1 Haziran seçimlerinde Barış ve Demokrasi Partisi'nden (BDP) Ağrı Belediye Başkanı seçilen Sırrı Sakık, sabah saatlerinde İl Seçim Kurulu'na giderek mazbatasını aldı. Buradan Ağrı Belediyesi'ne geçen Başkan Sakık, atanmış Belediye Başkanı Ercan Ateş'ten görevi devraldı. Görev teslim töreninde konuşan Ateş, 'Halkın ötesinde bir güç yoktur. Buna bu şekilde inanıyoruz. Dolayısıyla geniş bir kalabalık kitle ile buradasınız. Diğer taraftan şunu söyleyeyim, inşallah ümit ediyorum ki almış olduğunuz güveni en iyi şekilde temsil edersiniz. Burada biliyorsunuz temsili bir belediye devir töreni gerçekleştiriyoruz. Belediyelerde böyle bir devir teslim töreni gerçekleştirilmez. Biz sayın başkana hem nezaket olsun, hayırlı olsun ziyareti yapmış olduk hem de bir tokalaşma karesini halkımızla paylaşmak istedik. Bunun için buradayız. Önemli olan mülkün devir teslimi değildir. Biz burada ümit ediyoruz kısa süre içerisinde halkımızın beğeni ve hoşgörüsünü kazandık. Bunu teslim ediyoruz size. Bunu lütfen görev sürecinizce koruyun, kollayın ve gözetin. Sizlere bir kez daha yeni görevinizde başarılar diliyorum' dedi.
Halkın iradesiyle seçildiklerini ve herkesin bu iradeye saygı göstermesi gerektiğini ifade eden Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık ise, 'Halkın iradesiyle buradayız. Herkesin halkın iradesine saygı göstermesi gerekir. Burada barış ve kardeşlik içerisinde bir seçimi hep beraber yaşadık. Burada Ağrı halkı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Zaten biz bu seçimleri kazanırken de Türkiye kazansın, Türkiye halkları kazansın, Ağrı kazansın, Ağrı kanamasın, barışçıl bir seçim yaşadık. Bu seçimlerin kazasız belasız bitmesi hepimizi çok çok mutlu etmiştir. Ağrı'nın, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir tarafında birkaç ay içerisinde konuşulması, tartışılması da bizi mutlu etmiştir' şeklinde konuştu.
Demokratik siyasetin hayat bulması için geldiklerini dile getiren Sakık, 'Mazbatamızı aldık geldik, buradayız. Halkımızla beraberiz, yani bu kente geldiğimiz gün, bu kentin bir barış kenti olması için gelmiştik. Demokratik siyasetin hayat bulması için gelmiştik. Sağ olsun halkımız bu konuda iradesini ortaya koydu. Demokratik siyasetin hayat bulması için iradesini ortaya koydu. İki kez yapılan seçimlerde biz burada yönetimi devraldık. Ama çokta üzülerek söylüyorum, bizim sürekli seslendirdiğimiz kuşkularımızın ve endişelerimizin olduğu barış sürecinin çok kırılgan olduğunu, hükümeti göreve davet ettiğimizi, yani bugün buruk bir şekilde görevi devraldık. Çünkü iki gün önce Lice'de 2 kardeşimizin hayatını yitirmesiyle bu topraklarda yeniden çatışmanın, yeniden toplumsal dokularla oynandığını görüyoruz. Barışın kırılgan olduğunu söylemiştik, barış sürecinin heba edilmemesi gerektiğini söylemiştik. On beş aylık bir süredir bu topraklarda silahlar patlamıyordu; ölüm, kan ve gözyaşı yoktu. Hepimiz umutluyduk, bu umutlarımızı tekrar kurmak istiyoruz. Buradan merkezi hükümete çağrımdır. Barış eğer sağlanacaksa, barışın ruhu ile ilgili yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. Barışa giden bir devlet, Kürt coğrafyasında, Kürdistan'da karakollar, kalekollar yapmamalıdır. Yani barışa giden her iki tarafta yumruklarını sıkarak değil ellerini açarak barışın sağlanacağını söyledik. Diliyorum, umuyorum acımız büyük ama barışın ruhuna uygun derhal adımların atılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü, 2014 yılında hem 30 Mart'ta hem de 1 Haziran'da Ağrı'da yapılan seçimlerde bizim halkımıza taahhüdümüz, halkımıza bu topraklarda barışı egemen kılmak, barış sürecinin hayat bulması için geldiğimizi söylemiştik. Bunu halkımız da desteklemişti. Şimdi bu kadar halkın büyük bir desteği varsa barışa, barışı bu kadar önemsiyorsa bu topraklarda demokratik siyasettin adresinin sandıklar olduğunu gösteriyorsa, hükümet de bir an önce yasal düzenlemeleri yapıp, rehavete kapılmadan bu topraklarda hep birlikte barışı inşa etmeliyiz' diye konuştu.