PEKİ İZMİR'DE ÖZEL HASTANELERDEKİ ÖLÜM VE SAKAT KALMA OLAYLARINI BİLİYOR MUSUNUZ?

Ufuk TÜRKYILMAZ

Bebekleri acımadan öldüren, aç bırakan, uyuşturucu koklatan 'Yenidoğan Çetesi' haberleri ile çalkalanıyor Türkiye. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bebek cinayetlerini, bu cinayetleri  işleyenler kadar suçlu olan denetçileri, para uğruna insanlığından çıkmış, doktor kisvesine bürünmüş ruh hastalarını, bebeklerinin nasıl öldürüldüğünü dehşetle izliyor koca bir ülke.

İçimiz ürperiyor, korkuyoruz...

Bunlar sadece duyduklarımız. Ya sakat kalanlar...Tedavisi sırasında uzuvlarını kaybedenler, bu nedenden dolayı işini, sağlığını kaybedenler...Yarım insan kalanlar..

Peki...! 

Sadece 'Yeni Doğan Çetesi' mi var Türkiye'de ?. Sadece İstanbul'da mı meydana geliyor özel sağlık hastanelerinde yaşanan cinayetler. Örneğin İzmir'de, yaşadığımız kentte neler oluyor? Özel hastaneler yönetmeliklerine uymayan, kanalizasyon akan derelerin yanlarına kurulmuş, otoparkı olmayan, poliklinikleri standart dışı olan, apartmanların katlarının birleştirilerek hastane şeklini alan, kaçak çıkmalar yapmış, ölüm ve sakat bırakma durumunda reklam vereni gazete ve televizyonların yanında biten sayıları küçümsenmeyecek kadar olan özel hastaneler yok mu İzmir'de...

Var...

İzmir'de de var. Tabiki işini doğru yapanları suçlamıyoruz. Ama var...Sakat bırakıyorlar, öldürüyorlar. Ne hastanelerine bir şey oluyor, ne öldürene ne sakat bırakan doktorlarına..

Örnek mi istiyorsunuz? Bakalım şöyle arşive. Önce ölenlerden birkaç örnek verelim...

- 24 yaşındaki A. B, Bozyaka yürüyerek girdiği kalça ameliyatından bir gün sonra öldü.

- Konak'ta özel bir hastanede anjiyo olan 55 yaşındaki A.K kısa süre sonra hayatını kaybetti. Sağlıklı şekilde hastaneye giren A.K'nin avukat kızı babası fenalaştığında hastanede nörolog ve beyin cerrahı olmadığını söyledi.

- 28 yaşındaki Ö.M, İzmir'de özel bir hastanede mide ameliyatı sırasında öldü. Ö. M'nin ölümüne neden olan doktor 45 bin lira para cezasına çarptırıldı.

- İki çocuk annesi 45 yaşındaki F.K, Çiğli'deki özel bir hastanede kanser teşhisi ile ameliyat edildi. F.K' nin ameliyat sonrası kanser olmadığı anlaşıldı. F.K ameliyattan sonra genç yaşta hayatını kaybetti.

- İzmir'de özel bir hastaneye göz ve yağ aldırma ameliyatı için yatan A.B'nin ameliyat sırasında bağırsakları delindi. A.B ,10 gün komada yattıktan sonra yaşamını yitirdi.

- 28 yaşında 3 çocuk annesi İngiliz vatandaşı L.C, Çiğli'deki özel bir hastanede  kalça ameliyatından bir gün sonra yaşamını yitirdi. Ameliyatı yapan doktor ' aile anlayışlı tıpta olur böyle şeyler diye açıklama yaptı.

- İzmir'de 43 yaşındaki M.K girdiği karın ameliyatı sonrası hayatını kaybetti.

-  İzmir'deki özel hastanede safra kesesi ameliyatı olan E.B, 10 gün sonra kan kusmaya başladı. E.B ameliyattan 12 gün sonra yaşamını yitirdi.

Sayısız örnek verebiliriz...

Ha derseniz hastanelere ne oldu?

Aynen faaliyetlerine devam ediyorlar....

Unutmadan....Doktorlarda öyle....

Ya sakat kalanlar, uzuvlarını kaybedenler derseniz yüzlerce örnekten bir kaçını vereyim sizlere.

- Bir çocuk annesi B.Y, Çiğli'deki bir göz hastanesinde tedavisi sonrası sağ gözünü kaybetti. Aile Çiğli'deki hastane hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

- Aynı hastanede aynı doktor tarafından tedavi gören Z.T adlı bayan her iki gözünü kaybetti.

- İzmir'deki özel bir hastanede burun ameliyatı geçiren işadamı ameliyat sonrası koku duyusunu tamamen kaybetti. İşadamı B.Ç hastane hakkında suç duyurusunda bulundu.

-  Balçova'da genç erkek hasta (dava 2 yıldır devam ediyor) ameliyat sonrası komaya girdi. Hasta halen komada konu 2 yıldır yargıda...

- Tırnak batması şikayetiyle İzmir'de özel bir hastaneye giden A.K'in yanlış tedavi sonrası parmakları kesildi. Hastaya baş parmak protezi takıldı.

SENDİKA BAŞKANINDAN DEHŞET AÇIKLAMALAR

Yukarıda yazdığım gibi örnekleri çoğaltabiliriz ama Birlik Sağlık Sen Ahmet Doğruyol'un, İzmir'deki özel hastanelerle ve yaşananlarla ilgili neler söylediğini aktarmadan geçemeyeceğim size. 

Şöyle başlıyor Ege'de Son Söz'e yaptığı açıklamada Ahmet Doğruyol, yeni doğan çetesini örnek göstererek  ' Bu olay buzdağının görünen yüzü. Gün yüzüne çıkan bu olayın derinliklerinde çok daha fazla benzer örnekler olabilir. Özel hastaneleri denetleyen devletçe korunması lazım. İzmir'de şartlar uygun olmamasına rağmen palyatif servisler açıldı. Ölüm aşamasına gelen bazı hastalar özel hastanelere yollanıyor. Bu özel hastaneler para kazansın diye yapılıyor. Bizim devlet hastanelerimiz de ticarete dönmesinden dolayı İzmir'de palyatif servisler açıldı. Palyatif Servis ölümü bekleyen hastalarımızın yattığı servislerdir. İzmir ilinde pek çok hastane şartlar uygun olmamasına rağmen palyatif servisler açtı. Bu işi ticaretten çıkarmak lazım. Palyatif hastayı özel hastaneye götürdüğünüzde doğal olarak oradan sadece ölüsünü almaya gidiyorsunuz. Ölüme yaklaşan yaşlı hastaları sevk ettikleri gibi ölüme yaklaşan bebek ve çocuk hastaları aynı mantıkla özel hastanelere sevk ediyorlar. Böylelikle özel hastanelerin para kazanması sağlanıyor.

İçimiz ürperiyor, korkuyoruz...

Bebek Havvanur Karakoç yetersiz beslenmeden yani aç bırakılmaktan, Bebek Öykü Helvacı yanlış tedaviden, Bebek  Ayaz Karaduman tedavi gecikmesi ve yetersiz müdahaleden , Bebek  , Kaya Bebek yoğun bakım yetersizliği müdahale eksikliğinden , Bebek Mive Serdarova yetersiz beslenmeden, Bebek Melek Süleymanoğlu beslenme eksikliğinden , Bebek Kerem Muhammed Tokluoğlu müdahale etmeyip ölüme terk edildiğinden, Bebek Michelle Nwando Opara tedavi hatalarından, Bebek Miray Sena Bahadıroğlu yetersiz tedaviden, Bebek Mustafa Sezer yetersiz beslenmeden, Bebek  Asilhan Dağlı yetersiz beslenmeden ve bebek Kadan hatalı tanı sonrası öldürüldüler...

Yeni Doğan Çetesi 'Buz dağının görünen yüzü' diyor sendika başkanı. Altındaki dehşeti bilmiyoruz. Ama bu dehşeti yaşadıktan sonra şunu artık toplum olarak  çok iyi biliyoruz. Birincisi özel hastaneler denetlenmeli hatası olan hastanelere GEREĞİ yapılmalıdır. İkincisi siyaset ve siyasetçi özel hastanelerin patronlarının arkasındaki ELİNİ çekmelidir. Çekmeyenin eli kanlıdır.