Rus gazeteci Dimitri Şerih, çevreyi korumak için eylem yapan kişilerin, üçüncü köprü ve yeni havalimanına karşı çıkmaya başlamalarını komik bulduğunu söyledi.
St. Petersburg Vedomosti Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şerih, Gezi Parkı eylemleri ile ilgili Cihan Haber Ajansı'na(Cihan) değerlendirmelerde bulundu. Olaylar sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı oldukça hararetli gördüğünü ifade eden Şerih, bu durumu, ‘Erdoğan’ın ülkesi için bir şeyler yapmaya çalışırken, haksızlığa uğradığı düşüncesiyle hareket etmesine’ bağladığını söyledi.
RUSYA’DA DA BENZER DURUM YAŞANDI
Son dönemde Türkiye’yi çok yakından takip ettiğini ve Başbakan Erdoğan’ın ülkenin kalkınmasına önemli katkıları olduğuna değinen Şerih, “Türkiye’deki gelişim süreci Rusya ile paralellik arz ediyor. Türkiye’de olduğu gibi Rusya’da da son yıllarda orta sınıf zenginleşmeye başladı. Bu durum Türkiye’de daha bir gözle görünür durumda. Türkiye’deki orta sınıf şu an iktidar üzerinde etkili. Özellikle bu durumu isteyenler Avrupa kültüründen olaylara bakan bir kesim. Ekonomi, çevre konularını ön plana çıkarıyorlar. Rusya’da olduğu gibi Türkiye’de de bu insanlar sokağa döküldü. Bu durum Rusya’da daha da artacak mı diye sorarsanız cevabım 'hayır' olur. Çünkü, burada da olaylar başladı, ancak daha sonra durum yine eskisine döndü.” dedi.
EYLEMCİLER ORTAYA SOMUT BİR ŞEY KOYAMIYOR
Türkiye’de sokağa dökülen bu insanların belirli bir programları eylem planları olmadığını gördüğünü ileri süren Şerih, “Türkiye’de sokağa dökülenlerin park koruma iç güdüleriyle hareket etmeleri ilk başta benim oldukça hoşuma gitmişti. Ancak daha sonra, eylemcilerin devamlı bir şeyleri savunduklarını söylerken, gözle görülür tartışılabilir herhangi bir şey teklif etmedikleri ortaya çıktı. Gözlemlediğim kadarıyla, belirli bir programları yok, ya da geliştirip tartışılabilecek bir fikirleri yok.” şeklinde konuştu.
EYLEMCİLERİN, ŞEHRİ RAHATLATAN PROJELERE KARŞI ÇIKMASI KOMİK
Eylemcilerin 3. Köprü ve 3. Havalimanına karşı çıkmalarını oldukça komik bulduğunu ifade eden Rus gazeteci,“Çünkü İstanbul büyük bir ulaşım ağına sahip, boğazla ikiye ayrılmış ve gelişmeye müsait devasa bir şehir. Ayrıca, ulaşım ağının geliştirilmesi dünya üzerindeki her ülke için yapılması gereken ilk adımlardan bir tanesi. Bu olmadan şehir tamamen kaosa döner. Çünkü, Asya’da yaşayan insanlar sabah kalkıp toplu taşıma araçları ile Avrupa tarafına işe gidip, akşam geri dönüyor. Bu şehir için önemli bir olay ve ülkenin tüm ekonomisini etkiliyor. Tüm bu yapılanlar, boğazın altından geçen tünel de dahil şehir için çok önemli. Ve insanlar bu olayın düzene oturmasını eleştiriyor. Bunu komik buluyorum.” İfadelerini kullandı.
ORHAN PAMUK’UN ESERİNDEKİ TÜRKİYE GERİDE KALDI
Kısa bir süre önce Rusça olarak piyasaya çıkan Türk Petersburg kitabını yazma aşamasındayken, Orhan Pamuk'un eserlerini de okuma imkanını bulduğunu kaydeden Dimitri Şerih, “Orada, 80’li yılları anlattığı bir eserde, boğazda hiçbir şey yok, balıklar bile yüzemiyor gibi bir şey geçiyordu. Ama son dönemde uygulanan programlar sayesinde şu an herkes çok rahat bir şekilde temiz bir denizden rahatlıkla avlanabiliyorlar.” dedi.
Şerih, “Şunu da anlamak lazım, tüm bu şeyler yapılırken bazen problemlerde ortaya çıkabilir. Bazen bir tarihi eser karşınıza çıkar etrafından dolanıp işinizi yapmaya devam edersiniz. Örneğin benim için, Marmaray sırasında ortaya çıkan eserler için inşaatın durdurulması ve bunların koruma altına alınmış olduğunu duymak çok sevindirici bir gelişmeydi. Bu örnek bile uygarca bir davranışın örneği olarak verilebilir.”
ERDOĞAN’IN ÜLKESİ İÇİN ÇALIŞTIĞINA İNANIYORUM
Şerih sözlerine şöyle devam etti: “Daha önce İstanbul’a geldiğim sırada Gezi Parkı'nı da görmüştüm. Ben orasının şehir için çok önem verilecek ve şehrin ekolojik dengesini değiştirebilecek bir park olduğunu düşünmüyorum. Sadece Erdoğan’dan hoşlanmayanların bu durumu kullandığını söyleyebilirim. Ancak, şunu da söylemek gerekir ki, o dönemde Erdoğan’da biraz hararetli ve sertti. Bunu doğunun bir bilgeliği olarak, düşünebiliriz. Haklı olduğuna ve sadece ülke için doğru olan şeyleri yapmaya çalıştığına inanıyor. Bu yüzden tüm bu olaylar başladığında duruma itiraz etti. Yaptığı çalışmanın ülkesi için doğru olduğuna inanıyor.” CİHAN