İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Çözüm sürecini bozmaya yönelik gayret her zaman olacaktır. Çözüm sürecinin çok taşları yerinden oynattığını görmek mümkündür. Özellikle sınırdaki kaçakçılık olaylarını, olayın narkoterör boyuttundaki olayları nazara aldığımızda kendi kurdukları düzeni devam ettirmek isteyen bir çok menfaat gruplarının bu süreçten rahatsızlık duymaları normaldir." dedi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Mardin’de düzenlenen Teftiş Kurulu Başkanlığı Yaz Semineri açılışına katıldı.
Özel uçakla Mardin Havaalanına gelen Bakan Güler’i Mardin Valisi Ahmet Cengiz, Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu, Ak Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Fide vatandaşlar ve partililer karşıladı. Güler, Mardin’de düzenlenen Teftiş Kurulu Başkanlığı Yaz Semineri'nde yaptığı konuşmada, "Hükümet olarak büyük bir fedekarlıkla ve siyasi bir risk alarak tarihi bir adım atılmış ve ülkemizi yıllardır süren terör belasından kurtarmak için bir süreç başlattık. Doğu ve Güneydoğu’nun sosyal ve ekonomik yönden kalkınmasını sağlamak ve belki gönülleri bir daha pekiştirebilmek için gerçekten zor ve çetin bir mücadele verilmeye devam ediliyor." dedi
"SÜRECİ ELEŞTİRENLERİN, AYNI ZAMANDA BU ÇALIŞMALARA KATKI VERMESİ BEKLENİYOR"
Bütün vatandaşlarla birlikte yıllardır süren acıların ve sıkıntıların artık sona ermesini arzu ettiklerini belirten Güler, "Halkımız buna inanıyor ve çözüm sürecine gerçekten büyük bir destek verdi. Özellikle bu süreçte bölgeye gelen rahatlık bu bölgenin gerek turizm hareketliliği gerek altyapı yönünden hizmetlerinin bir çoğunu da şimdiden gündeme geldiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Geçen hafta Başbakanımızın Akil İnsanlarımızla yaptığı görüşmede halkımızın çözüm sürecine verdiği destek birkez daha gözler önüne serildi. Süreçte sorumluluk makamında olanlar tabiki sadece hükümet ve partiler değildir. Sürece yönelik eleştiri getiren herkesin aynı zamanda da bu çalışmalara katkı vermesi beklenmektedir. Bu süreç sadece bizim partimizin bir süreci olarak görülmemelidir. Tüm halkımızın içinde yer aldığı bir tarihi süreç olarak değerlendirmekteyiz." diye konuştu.
Bölgede yatırımların çoğuna karşı çıkmanın temelinde bu süreçten rahatsızlık duyan veya kendi kurdukları bu menfaat yolunu tıkanmaya yönelik bir engel olarak görenlerin de çabalarının görüldüğünü söyleyen Güler, "Çözüm sürecini bozmaya yönelik gayret her zaman olacaktır. Çözüm sürecinin çok taşları yerinden oynattığını görmek mümkündür. Özellikle sınırdaki kaçakçılık olaylarını olayın narkoterörboyuttundaki olayları nazara aldığımızda kendi kurdukları düzeni devam ettirmek isteyen bir çok menfaat gruplarının bu süreçten rahatsızlık duymaları normaldir. Hem güvenliğimizden hemde özgürlüklerimizden asla vazgeçmemizde mümkün değildir." dedi.
"POLİSİN GÖZALTI YETKİSİNİN GENİŞLETİLMESİ, YENİDEN DÜZENLENMESİ GEREKMEKTEDİR"
Sosyal medyanın suç işleme anlamında imtiyazlı bir alan olarak görülmemesi gerektiğini anlatan Güler, şöyle konuştu: "Tabiki temel hak ve özgürlüklerin kullanımında yine günümüzün çokça konuşulan bir konusu kişi haklarının özgürlüklerinin kullanımı ve bunların ne derece sınırlandırılabileceği sosyal medyada kişilerin hak ve menfaalerinin nasıl kullanabileceğidir. Bilgi güvenliğinin nasıl sağlanabileceği elbette bunun sonucunda temel hak ve özgürlüklerin kullanımında işin suç boyutuna gelmesi halinde polisin zor kullanma görevinin ne derece hangi sınırlar içerisinde hangi vasıtalarla nereye kadar uygulanabileceği orantılı orantısız güç kullanımı konusu tabiki etkin bir önleyici koluğa sahip olup olmamasıdır. Türkiye de Avrupa Birliği'nde olan ülkelerin bir çoğuna nazaran maalesef önleyici yetkilerin en az kullanan önleyici kolluğa sahip bir ülkedir. Bu mutlaka yeniden düzenlenmesi gereken bir konudur. Anayasa düzenlemelerinde yasa düzenlemelerinde önleyici yetkilerin özellikle teröre dayalı önleyici yetkilerin gözden geçirilmesi lazım. Kamu mallarına zarar ve polisin gözaltı yetkisinin genişletilmesi yeniden düzen lenmesi gerekmektedir. Sosyal medya alanı bütün genişliğiyle kullanılmalıdır. Ancak kişilerin hak ve menfaatlerininde en az o kadar korunması önem arz etmektedir."
CİHAN