Taner Yıldız canlı yayında açıkladı!

"BU KILIÇDAROĞLU'NUN YALANININ BLGESİDİR"

Kılıçdaroğlu'nun ana kaygısının, Enerji Bakanlığını ve AK Parti Hükümetini söylemleriyle itibarsızlaştırmak olduğunu belirten Yıldız, itibarsızlaştırma kaygılı söylemlerin bir riskinin olduğunu, eğer karşınızdaki kişiye dokunmuyorsa gelip sizi bulacağını söyledi.

Bakan Yıldız, Habertürk TV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı..

"Ben şu anda kendi itibarlarıyla ilgili ciddi bir yara aldıkları kanaatindeyim" diyen Yıldız, Erbil'e inişle ilgili aldıkları izin belgesini dün saat 22.55'te zarfla Kılıçdaroğlu'na itafen gönderdiğini ancak Kılıçdaroğlu'nun, kendisinin gönderdiği zarfı alamayacağını söylediğini ifade etti.

Yıldız, bu nedenle söz konusu izin belgesini basın yoluyla ilettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye bir hukuk devleti. Bir aşiret devleti falan değil. Eğer kendisi öyle görüyorsa... Ben ayrıca kahve ağzını, üslupsuzluğu da hiç katmıyorum. Erbil'e gidecekken Kerkük'e gitmişim yanlışlıklarını da vaka-i adiyeden sayıyorum. Benim öyle bir programım falan yoktu. 3 Aralık'ta bu iznin, hem Merkezi Irak Hükümeti Ulaştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılan muvafakat verildiğine dair yazıdır. Burada diyor ki 'Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın başkanlığındaki Türk delegasyonunun, c 560 tipi bir uçakla gereken iniş izninin verilmesine.' Yani bu, gereken iznin 1 gün önceden alındığına dair belgedir. Burada açıkça belirtiyor. Diyor ki, 'Bu Bakan Erbil'e 4 Aralık'ta gidecektir. Merkezi Irak Hükümeti bu izni vermekten dolayı onur duyar' diyor. Ben bu yazıları alarak yola çıkmışım.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun böyle bir yanlış üzerine, gereksiz sualin lüzumsuz cevabını vermek üzere bu konunun üzerine atlamasını da Türkiye adına üzüntü verici olarak buldum. Bununla ilgili gensoru verilmişti. Bu evrakları grup başkan vekillerine ibraz ettik."

"NEDEN GERÇEKLERE GÖZLERİNİZİ KAPATIYORSUNUZ?"

Bu konuya TBMM genel kurulunda da değindiklerini anlatan Yıldız, "Dün program sırasında bu evrakları tekrar gönderdim, 'alamayız' demişler. Neden gerçeklere gözlerinizi kapatıyorsunuz? Bunlar manşetlerde yayınlandı. Hadi siz bilmiyorsunuz, CHP grup başkan vekillerine bu evrakları verdik. Bizle konuşmuyorsunuz bari niye kendi aranızda konuşmuyorsunuz? Böyle bir komik duruma düşmekten bir genel başkan sakınmaz mı kendini? Bu evrakları tekrar kendisine göndereceğim. Ben AK Parti hükümetlerinin bakanıyım. İzinsiz bir yere gitmiş olamam. Kurumsal hafızasını artı yönde geliştiren AK Parti hükümetleri böyle bir hatayı yapmaz" diye konuştu.

"O İFTİRA, O YALAN YATSIYA KADAR BİLE SÜRMEDİ"

Yıldız, şöyle devam etti:

"Şimdi ben Iraklı kardeşlerimize ne diyeyim? Yani sizin böyle bir evrakınız var, siz yazıyı okumuyor musunuz mu diyeyim? 'Yoksa Iraklı kardeşlerim böyle bir konuyu atlamışlardır, böyle bir yanlışı sehven yapmışlardır' dedim ben. Bunu ben bir devlet ciddiyeti içerisinde söyledim. Bu konuyu bilmediğim için değil. Bu evraklar uçağa bindiğimde de benim elimdeydi. Şimdi ne için Kılıçdaroğlu böyle bir yanlışın üzerine atlar? Ne için Irak'ı savunmak adına Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanını güya tahfif eder? Hafife almaya çalışır? Ama ben o itibarsızlaştırmanın kendisine döndüğünü bu evraklarla beraber söylüyorum. Bu evraklar bir izin kağıdıdır ve resmi yazışmalardır. Altında kaşesi vardır ve Merkezi Irak'ın da dosya numaraları, kayıt numaraları, uçuş numaraları ve kuyruk numaraları ile de Bağdat Büyükelçiliği'ne iletilmiş bir yazıdır.

Şimdi kendi aralarındaki irtibatsızlığı, iletişimsizliği ben vatandaşımız adına hoş göremem. Siz kalkacaksınız bir ulusal televizyonda iftira atacaksınız. O iftira, o yalan yatsıya kadar bile sürmedi biliyor musunuz? Bakın şu anda üzerinden 12 saat geçmedi ve ben bu evrakları açıklıyorum burada. Yazık günah değil mi? Biz muhalefetin de belli bir seviyede olmasını istiyoruz. Ama bu seviyesizliği ben kabul edemem. Bu yalanın evraklarını ben burada sunuyorum. Bu, Sayın Kılıçdaroğlu'nun yalanının evrakıdır. Daha sonra biz oraya yola çıktığımızda, 'biz şimdi izin vermiyoruz' diye yazı gönderiyorlar. O da Merkezi Irak Hükümetinin ayıbıdır. Şimdi ben kalkıp bunları sürdürülebilir bir ilişki için söylemiyorsam, ne için bunu istismar ediyorsunuz? Evrakı da ben gönderdim CHP grup başkan vekillerine. O yüzden dün akşamki konuşmayı sehven yapılmış bir konuşma olarak görmüyorum, kasten ve maksadını aşan bir konuşma olarak görüyorum ve iade ediyorum kendisine."

"(OLİMPİYAT) TOKYO'NUN KAZANMASI VEYA KAYBETMESİNİN NÜKLEER GEREKÇELERE BAĞLANMASI DOĞRU DEĞİL!"

2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nın ev sahipliği hakkının, Japonya'nın başkenti Tokyo'ya verilmesini de değerlendiren Yıldız, kendisinin İstanbul'un kazanacağını düşündüğünü söyledi.

Yıldız, Tokyo'nun kazanmasının veya kaybetmesinin nükleer gerekçelere bağlanmasının doğru olmadığını daha önce belirttiğini hatırlatarak, kazanamamanın, bu emeklerin boşa gittiği anlamına gelmediğini ifade etti.

" (NÜKLEER SANTRAL) ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDİYORUZ"

Nükleer santral çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine de Yıldız, bu konuyla ilgili bugün bir toplantı yapacaklarını bildirdi. Yıldız, nükleer santralleri siyasi hiçbir olaydan etkilenmeyecek tarzda, teknik bir gerçekleştirme olarak gördüklerini kaydetti.

Kendisine hep, "Suriye'de, Rusya ile aynı düşünmüyorsunuz, nükleer santrale bir zarar gelir mi?" diye sorulduğunu aktaran Yıldız, "Ben gelmez diye düşünüyorum. Bununla ilgili teknik çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2019 yılı elektrik üretimiyle alakalı hedeflerimizde şu anda herhangi bir şaşma söz konusu değil" dedi.

"DOĞALGAZA ZAM İDDİALARI

Doğal gaza zam iddialarına da cevap veren Yıldız, şimdiden kendisinin bir şey söylemesinin doğru olmadığını, bunu hem Hazine hem de Maliye Bakanlığı ile beraber görüşüp, öyle belirlediklerini söyledi.

Buna karşın, maliyetlerin arttığının kesin olduğunu dile getiren Yıldız, ham petrolün varil fiyatında ve döviz kurunda yüzde 10'un üzerinde bir artışın olduğunu ifade etti. Yıldız, "Biz dövizle alıp TL ile satan bir yapıdayız. Yani dövizin fiyatının her yükselişi bizi açık pozisyona daha çok sokuyor ve bunun Türkiye'ye bir yıllık maliyeti, bu haliyle devam etse 3 milyar dolar civarındadır. Bu ciddi bir rakam, büyük bir rakam. Bunları biz vatandaşımızın, sanayicimizin, tüccarımızın lehine dengelemeye ve balans etmeye, kendi içimizde o maliyetleri eritmeye çalışıyoruz. Ben bu bölgesel istikrarsızlığın sürdürülebilir olduğu kanaatinde değilim. O yüzden de bu fiyatların sürdürülebilir olmadığına inanıyorum. Yani önemli ve temel bir gerekçem var. Ondan dolayı ben çok kötümser bakmıyorum" şeklinde konuştu.

"MISIR'DAKİ DARBENİN TÜRKİYE'YE 1 AYLIK FATURASI 300 MİLYON DOLAR"

Bakan Taner Yıldız, Mısır ve Suriye'deki gelişmelerin, Türkiye'ye yansıyacak maliyetlerinin sorulması üzerine de bölgedeki olayların, ülkenin maliyetlerine olumsuz yansımalarının elbette olduğunu vurguladı.

Dünyanın petrol üretiminin neredeyse yarısının bu bölgede yapıldığına işaret eden Yıldız, buradaki ticaretin kesintiye uğrayacağı kaygısının tabi ki maliyetleri artıracağını ifade etti.

Mısır'daki darbenin Türkiye'ye 1 aylık faturasının 300 milyon dolar civarında olduğuna dikkati çeken Yıldız, şöyle devam etti:

"Mısır'ın ve Suriye'nin, petrolün ne tüketimine ne de üretimine çok dominant, çok yüksek bir etkisi yoktur ama buna rağmen fiyatları yüzde 10'lar civarında yükseltti. Bu bizim için olumsuz bir durumdur. Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) yaptığı açıklamalar, döviz fiyatlarında olumsuz bir sinerji oluşturdu. Şu anda dolar 2.04'ler civarında. Ham petrol 103 dolardan 113, 115 dolara çıktı. Bunların her birisi bizi olumsuz etkileyen unsurlardır. Bunu gerek kamu gerekse özel sektör olarak, gerek vatandaşımız gerekse sanayicimiz olarak hep beraber ödüyoruz. O yüzden Sayın Başbakanımız yüksek sesle bunu söylüyor. Biz orada hiç bir şey olmamış gibi nasıl davranırız? Bırakın ekonomiyi, önce insani gerekçelerle onlar bizim kardeşlerimiz ve orada bir yangın var. O açıdan bunların olumsuz tesirlerini hep beraber görmek durumundayız ne yazık ki!"