TCMB: Sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir

TCMB PPK Özeti: Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir.

İstanbul

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK) 22 Haziran'da gerçekleştirdiği PPK toplantısına ilişkin yayımlanan özette, enflasyonun 2023 yılında bir miktar yükseldikten sonra parasal sıkılaştırmanın birikimli etkilerinin devreye girmesiyle gerileyerek önce tarihsel ortalamalara, sonra da orta vadeli hedefe kademeli olarak yakınsayacağının öngörüldüğü aktarıldı.

Özette, kredi genişlemesi, maliyet baskıları ve döviz kuru gelişmelerinin enflasyon üzerindeki baskıların artabileceğine işaret ettiği belirtilerek, "Enflasyon beklentilerindeki mevcut seyir ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma, enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır." değerlendirmesine yer verildi.

Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin yüzde 29,84'ten yüzde 30,65'e, gelecek 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin yüzde 17,74'ten yüzde 18,12'ye çıktığı vurgulanan özette, 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin ise yüzde 8,22'den yüzde 8,07'ye indiği hatırlatıldı.

Özette, Kurul'un, para politikası kararıyla birlikte kredi büyümesi ile kredi ve mevduat faizlerine ilişkin tespitlerde bulunduğu aktarılarak, "Finansal istikrar perspektifiyle, duyarlılık analizleri yapılarak bankacılık sisteminin politika faiz oranlarındaki artışlara karşı güçlü ve dayanıklı olduğu değerlendirilmiştir." denildi.

Kredi büyümesinin iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturduğu ifade edilen özette, şunlar kaydedildi:

"16 Haziran 2023 itibarıyla 2022 yılı sonuna kıyasla bireysel kredi bakiyesi; kredi kartlarında yüzde 65,7, taşıt kredilerinde yüzde 63,1, ihtiyaç kredilerinde yüzde 27, konut kredilerinde yüzde 21,3 olmak üzere toplamda yüzde 38,1 oranında artmıştır. Diğer taraftan, son PPK döneminden bu yana ihtiyaç kredi büyümesi yavaşlamıştır. Bu gelişmede kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamının genişletilmesi ve var olan düzenlemeler nedeniyle mevduat faizlerindeki artış etkili olmuştur. Kredi ve mevduat faizleri ile politika faizi arasındaki fark bir önceki PPK döneminde artmıştır. 16 Haziran 2023 haftası itibarıyla sektördeki ortalama ihtiyaç kredisi (KMH hariç) faizleri düzenleme öncesi döneme göre 749 baz puan artarak yüzde 41,7 seviyesine yükselmiştir. Türk lirası ticari kredi faizleri yatay bir seyir ile yüzde 14,7 olarak gerçekleşmiştir. Mevduat faizi önceki PPK döneminden bu yana 674 baz puan artışla yüzde 30,3'e yükselmiştir. Kur Korumalı Mevduat hesaplarında faiz üst tavanının kaldırılmasının yukarı yönlü etkisi devam etmektedir. Bu çerçevede Kurul, parasal sıkılaştırma ile birlikte mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçevenin sadeleştirilmesi süreciyle piyasa mekanizmalarının işlevselliğinin artırılması gerekliliğini değerlendirmiştir."

"Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür"

Özette, Kurul'un, politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyeceği vurgulanarak, "Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrarı ve özellikle finansal istikrarı tehdit ettiğine dikkat çekilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, adımları gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen bir parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanmasına karar vermiştir. Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür." denildi.

Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 8,5'ten yüzde 15 düzeyine yükseltildiği bildirilen özette, "Kurul alınan bu kararı, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için başlatılan parasal sıkılaştırma sürecinin ilk adımı olarak öngörmektedir." değerlendirmesine yer verildi.

Kurul'un, parasal sıkılaştırma sürecinin makroekonomik ve finansal koşullar üzerindeki etkilerine dair analizleri incelediği kaydedilen özette, faiz artırım senaryolarının enflasyon, kredi büyümesi, kredi ve piyasa faizleri, ekonomik aktivite, beklentiler gibi anahtar makroekonomik değişkenler üzerindeki etkileri ile bankacılık stres testlerinin değerlendirildiği belirtildi.

"TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek"

Enflasyon görünümünün bu doğrultuda yeni adımların atılmasını gerekli kıldığı aktarılan özette, "Enflasyon ve enflasyon eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir." ifadeleri kullanıldı.

Özette, Kurul'un, hedeften oldukça uzaklaşan enflasyonun para politikasının etkin kullanımını gerektirdiği tespitinde bulunduğu vurgulanarak, parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması ile para politikasının etkinliğinin artacağı belirtildi.

Kurul'un, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçevenin makro finansal istikrarı destekleme konusunda zayıf kaldığı ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini olumsuz etkilediği tespitlerini yaptığı kaydedilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Bu doğrultuda söz konusu çerçevede sadeleşme politikası benimsenmiştir. Mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeve, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirilecektir. Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir. Sadeleşme sürecinde dönüşümün hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılacaktır. Bununla birlikte fiyat istikrarının sürekliliğini sağlamak hedefiyle, TCMB cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımları desteklemeye devam edecektir."

Özette, Kurul'un, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edeceği bildirildi.

Özette, küresel enflasyon düşerken, halen uzun dönem ortalamalarının üzerinde seyrettiği aktarıldı. Son 10 yıllık dönemde ortalama enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleştiği hatırlatılan özette, 2023 yılında enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,3 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 8,1 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği kaydedildi.

Özette, emtia fiyatlarında geçen yılın ortasından itibaren başlayan gerileme eğiliminin sürmekle birlikte Emtia Fiyat Endeksi'nin mevcut seviyesinin, son 10 yılın ortalamasının yüzde 23,2 üzerinde olduğu vurgulandı.

Endeksin geçen yıl haziran ayında ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 29,4 gerilediği bildirilen özette, ''Benzer şekilde geçen yıl nisan ayında ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 22,0 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi, son 10 yılın ortalamasının yüzde 14,3 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır. 2023 yılında ABD ve Avro Bölgesi'nde yıl sonu enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,0 ve yüzde 3,8 iken, çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 4,3 ve yüzde 5,1 seviyesindedir." denildi.

Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyelerinin küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima ettiği, bu nedenle bütün dünyada merkez bankalarının enflasyonu düşürmeye yönelik tedbirler aldığı belirtilen özette, takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankasının son 16 ayda toplamda 123 toplantı yaptığına, bu toplantıların 89 tanesinde politika faizlerinin artırıldığına dikkati çekildi. Özette, aynı dönemde takip edilen 15 gelişmekte ülke merkez bankasının toplamda 182 toplantı yaptığı, bu toplantıların 97 tanesinde politika faizlerinin artırıldığı bildirildi.

Uygulanan para politikasının sonuçlarının finansal koşullara da yansımaya başladığı, merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurgularının güçlendiği aktarılan özette, küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen görece güçlü talep ve iş gücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği vurgulandı.

Özette, Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan Küresel Büyüme Endeksi'nin bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla yatay görünümünü sürdürdüğü kaydedildi. Endeksin, 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranının ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,3 puan üzerinde yüzde 1,6 düzeyinde olduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

"Bununla birlikte 2022 yılında söz konusu endeksin yüzde 3,5 büyüme oranı ile kıyaslandığında dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlenmektedir. Küresel PMI endeksleri hizmet sektöründe faaliyetin gücünü koruduğuna, imalat sanayinde ise eşik değerin hemen altındaki yatay seyrin devam ettiğine işaret etmektedir. Mayıs ayı itibarıyla yılın ikinci çeyreğinde küresel hizmetler PMI endeksi ilk çeyreğe göre 3,1 puan artarak 55,4 düzeyine erişmiş, imalat sanayi PMI endeksi 0,1 puan artarak 49,6 olmuştur. Bileşik PMI göstergelerine bakıldığında, mayıs ayında endeksin küresel düzeyde nisan ayındaki seviyeye kıyasla 0,2 puan artışla 54,4 olduğu, gelişmiş ülkelerde 53,7 seviyesinde yatay seyrettiği, gelişmekte olan ülkelerde ise 0,7 puan artışla 55,6'ya yükseldiği gözlenmiştir. Çin'de bileşik PMI göstergesi nisan ayına göre 2 puan artışla 55,6 düzeyinde gerçekleşirken, mayıs ayında endeks gerek imalat gerek hizmetler sektöründe 50 eşik değerinin üzerinde bulunmaktadır. Bununla birlikte salgın önlemlerinin gevşetilmesi sonrası hizmetlerdeki toparlanmanın daha belirgin olduğu gözlenmiştir. Diğer taraftan, gelişmiş ülke ekonomilerinde finansal koşulların etkisiyle iktisadi faaliyetin yavaşlayacağına yönelik beklentiler sürmektedir. Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarından Avro Bölgesi'nde imalat PMI endeksi mayıs ayında 44,8 ile pandemiden bu yana en düşük düzeyine gerilemiştir."

"Ülkemizde enflasyon halen yüksek seviyesini korumaktadır"

Özette, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının haziran ayında, iyileşen risk algısına bağlı olarak devam ettiği bildirildi. Yılbaşından mayıs sonuna kadar hisse senedi piyasalarına yaklaşık 46,4 milyar dolar fon girişi olurken, borç senetleri piyasalarından yaklaşık 4,3 milyar dolar fon çıkışı yaşandığı aktarılan özette, haziran ayında ise 8,3 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 9,2 milyar dolar fon girişinin gerçekleştiği kaydedildi.

AA