Tavas´tan Dünyaya Efe Kıyafetleri İhraç Ediyor

Denizli'nin Tavas ilçesinde, 120 metrekarelik işyerinde 50 yıldır kostüm diken Yaren Efem Konfeksiyon'un sahibi Mehmet Urlu, dünyaya efe ve zeybek kıyafetleri ihraç ediyor.

Denizli'nin Tavas ilçesinde, 120 metrekarelik işyerinde 50 yıldır kostüm diken Yaren Efem Konfeksiyon'un sahibi Mehmet Urlu, dünyaya efe ve zeybek kıyafetleri ihraç ediyor. Çocukken bir terzinin yanında çırak olarak mesleğe başlayan Urlu, 25 yıl terzilik yaptıktan sonra kostüm dikimine yönelmiş. Urlu, zeybek ve efe kıyafetlerinin kalitesiyle dikkat çekince çalışma alanını genişletip Türkiye'nin bütün yörelerine ait halk oyunları gruplarının kostümlerini dikmeye başlamış. Küçük dükkânında ürettiği kostümlerle tanınan Urlu'nun efe ve zeybek kıyafetleri Almanya, Avusturya, Suudi Arabistan, İsviçre, Hollanda ve ABD'den bile alıcı buluyor.

Efe elbisesi dikmenin kolay bir şey olmadığını ifade eden Mehmet Usta, "Bunun çeşit çeşit motifleri var. O motifleri yerine oturtacaksın, beğeniye sunacaksın. Eğer tutarsa, beğenirlerse devam edersin, yoksa bir daha değiştirmeye kalkarsın, çünkü bunlar Osmanlı motifi olduğu için marka da alamıyorsun. Kendim çiziyorum motifleri ama marka almaya gerek duymuyorum, zira çok desen var. Osmanlı deseni dünyaca meşhur her tarafta onun için şimdiki yaptığımız kostümlerde desen de tutuldu." diyor. Diktikleri kıyafetlerle bir kültürü yaşatmaya çalıştıklarını dile getiren Urlu, "Allah'a şükür, ince eleyip sık dokuya dokuya dünya markası olduk. Türkiye'nin her yerinden sipariş geliyor. Fransa'dan Avusturya'dan, Almanya'dan, Arabistan'dan geliyor. Diktiğim kıyafetlerle halk oyunu yarışmasına katılan ekiplerin bazıları dünya şampiyonu oldu." diye konuştu.

"EFELİK EFENDİLİKTİR"

Sadece Zeybek değil bütün yörelerin kostümlerini diktiğini vurgulayan Mehmet Urlu, efeliğin efendilik olduğunu, gerçek efenin kanunlara değil, zorbalara karşı durduğunu ifade ediyor: "Namusa, mala, cana kastetmez efe. Bu güzel huylarından ötürü bütün köylü halkı, efelere maniler yakmışlardır, çok severler efeleri. Artık şimdi o efelikler de bitti." Türkiye'de ve Avrupa'daki bütün dernek ve okullara, sipariş gelmesi halinde dikim yaptıklarını ifade eden Urlu, kumaşların orijinal olmasına dikkat ettiklerini, desenleri ise tarih kitaplarından bulduğunu anlattı: Çok araştırıyoruz. İki kişi, üç günde bitirebiliyoruz. Bir takım elbiseyi, tamamen orijinal olarak yapmaya çalışıyoruz. Bu işe aslında 'Frenk terziliği' deniyor."
CİHAN