Rüşvet skandalının perde arkası

"KIBRIS'TAKİ RÜŞVET SKANDALI MİT OPERASYONU"

Uslu, Aslanbaba'nın rüşvet iddiası ile ilgili olarak "Sürecin bir arka planı var." dedi ve içinde Beşir Atalay ile MİT'in de geçtiği çarpıcı iddiaları yazdı..

'KKTC’de DP-UG Milletvekili Ejder Aslanbaba'nın DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş ile Milletvekili Ahmet Kaşif’in kendisine rüşvet teklif ettiğini iddia ettiği' hatırlatmasında bulunan Taraf'tan Emre Uslu, "Olayın arka planında KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan İrsen Küçük, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, UBP Genel Başkan adayı Ahmet Kaşif ve TC Lefkoşa MİT Temsilcisi Ender Önkol’un oynadığı iktidar oyunları var." dedi.

"Geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde MİT’in engelleme girişimine rağmen Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs Cumhurbaşkanı olmasını Ankara bir türlü kendine yediremedi. Bunun üzerine Ada’da operasyonlar başladı." bilgisini paylaşan Uslu yazısında, bu operasyonları tek tek sıraladı. Uslu, "MİT’in ayak oyunlarını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e şikâyet eden bir mektubu Volkan gazetesi yayımladı." diyerek bahsi geçen mektuptaki çarpıcı ifadeleri de köşesine taşıdı.

İşte Taraf Yazarı Emre Uslu'nun analizi:

Kıbrıs’taki pis işler ve MİT

KKTC’de Demokrat Parti- Ulusal Güçler (DP-UG) Milletvekili Ejder Aslanbaba, DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş ile Milletvekili Ahmet Kaşif’in kendisine “güven oylamasında evet demesi ve milletvekilliğinden istifa etmesi karşılığında rüşvet teklif ettiğini” iddia etmesiyle ortalık karıştı.

Rüşvet sürecinin bir arka planı var. Türkiyeli okurlar için biraz karışık olacak ama konu Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiğinden sadeleştirerek anlatmayı deneyeceğim.

Olayın arka planında KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan İrsen Küçük, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, UBP Genel Başkan adayı Ahmet Kaşif ve TC Lefkoşa MİT Temsilcisi Ender Önkol’un oynadığı iktidar oyunları var.

Konu şu: Geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde MİT’in engelleme girişimine rağmen Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs Cumhurbaşkanı olmasını Ankara bir türlü kendine yediremedi. Bunun üzerine Ada’da operasyonlar başladı.

Rüşvet operasyonunun ilk belirtileri ta 23 Eylül 2012’de Kıbrıs gazetelerine düşmüştü. Afrika gazetesi şöyle yazmıştı: “Başbakanlık’ta kurultaya yönelik karargâh kurulmuş. Ve İrsen Küçük’ün seçilmesi için MİT Müsteşarı Ender Önkol, Tayyip Erdoğan’ın propaganda uzmanı Erol Olçak görevlendirilmiş.”

DERVİŞ EROĞLU'NU TASFİYE OPERASYONU MU?

Gazetelere göre MİT’in İrsen Küçük üzerinden yaptığı operasyon esasen Derviş Eroğlu’nun tasfiye operasyonuydu. Ancak koca Ankara MİT üzerinden yaptığı operasyonlara rağmen kendi kontrolündeki 250 bin kişilik Kıbrıs’ta Derviş Eroğlu’nu tasfiye edemedi. Eroğlu Cumhurbaşkanı seçildi.

Bu yenilgiyi MİT operasyonlarla geri çevirmek istedi. Rüşvet olayının bu operasyonlardan biri olduğu belirtiliyor.

Bu sefer İrsen Küçük’ü UBP Genel Başkanı yapmak için operasyonlar başladı. UBP Kurultayı ile başlayan Ada’daki güç mücadelesinde Beşir Atalay ve oradaki MİT temsilcisi, Başbakan İrsen Küçük’ü destekledi. Kurultay tartışmalar içinde geçti. Parti tüzüğüne rağmen İrsen Küçük’ün kurultayı kazandığı açıklandı.

Havadis gazetesinden Hasan Hastürer geçtiğimiz şubat ayında şunu yazmıştı: “Ayrım yapmadan, şunu çok açık olarak yazmak isterim. UBP’deki genel başkanlık yarış süreci, her türlü rezil teklifin havada uçuştuğu bir dönem olmuştur. Hep zayıf karınlara oynanmış... Zayıf tarafı olanlara, zayıf taraflarından yaklaşılmıştır. İşin garip olan yanı, zayıf tarafı olanların, o zayıf taraflarını açarak, tekliflere açık yaklaşım içine girmeleriydi.”

Hastürer o yazısında bugün yaşanan rüşvet skandalıyla ilgili ilginç bir ayrıntı veriyor: “Ahmet Kaşif, kendisini destekleyen dokuz UBP milletvekili ile basın toplantısı düzenledi. Ejder Aslanbaba’nın Kaşif’in yanında duruşu, fotoğrafa çok yakışmadı. Aslanbaba’nın vücut dili ötekilerle çok da buluşmuyordu.”

Ancak kirli ayak oyunlarına rağmen MİT’in desteklediği İrsen Küçük hükümeti, Derviş Eroğlu cephesinin UBP içinde yaptığı operasyonla düştü. Bu sefer iddialara göre MİT Aslanbaba üzerinden bir rüşvet tuzağı kurdu ve karşı olduğu Serdar Denktaş ve Derviş Eroğlu cephesini tuzağa düşürüp rüşvet pazarlığını CD’ye çekip meclisten ilan ettiler. Yine muhalefetin iddiasına göre bu operasyondan İrsen Küçük ve taraftarlarının haberi vardı.

MİT’in ayak oyunlarını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e şikâyet eden bir mektubu Volkan gazetesi yayımladı:

“MİT’in KKTC’ye gönderdiği Ender Önkol, ülkemize ayak bastığı andan itibaren, önce Türk ordusunun KKTC’deki komutanları, Türkiye’ye ve ordusuna sevgi bağlarıyla bağlı olan siyasiler, başta KKTC Cumhurbaşkanı, hatta Başbakanı olmak üzere, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, gazeteciler, aydınlar, sivil toplum örgütü yöneticileri, TMT’ciler aleyhine, olur olmaz her yerde ağza alınmayacak küfürlü ve aşağılayıcı ifadelerle konuşmaya başladı. ‘Onları yok edeceğini, silip süpüreceğini, Silivri’ye göndereceğini, bakanları, bürokratları görevden alacağını, beğenmediği gazeteleri kapatacağını, kendisinin görevinin bu olduğunu vb.’ söylemleriyle tehditler savurmaya başladı. Bu konuşmaları yaptığı kişiler ‘bir MİT mensubu nasıl böyle konuşur?’ diye hayretler içinde kalarak, kötülenen makamlara ve kişilere defalarca yer ve zaman belirterek, hatta kayıtlar sunarak aktardılar...”

“...Onunla birlikte bakanlara, milletvekillerine, belediye başkanlarına, sivil toplum örgütü yöneticilerine, gazetecilere adaylardan biri lehine açık baskılar yapmaya, KKTC Cumhurbaşkanı’nı, UBP Genel Başkan adayını ve ona destek verenleri kötülemeye başladılar... Bazı UBP delegeleri ve örgüt başkanları geceyarısı telefonları ile uçaklara konarak Ankara’ya götürüldüler, aynı konuşmalar orada da yapılarak UBP’nin içişlerine müdahalelerde bulundular... Bununla da yetinmeyerek, Sn. Beşir Atalay ile Sn. Binali Yıldırım’ı UBP delegeleri ile buluşturarak Sn. İrsen Küçük lehinde propaganda yapmalarını sağladılar...”

“Ve en acısı, son KKTC ziyaretlerinde Sn. Bakanların KKTC Cumhurbaşkanı’na rutin nezaket ziyaretlerinde bulunmalarını engellediler... Böylece parti içi kurultaya taraf oldukları yetmiyormuş gibi, KKTC devletinin ve makamların itibarını ve devlet kimliğini de darbelediler, Kıbrıs Türk halkının Anavatanıyla olan sevgi bağlarına son bir darbe vurdular..”

Kendi kontrolündeki 250 bin kişilik bir adayı karıştıran MİT Ortadoğu’ya nizam mı verecek, siz düşünün..