Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi’ne katılarak, partililere hitap etti. Erdoğan, konuşmasında 7 Ağustos 2016’da Yenikapı’da düzenlenen miting için bir davet yaptıklarını hatırlattı.
Söz konusu davete MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ilk anda olumlu cevap verdiğine işaret eden Erdoğan, “Ama Kılıçdaroğlu, son günün akşamına kadar katılamayacaklarını söyledi. Son anda nasıl olduysa herhalde baskıya dayanamadı ve geleceğini söyledi. Geldikten sonra biz barış, kardeşlik, böyle bir miting düzenlememize rağmen onlar bu barış, kardeşlik sürecini hemen gölgelemeye kalktılar” dedi.
"Bahçeli ile yürüyoruz"
Kendilerinin şu anda Bahçeli ile dayanışma içinde yürümeye devam ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları ifade etti: “Şimdi hadi biz geçtik, milletimiz böyle bir ana muhalefeti nasıl ciddiye alsın? Nitekim dünya değişiyor, bölgemiz değişiyor, Türkiye değişiyor, ülkemizin yönetim sistemi değişiyor ama ana muhalefet bulunduğu yerden milim kıpırdamıyor. ‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.’ Tabii bizi asıl üzüntüye sevk eden ise, böyle bir zatla, böyle bir partiyle aynı istikamette güya siyaset yapanları görüyor olmamızdır.
"Hayırdır, bu heves niye?"
Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri, solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını, tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır, bir anda bu iştiyak, bu heves, bu hız, bu tepkisellik nereden çıktı? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirir, saflarımızı sıklaştırırken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir? Türkiye’nin yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiği şu dönemde bize yakışan birlik olmaktır, beraber olmaktır, dayanışma içinde hareket etmektir.” Erdoğan, siyasi hayatının her döneminde en önemli desteğin Hakkın ve ve halkın desteği olduğunu bizzat yaşadığını vurgulayarak, bugün de aynı anlayışla ve aynı istikametle yola devam ettiklerini bildirdi. En büyük hakemin millet olduğunun altını çizen Erdoğan, bu konuyu daha fazla deşmek, büyütmek ve üzerinde konuşmak istemediğini belirtti. 2017’nin yurt içi ve yurt dışında dolu dolu ve çok yoğun bir çalışmayla geçirdiklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Yola devam edeceğiz"
“Karşılaştığımız krizleri, ülkemizin ve milletimizin menfaatlerine en uygun şekilde yönetmenin gayreti içinde olduk. 2017 yılının üçüncü çeyreğinde dünyanın bir numarası olduk, yüzde 11,1 ile. Üç çeyreğin ortalaması 7,4 oldu. Bu, büyüme oranı. Demek ki emeklerimiz karşılıksız kalmıyor. Büyümeye devam edeceğiz. Allah’ın izniyle 2018’e bu güçle giriyoruz. Çok daha fazla çalışacağız, çok daha büyük projeleri hayata geçireceğiz. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yıl dolayısıyla yayımladığı görüntülü mesajında şunları kaydetti:
KUCAKLAŞTIK: Cumhurbaşkanı olarak, 2017 yılında 51 ilimize 64 ziyaret gerçekleştirerek, her fırsatta vatandaşlarımızla kucaklaşmanın gayreti içinde olduk. Aynı şekilde, yıl içerisinde 25 ülkeye 34 ziyaret gerçekleştirerek, ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık. Önceki yılı, PKK terör eylemleri ile 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihimizin en büyük ihanetlerinden birinin gölgesinde tamamlamıştık. Bu terör eylemlerini ve darbe girişimini, hem içeride yürüttüğümüz operasyonlar, hem de Suriye’de başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatıyla boşa çıkarmamız, tarihimizin en önemli hadiselerinden biri oldu.
DAHA GÜVENLİ TÜRKİYE: 16 Nisan tarihindeki halkoylamasında milletimiz tarafından da kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçme kararı almıştır. Ülkesine ve devletine canı pahasına sahip çıkan bu millete, daha güçlü, daha müreffeh, daha güvenli bir Türkiye bırakmak en büyük sorumluluğumuzdur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, 2023 hedeflerimizle somut çerçevesini çizdiğimiz, 2053 ve 2071 vizyonlarımızla istikametini güçlü Türkiye ülküsünün lokomotifi olacağına inanıyoruz.
RİSK ALAN DIŞ POLİTİKA: STürkiye’nin bölgesindeki meseleleri çözmeden kendi geleceğini güvence altına alamayacağı gerçeği, bizi daha aktif, daha kararlı, yeri geldiğinde daha çok risk alan bir dış politika izlemeye yöneltiyor./ANKARA Milliyet