Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde röntgen cihazının altında kalarak hayatını kaybeden Emine Kulan’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu'ndan alındı. Cenazeyi almak için gelen Kula’nın imam nikahlı eşi Çetin Keskin ihmali olanlar hakkında şikayetçi olacağını söyledi.
Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dün yaşanan olayda Çetin Keskin ile imam nikahlı eşi Emine Kulan (33) ilk evliliğinden olan bedensel ve zihinsel engelli çocuğu Aleyna Atan’ı (7) ortopedi bölümüne muayeneye götürdü. Doktorun röntgen istemesi üzerine Radyoloji bölümüne geçen aile, Aleyna’nın röntgeninin çekilebilmesi için görevliye yardım etti. Cihazın çalışmasının ardından anne Kulan, röntgen cihazı ile duvar arasına sıkışarak ağır yaralandı. Ameliyata alınan ancak bir süre sonra gelen ölüm haberi ise Kulan’ın yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Otopsi yapılmak üzere cenazesi Adli Tıp Kurumu’na getirilen Kulan’ın eşi ve yakınları olayda ihmal bulunduğunu öne sürdü. İmam nikahlı eşini kaybeden ve olaya şahit olan Çetin Keskin şöyle konuştu: “Çocuk özürlü olduğu ve bazı problemleri bulunduğu için hastaneye gittik. Doktor bizi röntgene sevketti. Benim çocuğum tek başına ayakta duramadığı için eşimle beraber tutuyorduk. Orada teknisyen bize gereken yeri ve ne yapılacağını söyledi. Röntgen filmi çekilirken eşim cihazın arasına sıkıştı. Ben tabi ki bağırdım. Cihaz kalktıktan sonra iş işten geçmişti. Yaklaşık yarım saat müdahale edilmedi. Yarım saat benim eşim orada can çekişti. Yarım saat sonra geldiler. Oradaki müdahale çok kötüydü. Doğru düzgün ne malzemeleri, ne de eşyaları vardı. Orada yarım saat müdahaleden sonra acile kaldırıldı. Acilde bir saat müdahale edildi. Acilden sonra röntgene indirildi. Röntgenden tekrar acile çıkartıldı. Oradan ameliyathaneye indirildi ve bize ölüm haberi geldi.”
Olay hakkında adli mercilere başvurduğunu ve kaydeden acılı eş Keskin, “Baştan başa ihmal var. Oradaki teknisyen bir kere çok hatalı. Bize orada durup, durulmayacağını bildirmedi. Olay örtbas edilmeye çalışıldı. Ve bu kazanın olduğu saatte ne yönetimin haberi vardı, ne de polise bildirildi. Gazeteciler geldikten sonra her şey ortaya çıktı. Gereken her şeyi yaptım. Savcılığa şikayette bulundum. Polise ifademi verdim. Gereken ne ise hepsini yapacağım. Tek bir tane teknisyen vardı. Ondan başka kimse yoktu. Yapacak bir şey yok. Ama gereken ne ise arkasında duracağım. Bunlar onun arkasında hiçbir zaman kalmayacaklar. Benim başım yandı. Başkalarının başı yanmasın. Hastaneden bize hiçbir açıklama yapılmadı. Hiçbir şey söylenmedi. Ameliyata üç saat sonra alındı. Ama benim tahminim ameliyatta ölmedi. Müdahale yapılırken vefat etti. Hemen müdahale edilseydi bir ihtimal belki kurtarılabilirdi. Ama yapılmadı. Hastane gibi bir yerde yarım saatte müdahale edilmesi çok hatalı bir şey. Hastane gibi bir yer burası. Çok başı boşluk var.” ifadelerini kullandı. Emine Kulan’ın cenazesi yapılan otopsi işlemlerinin ardından defnedilmek üzere memleketi Zonguldak’a götürüldü.
Öte yandan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği konuyla alakalı olarak yazılı bir açıklama yaptı. Olay hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedilen açıklamada “Tüm çalışanlarımızın büyük bir şok ve üzüntü ile karşıladığı bu elim kaza hakkında Genel Sekreterlik olarak soruşturmayı yürütmek üzere; hastane yetkilileri, biyomedikal uzmanları ve bilim adamlarından oluşan bir teknik ekip oluşturulmuştur.” denildi. CİHAN