İstanbul Polisi son yılların en büyük ilaç operasyonuna imza attı. Sahte reçete ve sağlık raporlarıyla aldıkları yüksek fiyatlı ilaçları yurtdışına kaçıran şebekeye yönelik 32 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 109 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da 8 ay önce gözaltına alınan Suriyeli bir kişi üzerinde çok sayıda ilaç yakalandı. Bu ilaçların sahte reçeteyle alındığının tespit edilmesi üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışma başlattı. Ekipler, sahte reçete ve sağlık raporlarıyla yüksek fiyatlı ilaçları SGK üzerinden temin eden şebeke üyelerinin, bu ilaçları kaçıkçılar ve Doğu ve Güneydoğu’daki PKK ile irtibatlı kişiler ile Irak ve Suriye’ye gönderdiği iddialarını araştırdı. 8 ay süren takibin ardından dün operasyon için düğmeye basıldı.
Hakkında yakalama kararı çıkarılan 90’ı doktor, hemşire ve eczacı 266 kişi için dün sabah 32 ilde 266 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Aralarında İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Adana, Mersin, Antalya, Hatay, Siirt, Şanlıurfa, Batman, Malatya, Ağrı ve Mardin’in de bulunduğu illerde gerçekleştirilen operasyonda 109 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan Malatya’da 3 doktor ve 1 eczacı, Batman’da 2 şüpheli, Şanlıurfa’da aralarında doktor, eczacı ve bilgi işlem görevlilerinin de bulunduğu 36 şüpheli, Diyarbakır’da 4’ü doktor, 3’ü eczacı 8 şüpheli, Adana’da, aralarında 1 doktor ve 4 eczacının bulunduğu 8 şüpheli işlemlerinin ardından İstanbul’a gönderildi. İstanbul Fatih’te de 3 ayrı adreste çetenin Türk ve Suriyeli liderleri gözaltına alındı.
Profesör soruşturulmuş!
Diyarbakır’da gözaltına alınan 4 doktordan birinin Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü’nde görevli Prof. Dr. M.O.A. olduğu öğrenildi. M.O.A’nın adı 2011 yılında da ilaç yolsuzluğu iddialarına karışmıştı. SGK müfettişlerinin raporlarında M.O.A’nın tüm reçeteleri eşine ait eczaneye yönlendirdiği, bazı ilaçları yazabilmek için tedavilerle ilgili prosedürlerde oynama yaptığı ve bu yolla 3 yılda 790 bin lira haksız kazanç elde ettiği öne sürülmüştü. Soruşturma sonucunda SGK raporuna rağmen kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.
Barkodları sökülmüş!
Çete üyeliğinden gözaltına alınan doktorlar üç şekilde ilaç temin ediyorlardı. Doktorların çeşitli kişilere ait TC kimlik numarasını habersiz kullanarak sahte reçete düzenlediği, hastalığı olan kişilere var olan ilaç miktarından daha fazla ilaç yazarak ilaçlar yazdığı belirtildi. Yurtdışında yaşayan veya ölen kişiler için ameliyat edilmiş gibi işlem yapıldığı öne sürüldü. Çete üyelerinin sahte reçete ve raporlarla alınan ilaçların takibini engellemek için barkodlarını söktüğü, matbaada hazırlanan sahte barkodlarla bu ilaçların yurtdışına çıkarıldığı öğrenildi.
Öte yandan Şanlıurfa’da başlatılan soruşturmada ölen 9 kişinin özel hastanede ameliyat edilmiş şekilde işlem yapılarak devletin dolandırıldığı da öne sürüldü.
PKK üzerinden
“Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, örgüt üyesi olmak, rüşvet, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve kaçakçılık” iddiasıyla gözaltına alınan zanlıların, SGK’yı 300 milyon lira zarara uğrattıkları ileri sürüldü. Suç örgütü üyelerinin, sahte reçete ve sağlık raporlarıyla elde ettikleri yüksek fiyatlı kanser, kemoterapi, psikotrop ilaçlarını kaçakçılar ve terör örgütü PKK üzerinden Irak ve Suriye’ye gönderdikleri, bu ilaçların bir kısmının da daha sonra uluslararası kaçakçılar üzerinden Özbekistan ve Hindistan gibi ülkelere yollandığı iddia edildi. Sahte reçeterle, işbirliği yapılan eczanelerden alınan ilaçların çoğunun Irak, İran ve Suriye’deki terör örgütlerine satıldığı iddialar arasında..
40 milyon lira değerinde ilaç ele geçirildi!
Operasyon kapsamında adreslerde yapılan aramalarda ise gönderilmeye hazır 40 milyon lira değerinde ilaç ele geçirildi. Ele geçirilen ilaçların kanser, hematoloji, epilepsi ve diyabet ilaçları olduğu öğrenildi. İlaçlar arasında en dikkat çeken ilaçlar ise “psikotrop madde” olarak nitelendirilen ilaçlar. Merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh halinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan “psikotrop madde”nin, özellikle canlı bomba eylemlerini gerçekleştiren kişilere verildiği öne sürüldü. (Milliyet)