Ömürleri Kan Vermekle Geçiyor

Kan bağışı için yapılan kampanyalara çağrılara çoğu insanın duyarsız kaldığı bir ortamda Mehmet Dinç, Şükrü Değer ve Ali Karaman’ın hayatları kan vermekle geçiyor.

Kan bağışı için yapılan kampanyalara çağrılara çoğu insanın duyarsız kaldığı bir ortamda Mehmet Dinç, Şükrü Değer ve Ali Karaman’ın hayatları kan vermekle geçiyor. Yaklaşık 25 yıldır kan veren ve bunu sorumluluk olarak kabul eden gönüllüler, "Kan vermek, sağlığın yanında insana manevi haz veriyor." diyor.

Kızılay Batı Akdeniz Kan Merkezi Müdürlüğü geçtiğimiz günlerde, Antalya’da bir otelde 14 Haziran Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü dolayısıyla düzenlediği etkinlikte, en çok kan bağışı yapan vatandaşları plaketle ödüllendirdi. Antalya’da bir okulda öğretmen olarak çalışan Şükrü Değer en fazla kan bağışı yapanlardan biri. Belgeli olarak 48 defa kan bağışı yaptığını söyleyen Değer, bu sayının resmi olmayan bağışlarla 100’ü bulduğunu belirtiyor. Akdeniz anemisi olan bir çocuğa 3 ayda bir kan verdiğini anlatan Değer, kan verme hikayesinin başlangıcını şöyle aktarıyor: "Bundan yaklaşık 30 yıl önce hamile bir bayana çok acil kan ihtiyacı olduğu haberini aldım. O kişiye o anda kan verdim. İyilik yapmanın vermiş olduğu bir manevi huzur, bir haz var. Onu hissettim böylelikle devamlı kan vermeye başladım." Kan vermenin sorumluluk olduğunu dile getiren Değer, bunun yanında sağlık noktasında da önemli faydaları olduğunu belirtiyor.

"BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN CÜMLESİYLE BAŞLADI"

Bir turizm şirketinde muhasebecilik yapan Mehmet Dinç de 1985’ten bu yana 50 defa kan bağışı yapan sorumluluk sahibi vatandaşlardan biri. Kan verme hikayesinin duvarda gördüğü ‘bugün Allah için ne yaptın’ cümlesiyle başladığını ifade eden Dinç, "Bir de sağ elin verdiği şeyden sol elin haberinin olmaması gerektiğini öğrendik. Bütün bunlar içimde iyi bir şeyler yapma hissiyatını uyardı. Kan vermeye başladım. İnsanlar sizin kan verdiğinizi bilmedikleri için ne gelip teşekkür ediyorlardı ne de yolda gördükleri zaman tanıyorlardı. Bu da bana manevi bir haz vermişti." şeklinde konuştu.

Ömründe 60 kez kan bağışı yapan emekli beden eğitimi öğretmeni Ali Karaman da kanını bağışlayan kişinin sağlığına önemli faydaları olduğunu bildiriyor. Özellikle Akdeniz Anemisi hastalığının önüne geçmek için düzenli olarak kan vermenin gerekliliğini vurgulayan Karaman, “Kan vererek bir taraftan hayat veriyoruz, diğer yandan kendi sağlığımıza katkıda bulunuyoruz. Verdiğimiz kanla insanların sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşaması bana ayrı bir manevi haz veriyor." dedi.

Programa katılan Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Kurdoğlu ise Türkiye’de kan bağışının yetersiz olduğuna değindi. Türk-Müslüman kültüründe komşusu açken tok yatılamayacağını dile getiren Kurdoğlu, "Nasıl ki bir malın zekatını veya sadakasını veriyoruz, vücudun zekatı da kan vermek. Kanınızı verirseniz bir başkasının derdine derman olursunuz." ifadelerine yer verdi. Program sonunda en çok kan bağışı yapanlar yaptığı bağış sayısına göre altın, gümüş ve bronz madalya ile ödüllendirildi. CİHAN