Tarihi Mezarlıkta 407 Adet Mezar Taşı Tescillendi

İslam Alimi Abdulkadir Geylani’nin torunu Seyyid Kutbiddin’in Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan külliyesinin çevresinde yer alan ve kentin Türk-İslam tarihinin en eski mezarlığı olduğu belirlenen alanda 407 adet mezar taşı tescillendi.

İslam Alimi Abdulkadir Geylani’nin torunu Seyyid Kutbiddin’in Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan külliyesinin çevresinde yer alan ve kentin Türk-İslam tarihinin en eski mezarlığı olduğu belirlenen alanda 407 adet mezar taşı tescillendi. Mezar taşlarının bölgede Roma, Selçuklu, İlhanlı, Bizans ve Osmanlı dönemi siyasi gelişmeleri ile sosyo– kültürel olayları yansıttığı belirtildi.

Seyyid Kutbiddin külliyesi ve tarihi mezarlıkta yapılan tescil çalışmalar hakkında bilgi veren Samsun Müze Müdürlüğü’nde görevli Araştırmacı Arkeolog Emine Yılmaz, “Külliyenin ilk kurucusu olan ve adını veren Şeyh Seyyid Kutbiddin, büyük İslâm Alimi Abdülkadir Geylani'nin torunudur. Bölgeye geldiği 12. yüzyılda külliyesini kurduğu ve buradan İslamiyeti yayma çalışmalarını yürüttüğü bilinmektedir. Külliyenin orjinal yapılarının ahşap olması nedeniyle doğal afet veya yangınlar sonucu yok olduğu, mevcut cami, türbe ve mezarlık ise yüzyıllar içinde değişime uğradığı anlaşılmaktadır. Tipik bir Türk-İslam mezarlığı özelliğinde olan Seyyid Kudbiddin mezarlığı zamanın ve olayların getirdiği tüm tahribata rağmen hala mevcudiyetini korumaktadır. Samsun Müze Müdürlüğü denetiminde gerçekleştirilen çalışmaların başlangıcında ortada pek bir şey görünmezken, mezarlığa zarar veren ve zemini saklayan sarmaşık ile çalılıklardan oluşan bitki doku temizlenince yığınlar halinde ya da küçük gruplar şeklinde atıl halde bulunan mezar taşları ortaya çıkmıştır. Çevreye dağılmış rastgele geç dönem mezarlıklara iğreti olarak konulmuş, bir kısmı baş aşağı yerleştirilmiş mezar taşları belgelenmek üzere çalışmaya tabii tutulmuştur. Mezarlığın doğusundan geçen 100.Yıl Bulvarı, Belediye Hamamı, çevre tali yollar ve yapılaşmalar nedeniyle külliye ve mezarlığın mevcut alanı yıllar içerisinde daraltılmış ve daraltma alanlarından çıkan mevcut mezar taşları atıl hale gelmiştir. Bu veriler ışığında gerçekleştirilen çalışmalarla genel tescil kararı dışında; hangi dönemlerde defin yapıldığı, yüzeydeki 2863 sayılı yasa kapsamında kalan mezar taşı toplam miktarının kaç adet olduğuna dair verisi olmayan, Samsun’un Türk-İslam tarihine ait en eski mezarlık olan Seyyid Kutbiddin mezarlığının mezar taşı tasnifi yapılarak dökümü çıkarılmış ve böylece kaybolmaları durumunda aranabilme imkanı oluşmuştur." dedi.

TARİHİ MEZARLIK, SON 50 YILDA DEFİN İŞLEMLERİNE KAPATILDI

Seyyid Kutbiddin mezarlığında yaklaşık 700 yıl defin yapıldığını ve son 50 yılda bölgenin defin işlemlerine kapatıldığını açıklayan Samsun Müze Müdürlüğü’nde görevli Araştırmacı Arkeolog Emine Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Bu süre zarfında İslami anlayışa ters olmadığından belli yıllar gözetilerek definler aynı alanlar üzerine yapılmış ve mezarlıklar birbirine karışmıştır. Mezar taşlarından elde edilen verilerin istatistiki olarak değerlendirilmesinde ateşli hastalık ölümlerinin yoğunluk kazandığı, yine belirli zamanlarda farklı yerlerden göçler alındığı, meslek adları, yer adları, akrabalık ilişkileri, görev yapan devlet erkanı, şehitler, sonradan Müslüman olanlar gibi Samsun'da yaşanan sosyal olaylar hakkında bilgi edinilebilmektedir. Mezarlıkta Hicri 785 tarihinden itibaren defin olduğu, bu tarihin Seyyid Kutbiddin külliyesinin kuruluş yıllarıyla paralellik gösterdiği, çeşitli nedenlerle yüzey altında kalmış olan mezar taşlarıyla bu tarihin daha erkene alınabileceği, toprak yüzeyinde yer yer yanık izleri görülmesinden 1860 yılında meydana gelen büyük Samsun yangınından etkilendiği, mezar taşlarının zarar gördüğü, bitki dokusunun yandığı,1869 yılı kent yangınında evleri yanan halkın sağlam kalan eşyalarını mezarlık içinde muhafaza ettiği, 1910 yılında bölgede yeni bir yangın olduğu, en son yangının ise 2003 yılında yaşandığı müze arşivlerinden anlaşılmaktadır. 1915 yılında Rus savaş gemilerince dört kez topa tutulan ve büyük zarar gören Samsun'daki tahribattan Seyyid Kutbiddin mezarlığının da pay aldığı, 1922 yılında kentin Yunanlılarca bombalandığı, mezarlığın bu bombalama olaylarından çok etkilendiği, küçük parçalara ayrılarak savrulmuş mezar taşı parçalarından anlaşılmaktadır. Bölgede yaşayan azınlıkların 1919 olaylarında Wilson ilkelerinden faydalanmak üzere kentteki Türk ve Müslüman halkı kışkırtmak amacıyla İslami eserlere zarar verdiği de bilinmektedir. Külliye ve mezarlıkta elde edilen verilerden Anadolu’nun içinde bulunduğu siyasi ve sosyal durumun zamana göre Samsun'a yansımaları takip edilebilmektedir."

MEZAR TAŞLARI, TARİHE IŞIK TUTUYOR

Tarihi mezarlığın taşlarında yer alan kabartmalar ile o dönemde yaşayan ve hayatını kaybetmiş kişilerin ölüm nedenleri hakkında bilgi edinebildiğini söyleyen Araştırmacı Arkeolog Emine Yılmaz şunları kaydetti: “Kent tarihindeki önemli afet ve salgınlar incelenerek mezar taşlarından elde edilen paleografik veriler ışığında ölüm nedenlerinin değerlendirilmesi de amaçlanmıştır. Önemli seller ile savaş gibi afet ve olaylar sonrası ortaya çıkan ateşli hastalıklar sonucu oluşan can kaybı yoğunluğu ile aynı dönemlere tarihlenen mezar taşı kitabelerindeki ateşli hastalık ibarelerinin yoğunluğu örtüşmektedir. Bu duruma örnek olarak İl yıllığı kayıtlarından 1915 ve 1925 yıllarında olduğu bilinen ateşli hastalık salgınında meydana gelen can kaybının Seyyid Kutbiddin mezarlığına yansıması bu yıllardaki definlere ait mezar taşlarında rastlanan 'Yaktı yandırdı vücudum / Derde deva bulmadım'' ve benzeri ibareler şeklinde olup, örnek artırılabilir. İstatistiki verilerde sunabilen Seyyid Kutbiddin mezarlığı ile kent tarihi birbirinin ayrılmaz parçası olup kent sosyolojisi ve kültürü yönünden yazılı belge özelliği taşımaktadır. Bu özelliği ile de gerek Samsun kültürü içerisinde gerekse sanat tarihi bilimi içerisinde hak ettiği konuma getirilmelidir. Seyyid Kutbiddin mezarlığında estetik açıdan Roma, Selçuklu, İlhanlı, mahalli beylikler, moğol istilası, Bizans ve Osmanlı dönemi siyasi gelişmeleri ile sosyo – kültürel olayların tarihi, edebi ve el sanatı üsluplarıyla yoğrulan mezar taşlarında motiflendirildiği izlenebilmektedir. Bozkır sanatının kendine özgü motifleri, Uygur sanatının yüzyıllar sonrasına taşınan sembolleri, aktarımlarla Selçuklu sanatının grift, geometrik ve bitkisel öğeleri, Osmanlı’nın klasik ve Avrupa etkili betimlemeleri ile mahalli unsurların kendine has özellikleri mezar taşlarında kültürel zenginliğin hüküm sürdüğünü göstermektedir. Motiflerin ve canlı tasvirlerinin İslami inançla barışık hale gelebilmesi için stilize edildiği ve eğri kesim tekniğinin taş işleme sanatına ustaca uyarlandığı gözlenmektedir.”

Seyyid Kutbiddin külliyesi ile tarihi mezarlığın yakın bir tarihte restorasyon işlemlerine başlanacağı bildirildi. CİHAN