›› “Suriye’deki olayı bir parmak şıklatmasıyla sükûnete kavuşturmak çok güzel olurdu” diyen Yerhov bölgedeki birçok aktör ve faktörün süreci sekteye uğrattığını söyledi...
›› Türkiye-Rusya ilişkilerinin umut verici olduğunu belirten Yerhov, “Rezervleri keşfedilmemiş ticari münasebetler söz konusu. Hiç gündeme gelmemiş branşlarda işbirliği konuşulmaya başlandı” dedi
Aleksey Yerhov, büyükelçilik binasında aralarında Ankara Temsilci Yardımcımız ve yazarımız Tolga Şardan’ın da bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yavuz Özden Milliyet
Rusya’nın yeni Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, suikast sonucu yaşamını yitiren Andrey Karlov’un yerine göreve başladı. Yerhov’la dün güncel gelişmeleri konuşma imkanı bulduk. Eski adı Karyağdı Sokak olan ve anısını yaşatmak amacıyla Karlov’un adının verildiği sokaktaki büyükelçilik binasında soruları yanıtlayan Yerhov, çarpıcı bilgiler verdi. İstanbul’daki 6 yıllık başkonsolosluk görevinin yanı sıra Fas, Mısır, İsrail ve Suriye’de görev yapan Ortadoğu uzmanı büyükelçinin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
CENEVRE SÜRECİ: Suriye’de 6 senedir sivil savaş devam etmektedir. Bunun temelinde ne var tartışmasına girersek yarın sabaha kadar devam ederiz. Bir Şam var. Devlet Başkanı Beşar Esad görevde. Ona karşı değişik gruplar mücadele etmektedir. Şu an Suriye’nin yönetimi, muhalif gruplara karşı koyamıyor; yine de muhalif grupların Suriye mevcut iktidarını devirme kapasitesi yok.Bunun tek çaresi var, kendi aralarında anlaşma sağlamak. Cenevre Süreci’nin temeli bir anlaşma çerçevesini oluşturmaktı. Onlarca faktörle baltalanmış bir süreç olarak algılayabiliriz. Tarafların birbirine ilettiği taleplerin çok sert ve katı olmasından kaynaklandı. Ancak, Cenevre Süreci kapsamında her şey olumsuz değil, olumlu kazanımlar da olmuştu. En azından taraflar birbiriyle görüşmeye başlamış durumdaydı. Sürecin devam etmesi gerekli. En azından temennimiz Eylül ayında devam etmesi.
ASTANA SÜRECİ: Astana Süreci’nin temel hedefi Suriye’nin bazı bölgelerinde çatışmasızlık ortamının yaratılması. Ilımlı muhalefetle ki terör gruplarını o kalıbın dışında tutuyoruz. Çatışmanın durdurulduğu bölgelere anında insani yardım ulaştırabiliyorsunuz. Atılan adımlar değerlidir, uğraşmaya değer. Astana Süreci hiçbir şekilde Cenevre Süreci ile çakışmamıştır. Bu sebepten dolayı her iki sürece olumlu bir katkı sağlayabilecek kurum ve kuruluşlar süreç içinde yer almalıdır. “180 derecelik bir değişim Suriye’de neden yaşanmadı?” diye sorarsanız, zor bir ortam ve küçük küçük adımlar yürümek diye bir yöntem var. O mantık üzerinden yürümek daha doğru olur diye düşünüyoruz. Üç sene Suriye’de görev yaptım ve oraya barışın gelmesi gerçekten benim için özel bir durum.
Karlov soruşturması
“Türk tarafınca yürütülen soruşturmanın devam ettiğini biliyoruz. Rusya’da soruşturmayı yürüten kurumların Türk muhataplarıyla yoğun bir temas içinde olduklarını çok net biliyoruz. Soruşturmanın tamamlanmasıyla birlikte sonuçların kamuoyu ile paylaşılacağından eminiz. Paylaşımda bulunmamın çok doğru olmayacağını düşünüyorum. Düşürülen Rus uçağı ile suikast sonucu öldürülen büyükelçi arasında direkt bir bağın kurulması için şu anda bende her hangi bir malumat yok. Benim güvenliğimle ilgili ek önlem sağlandı, çok ciddi önlemler alınmış durumda. İçimde bulundurduğum herhangi bir endişem yok.”
KARLOV ADINA KARDEŞ ŞEHİR: Büyükelçimizin anısının ölümsüzleştirilmesi adına Türk yetkili kurumlarının almış olduğu kararları, atmış olduğu adımları takdir ediyoruz. Şu anda bulunduğumuz Karyağdı Sokak’ın adı değiştirilerek Andrey Karlov Sokağı oldu. Merhum büyükelçimizin doğduğu şehirle Türkiye’de bir şehir arasında kardeşlik anlaşması yapması söz konusu.
‘Domatese mevsimsel çözüm çalışmaları var’
RUSYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ: Şu anda iki ülke arasındaki ilişkilerin mevcut durumu umut verici. Diğer taraftan daha yüksek bir seviyeye getirilmesi için ciddi bir çaba gerektirdiğinin göstergesidir. En hızlı gelişen, iki ülke arasındaki siyasi diyalogdur. Rusya Devlet Başkanı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı arasındaki telefon görüşmeleri ciddi bir hız kazanmıştır.
S-400’LERİN SATIŞI: Bu soru, buraya gelmeden önce cevap vermeyeceğimi bildiğim bir soru. Cevap vermek istemediğim bir soru. Hem Türk, hem de Rus basınında çok ince teferruatlarıyla tartışılıyor. Hem Washington, hem de Brüksel’de bu konuda çok büyük bir uğultu var. Rusya internetine bakarsanız çok değişik yorumlara denk gelirsiniz. Konumum itibarıyla sarf edeceğim her kelime farklı algılanabilir, suistimal edilebilir. Teklifim, bir müddet geçtikten sonra bu konuyu konuşmak.
DOMATESE ÇÖZÜM: Türkiye’den sadece domates değil, değişik ziraat ürünlerinin ithalatıyla ilgili kısıtlamalar getirildi. Bu kısıtlayıcı önlemlerin kısmen kaldırılması geçen yılın sonunda yaşandı ve domates haricinde diğerleri de bu sene. Sebebi de şu; Rus çiftçileri özellikle domates işine sermaye ile bir yatırım yapmışlardır. Bu nedenle, Rus çiftçimizi zora sokmanın hiçbir açıklayıcı sebebi yoktur. Türkiye’nin menfaatlerini anlıyoruz. Türkiye gerçekten bir domates cenneti. Türkiye’nin menfaati mümkün olduğu kadar Rusya’ya domatesini satmaktır. Dolayısıyla burada ortak bir çözümün bulunması önemlidir. Domates uzmanı olmamakla birlikte, bizim uzmanlarımız mevsimsel bir çözümden bahsediyorlar. Bu konuda ortak bir çözüm için çalışmalar sürüyor.
TİCARİ POTANSİYEL VAR: Ticari ilişkilerde şu anda ciddi büyüklükte Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santrali projeleri mevcut. Ticaret genel anlamda gelişiyor. Yine de itiraf etmek gerekirse, son bir kaç yıldır ticaret hacmi azalma gösterdi. Halen iki ülke arasındaki ticarette çok ciddi bir keşfedilmemiş potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Yeni alanlar, branşlar mevcut. Henüz rezervleri keşfedilmemiş mevcut ticari münasebetler söz konusu. Bugüne kadar hiç gündeme gelmemiş branşlarda işbirliği potansiyeli konuşulmaya başlandı. Bu da umut verici.
AFRİN’E OPERASYON
Tahminler üzerine kurulu bir haberi yorumlamak çok zor oluyor. Diplomatlar genelde siyasi tahminlerden uzak durmaya çalışırlar çünkü çoğu zaman tutmuyor. Detaylara sahip olmanız gerekir, spesifik bir şekilde askeri ve taktik teferruatlara sahip olmak gerekir.
RUSYA’NIN YPG TANIMI
Diğer ülkeler gibi Rusya Federasyonu’nunda da terör örgütleri listesi mevcut. Bir kuruluşa terör örgütü tanımlamasını yapmak için birtakım adımlar mevzuatta sıralanmış durumda. Prosedürün çok aşamalı ve basit olmadığını söyleyebiliriz. Tek söyleyebileceğim şey, YPG bu listede yer almamaktadır. Türkiye’nin hassasiyetlerinden haberdarız, hassasiyetleri dikkatlice not alıyoruz ve gerekli bir şekilde Rusya Federasyonu yönetimini bu konuda bilgilendiriyoruz.
Vize uygulaması...
“2010’da hükümetlerimiz arasında karşılıklı seyahat anlaşması imzalandı. Metinde 30 günü aşmayan seyahatler için kısmi bir vize muafiyeti sağlandı. 1 Ocak 2016’da bu anlaşmayı askıya aldık. Şu anda Türk muhataplarımız eski sisteme dönmemiz için bizi çok enerjik bir şekilde bizi teşvik ediyorlar. Bölgedeki durumlar iyileşmiş değil tam tersi kötüleşmiş durumda. DAEŞ’a karşı yürütülen silahlı çatışma söz konusu. DAEŞ mensupları ve aile fertleri kaçmaya başladılar. Hem vize konusunda hem diğer konularda çalışmalar devam etmekte.”
AB yaptırımları...
“Hem Gazprom’daki arkadaşlardan, hem de Akkuyu Nükleer’den ABD ve AB yaptırımlarının bizim projelerimize yönelik nasıl bir olumsuz etkisi olabileceğine yönelik bir araştırma istedim. Türkiye, her zaman bu tarz yaptırımlara karşı olan tutumunu net şekilde ortaya koymuştur. Fakat bu ortamdan faydalanarak bu projelerin iptalini arzu eden kimseler bu ortamdan faydalanmak isteyebilirler. Akkuyu projesi programında devam ediyor ve 2023 yılında ilk reaktörün elektriği üretecek hale gelmesini bekliyoruz.”
Münbiç’teki gelişmeler
Münbiç olayına gelince, belli bir kısmının Rus ordusu tarafından koruma altına alındığı telaffuz edildi. Ciddi konuşmak gerekirse, Türkiye ile Rusya ortak hareket etmesi halinde bunun sinerjisi sonucu meyvesi olarak çok güzel sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
İSTANBUL GÜNLERİ: Görev yaptığım 6 yıl içinde mutlaka zor ve güzel dönemler olmuştur ama hayatımın en mutlu yıllarındandı bu 6 sene.
‘BUGÜN ÖPÜŞÜRKEN YARIN ÇATIŞIYORUZ’
İdlib’in yönetimi ne olacak, orada kim hâkim olacak? Bendeki soruların sayısı, sizdekinden fazladır. İdlib bölgesinde onlarca farklı silahlı gruptan, birbirinden farklı olan değişik dini akımların temsilcilerinden bahsediliyor. İsimleri tartışmalı olan değişik saha komutanları dediğimiz kişilerin mevcut olduğundan bahsediliyor. Dolayısıyla ihtimal değerlendirmesi yapmak çok zor oluyor. Sadece İdlib’de değil, Suriye’nin değişik bölgeleri de çok hassas ve sorunlu. Mesela Suriye’nin doğusunda, kendi jipleriyle gezen DAEŞ’çiler var. İdlib’le ilgili El-Nusra’dan bahsediyoruz ama onların değişik adları var. O kadar çok gruptan oluşuyor ki, bir grupla bugün öpüşürken yarın onunla çatışıyoruz. Olayı bir tıkla parmak şıklatmakla sükûnete kavuşturmak çok güzel olurdu ama, çok fazla aktör ve faktör olduğu için maalesef süreç bazen sekteye uğruyor. İlave zaman, ilave efor, ilave teşebbüs gerekir. Hem İdlib, Deyrezor ve Rakka ile ilgili olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, Rus filminden alıntı yaparak bir cümle kullanmak istiyorum, “Mucize yaratabilecek kapasitede değilim ama daha öğreniyorum, daha ders görüyorum.”