Çeşitli etkinliklere katılmak üzere Düzce'ye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok sayıda partili TEM otoyolu Abant Kavşağı'nda karşıladı.
Burada seçim otobüsüne binerek Kaynaşlı ilçesine gelen Kılıçdaroğlu, vatandaşlarla kahvaltı yaparak sohbet etti. Daha sonra Yığılca ilçesine geçen Kılıçdaroğlu, Yığılca Belediyesi tarafından yaptırılan Yığılca Anıt Meydanı, Yığılca Çay Bahçesi ve Yığılca Arısı'nı simgeleyen heykelin açılışını yaptı.
Burada düzenlenen törende konuşan Kılıçdaroğlu, vatandaşların hoşlanacağı bir konuşma yapmayacağını, vatandaşlarla dertleşmeye geldiğini söyledi.
Anıtta, "Türkiye, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" yazıldığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, milleti millet yapan şeyin kültür ve insanlar arasındaki bağ olduğunu aktardı.
Kılıçdaroğlu, 76 milyon yurttaşın Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman yurttaşlarımız, Cumhuriyet Halk Partisi'ni eleştiriyor. Bir siyasetçi olarak her türlü eleştiriye açık olduğumuzu bilmenizi istiyorum çünkü bir siyasetçinin görevi budur' diye konuştu.
Bazı konularda kendisine yapılan eleştirileri hazmedemediğini vurgulan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir, birlik mesajı konusunda hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi kadar azimli ve kararlı mesajlar vermemiştir. Birliğimizin simgesi bayraktır. 76 milyon vatandaşın namusudur bu bayrak. Çanakkale'ye, İzmir'e, Antep'e, Urfa'ya gidin, bütün mücadeleler bu bayrak yüzünden yapılmıştır. Ne diyor şair, 'bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. İşte biz buyuz."
"Ben bunu hazmedemiyorum"
Bayrağın olduğu yerde, saygının da bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bayrağın geçişinde herkesin ayağa kalkması gerektiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yalnızca Cumhurbaşkanı, büyükelçi ve valilerin aracında bayrak taşıma hakkı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ne ben taşırım ne de Başbakan taşır. Bu üç kişi hem devleti hem de hükümeti temsil eder. Valinin öyle bir görevi vardır. Vali asla kendi yurttaşına, kimse kusura bakmasın 'gavat' diyemez. Önce kendine baksın. Bunu diyen valiyi, o koltukta biri oturtuyorsa aynı lafı milletine ediyor demektir. Ben bunu hazmedemiyorum. Açıkça söylüyorum, kendi vatandaşına 'gavat' diyen bir valiyi 'ben yedirmem diyorsa' bir başbakan, aynı suçlamayı kabul ediyor demektir. Kimse kusura bakmasın. Benim ülkemde, bana oy versin vermesin, kimliği ne olursa olsun vatandaşa 'gavat' diyemez bir vali. O koltuktan gidecek O. Gitmek zorundadır.
Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla değerlendireceksiniz. Kendi bayrağı geçtiğinde oturan bakan, koltuğunda da oturmaya devam ediyorsa hükümeti sorgulayacaksınız. Halkına, vatandaşına hakaret eden bir vali, koltuğunda oturuyorsa 'onu yedirmem' diyorsa önce hükümeti sorgulayacaksınız. Bu millet yamyam mı ki sen 'yedirmem' diyorsun. Hakaret ediyorsa ertesi gün görevden alacaksın."
"Cebini düşüneceğine gençleri düşün"
Öğrenci evleriyle ilgili tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, öğrencilerin yurt bulamadığı için evlerde kaldığını ifade etti.
'Herkesin kimliğine saygılıyız' diyen Kılıçdaroğlu, 'Herkesin kimliği kendi şerefidir. Herkesin, başımızın üstünde yeri vardır, o kadar. İnsanı seviyorsanız, onun kimliğine saygı duyacaksınız" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vatandaşın çocuğu okul kazanıp yurt bulamıyorsa onun derdini çözeceksin. Yurt yapacaksın, çocuklar yurtta kalacak. Hem yurt yapmıyorsun hem de gençleri suçluyorsun. Yurt sorununu çözmek çok mu zor. Alt tarafı bir bina dikeceksin. Bu kadar basit. Niye yapmıyorsun, elinden tutan mı var, para mı yok ' Herşey var. Cebini düşüneceğine gençleri düşün. Sen yurt yaptın da gençler mi oraya yerleşmedi' Anaların babaların gözünde o çocukları suçluyorsun. Hep beraber düşüneceğiz. Çocuklarımızı düşüneceğiz. Bu ülke zengin bir ülke. Bu ülkenin talihsizliği, cebini düşünenlerin daha çok iktidara gelmesidir. Vatandaşı düşünenleri, iktidara getirme zamanı geldi. Önce halkı zenginleştireceğiz. Halkın, cebinin para görmesi lazım. Siyaset budur. Bu anlayışla yola çıktık."