15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen adli soruşturmada yavaş yavaş sona gelindi.
Bu hafta içinde mahkemeye teslim edilmesi beklenen ana davanın ilk iddianamesinde, diğer davaların da gidişatını etkileyecek önemli bir rapor da yer alıyor.
Hatırlanacağı üzere, 15 Temmuz gecesinde hem Genelkurmay karargâhında hem de Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik operasyon için hareket eden FETÖ’cü askerler, ifadelerinde “tatbikat yapılacağı/yapıldığı” gerekçesini öne sürdüler.
Darbeden haberleri olmadığını iddia ettiler.
Darbe girişiminde yer alan sanıkların savunmalarını inceleyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı önemli bir adım attı.
Başsavcılık, Genelkurmay Başkanlığı’na resmi yazı yazarak “tatbikatların nasıl yapıldığını, bu konudaki usul ve esasların neler olduğunu” sordu.
Genelkurmay Başkanlığı, savcılığın bu talebine geçtiğimiz günlerde 4 sayfalık bir yanıt gönderdi.
Aynı zamanda “bilirkişi raporu” niteliğindeki bu değerlendirmede, TSK’da eğitim tatbikatlarının nasıl yapıldığı, hangi usul ve esasların geçerli olduğu detaylarıyla yer aldı.
Rapora göre, TSK’daki tatbikatlar “eğitim” amacıyla icra ediliyor.
Tatbikatlar için en az 10-15 gün arasında hazırlık süreci var.
Tatbikatlarda görevlendirilecek TSK personeline görevlendirme tebligatları yapılıyor.
Tatbikatlardaki alarm durumları için görevli personele kapalı zarf içinde talimatlar iletiliyor. İletişim genel olarak telsiz ve e-postalarla sağlanıyor. Telefonlar izinle kullanılıyor.
Kabaca bu esas ve usullere göre yapılan TSK eğitim tatbikatlarındaki unsurların hiçbiri, darbeci askerlerin tatbikat savunmasıyla örtüşmüyor.
Savunmalara göre tatbikatlar, tebligat olmadan, hazırlık süreci yapılmadan, kapalı zarfla bilgi verilmeden, birkaç gün öncesinden sözlü bilgi verilerek yapıldı.
Ancak Genelkurmay’dan gelen bilirkişi raporu, bu savunmaları boşa çıkartacak nitelikte.
Genelkurmay Başkanlığı’nın bu raporu, tatbikat gerekçesine sığınan darbeci askerlerin mahkemede karşılarına çıkacak.
Bu raporun bir başka önemi ise Marmaris’teki yargılama başta olmak üzere ülke genelindeki mahkemelere ve savcılıklara da gönderilecek olması.
Böylece sanıkların tatbikat savunması etkisiz ve geçersiz kalacak.
Önemli ifade
16 Temmuz sabahından itibaren darbe soruşturmasında çok sayıda TSK personelinin “tanık” veya “sanık” olarak ifadesini alan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianameye son noktayı koymadan hemen önce önemli bir ifade daha aldı.
Darbenin kritik isimlerinden Tuğgeneral Mehmet Dişli’nin yanında yer alan Genelkurmay Başkanlığı amiral ve general şube müdürü eski albay Cemil Turan, Cuma günü Ankara Adliyesi’ndeydi.
Darbeyi gerçekleştirmeyi planladıkları anlaşılan Yurtta Sulh Konseyi adlı yapı içinde yer aldığı anlaşılan Turan, soruşturma savcılarına bir kez daha “sanık” sıfatıyla ifade verdi.
Turan’ın ifadesi, darbe girişiminden hemen önceki zaman dilimiyle ilgili verdiği bilgiler nedeniyle savcılık tarafından önemsendi.
Aynı zamanda iddianameye girecek ifadesinde Turan, darbe girişiminin erkene alınmasını anlatırken, “30 Ağustos’taki Yüksek Askeri Şur’a öncesinde İzmir ve Ankara savcılıklarından gelen isim listeleri vardı. Bu listelerdeki isimlerin YAŞ’ta tasfiye edileceği konuşuluyordu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın karargâha geldiği duyuldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak’ı Kara Havacılık Okulu’na denetleme için gönderirken yanlarında askeri yargı mensuplarını da oraya gönderdi. Savcılıkların isteğiyle toplu gözaltı işlemi yapılacağı düşünüldü. Bu nedenle hareket erkene alındı” bilgisini verdi.
Böylece, savcılık akıllardaki soru işaretlerinin giderilmesi için son ana kadar çaba harcadı.
Bu kapsamda önemli bir gelişme daha var.
Ancak herhangi bir yanlış anlamayı önlemek adına iddianamenin kamuoyuna açıklanmasına kadar bu gelişmeyi bekletiyorum.
6 bin ev arandı!
Soruşturma zorluydu, sadece Ankara’daki soruşturma kapsamında 6 bine yakın ev ve işyerinde arama yapıldı.
Darbe girişimcilerinin eylemlerini ve bağlantılarını çözmek amacıyla büyük kısmı Ankara olmak üzere ülke genelindeki adreslerde yapılan aramalarda pek çok dijital delile el konuldu.
Ankara polisi, darbeci askerlerin hem karargâhlardaki odalarında hem de evlerinde aramalar yaparak suç delillerine ulaşmaya çalıştı ki, şimdiye kadar ülke genelinde hiçbir soruşturmada bu kadar arama ve el koyma işlemi yapılmamıştır.
Anayasal Düzene Yönelik Suçlarla Mücadele Bürosu’ndan sorumlu başsavcı vekili Necip Cem İşçimen’in koordinesinde devam eden soruşturmaya önceki Başsavcı Harun Kodalak da büyük emek vermişti. Kodalak’tan görevi devralan yeni Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman da iddianame çalışmalarında oldukça hassas.
Zira, darbe girişimi yargılaması, Türkiye’nin tarihindeki karanlık bir sürecin aydınlatılması ve yaşananların gelecek kuşaklara eksiksiz aktarılması için çok önemli.