinin coğrafi olarak değiştiği dönüşüm sürecinde, bankacılık ve banka dışı finans kurumları, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri gibi geniş bir yelpazedeki finansal kuruluşları bünyesinde barındıracak, İstanbul'u uluslararası bir finans merkezi haline getirecektir. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, 2022'de, yurt dışı faaliyetlerini Malezya ve İngiltere'ye yaymayı, katılım finans alanında yeni stratejik ortaklıklar kurmayı planlıyor." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi'nin ise beşeri sermaye kapasitesinin gelişimi ve doğru mesleklere yönlendirilmesi konularında tüm kurumlar ve üniversitelerle ile iş birliği içinde çalıştığını kaydeden Oktay, ofisin, 2022'de genç istihdamına yönelik kariyer ve staj programları, kamu personeli eğitimleri, yetenek avcılığı ve geleceğin meslekleri gibi konular üzerine yoğunlaşarak insan kaynağına değer katmayı sürdüreceğini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esaslarıyla toplumu ve insanlığı aydınlatma sorumluğuyla çalışmalarını yürüttüğünü belirten Oktay, Diyanet'in, 2022'de mevcut faaliyetlerinin yanı sıra Müslümanların, hayatın farklı alanlarında karşılaştığı problemlere çözüm aramak amacıyla "iktisadi hayat ve sağlık", "sosyal hayat", "güncel inanç problemleri" çalıştayları ve "ibadet hayatı" ile ilgili konuların ele alınacağı "Güncel Dini Meseleler Buluşmaları" düzenlemeyi de planladığını bildirdi.
Oktay, Diyanet'in, 2022'de kullanıma sunulmak üzere, dil ve üslup olarak okunması ve anlaşılması kolay; okuyucuyu düşünmeye ve tefekküre yönlendiren yeni bir Kur'an meali hazırlıklarının sürdüğünü açıkladı.
"İletişim Başkanlığı, Türkiye'nin yüzü ve sesi haline geldi"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, devletin stratejik iletişimi konusunda kamu diplomasisi dahil Türkiye'nin yüzü ve sesi haline geldiğini belirtti.
Başkanlığın, gelecek yıl Türkiye'nin her alanda nitelikli temsilini sağlamak için proje ve faaliyetlerine devam edeceğini söyleyen Oktay, kamu kurumlarında gerçekleştirilen yazılı çeviri faaliyetlerinin daha verimli hale getirilmesi için "Çeviri Takip Platformu" projesi başlatıldığını, projenin, 2022'de tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.
"Ocak ayında 15 bin öğretmen ataması gerçekleştirilecek"
Ataması yapılmayan öğretmenlere yönelik eleştirileri hatırlatan Oktay, "713 bin 625 öğretmen atanmış durumda, yalnızca 2021'de yaklaşık olarak 20 bin öğretmen atamış durumdayız. Aynı şekilde önümüzdeki ocak ayında da 15 bin öğretmen ataması daha gerçekleştirilecek." diye konuştu.
Oktay, öğretmenleri mağdur etmemek için bütçe dahilinde tüm imkanların seferber edildiğini, bu yıl da öğretmen atamalarının azami kadro imkanlarına göre gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.
"Memur olarak istihdam edilen engelli birey sayısı 5 bin 777'den 62 bin 337'ye ulaşmıştır"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, milletvekillerinin sorularını da yanıtladı.
Oktay, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın kitaplarının zorunlu satıldığı iddialarını hatırlatarak "Böyle bir şeyin gündeme bile gelmesi söz konusu olamaz. Her iki arkadaşımız da böyle bir şeyin gündeme geldiğini duysa bile son derece üzülürler. Böyle bir şey mümkün mü? Ne cami imamı veya müezzinlerine ne de bir başkasına herhangi birisinin yazdığı kitabın satışıyla ilgili, hele hele Diyanet İşleri Başkanı Sayın Erbaş ve İbrahim Kalın, asla söz konusu değildir ve olamaz da." diye konuştu.
Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin bazı açıklamalarına ilişkin de "Sayın Bakan'ımızın hep birlikte, birlik beraberlik ve dayanışma içerisinde, hepimiz aynı gemideyiz, Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda ortak mücadeleyi kasteden, sadece iyi niyete dayalı bir ifadedir. Onun ötesinde anlamlar yüklemek doğru olmaz düşüncesindeyim." ifadelerini kullandı.
Bazı kamu görevlilerinin aldığı huzur haklarına ilişkin Oktay, bu konunun yasal bir çerçevesi bulunduğunu, görev aldıkları yerlerden sadece birinden huzur hakkı alabildiklerini anlattı. Oktay, "Olsa, zaten fazlasıyla, cezai müeyyidelerle bunu iade etmek zorundadır. Böyle bir şeyin olamayacağını bir kez daha burada ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, savunma sanayisi şirketlerine yönelik bazı iddiaları yanıtlarken savunma sanayisi şirketlerinin ve elde ettikleri başarıların herkesin gözbebeği olduğunu, bu şirketlerin sadece güvenlik güçlerinin, ordunun ihtiyaçlarını karşılaması ve ihracat yapmaları anlamında değil geliştirdikleri teknoloji ve Ar-Ge boyutuyla da milletin gözbebeği ve gurur kaynağı olduğunu vurgulayarak "Bunları yıpratmamakta fayda var. Özellikle bu şirketlerimizin, hele hele öncü şirketlerimizin Körfez'deki ülkelere veya bir başkasına satılmasıyla ilgili herhangi bir şey gündemimizde değildir, söz konusu değildir, böyle bir şey gündemimize de gelmemiştir." dedi.
Oktay, Türkiye'nin tank üretim çalışmalarını rahatsız eden mecralar bulunduğunu belirterek bu bağlamda kısıtlama, engelleme ve ambargolar getirildiğini anlattı. Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz yüzde 80'lere ulaştık, dediğimiz savunma sanayisindeki gelişmeleri bir anlamda da buna borçluyuz. 'Her şeye, her türlü ambargoya ve engellemelere rağmen biz bunu başaracağız.' dediğimiz, genç mühendisimizin ve bu şirketlerde çalışan arkadaşlarımızın, karar vericilerin en tepeden en alttaki kadrolara kadar her türlü çalışma azmi ve kararlılığına borçluyuz. Tabii ki ayrılan fonlar da aynı çerçevede milletimizin de fedakarlığıdır. Bu kaynak çerçevesinde de biz yine milletimize şükranlarımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Tank konusu da böyledir. Tankın motorunu geliştiremezsiniz anlamında kısıtlama ve engel koyanlara rağmen, kötü komşu burada da bizi ev sahibi yapacak. Bu alandaki çalışmalarımız da çok ciddi şekilde devam ediyor. Güç alternatifi temini için çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda yerli güç paketinin tasarımı da bitirilmiştir ve prototip testleri devam etmektedir. Seri üretimi yapacak taraf için de güç paketinin temin edilmesi bu anlamda bir mücbir sebeptir. Sözleşmede tabii ki yükleniciden kaynaklanan gecikmelere ilişkin cezalar söz konusudur. Ama ülkeden kaynaklı kısıtlamalarla alakalı gayretimiz söz konusudur. Bunu da aştığımızı ve bu engelleri koyanlar da 'Keşke yapmasaydık, bu vesileyle bunlar tank motoru sahibi oldu.' diyecekler. O da uzak değil."
Fuat Oktay, Türkiye'nin iş kazalarında dünya ve Avrupa'da ilk sıralarda yer aldığına ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek 2002'den bugüne kadar yüz binde ölümlü iş kazası oranında yüzde 53,7, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun yayımlanmasının üzerinden geçen 7 yılda yüzde 40 iyileşme kaydedildiğini bildirdi. Oktay, Türkiye'nin iş sağlığı ve güvenliğinde iyi konumdaki ülkelere benzer bir seyirde olduğunu da vurguladı.
Engelli atamalarına ilişkin de Oktay, "2002 yılından itibaren kamuda istihdamda 10 katı aşan bir artış sağladık. 2002 yıl sonu itibarıyla memur olarak istihdam edilen engelli birey sayısı 5 bin 777'den 62 bin 337'ye ulaşmıştır. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde, 2030 Engelsiz Vizyonu'muzun açıklandığı toplantıda 750 engelli öğretmenin ataması yapılmıştır." diye konuştu.
Görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanlığı ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların 2022 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Genel Kurulda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin ilk 4 maddesi üzerindeki görüşmelere geçildi.
AA