Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü köşesinde, Korgeneral Abidin Ünal ile ilgili ilginç bir iddiada bulundu. İddiada Korgeneral Ünal’ın Balyoz Davası’nın Yargıtay’daki temyiz duruşmasına katıldığı gerekçesiyle Hava Kuvvetleri Komutanı olamadığı belirtildi.
İşte Abdülkadir Selvi’nin yazısı…
ŞURADA YAŞANANLAR
Her Yüksek Askeri Şura toplantısı kendi sürprizini de içinde barındırıyor.
Genelkurmay Başkanı adayı ya da kuvvet komutanlığı için en şanslı aday olarak şuraya girip, emekli olarak çıkmak mümkün.
Ama bu aktaracağım olay neredeyse türünün son örneği.
Türk Silahlı Kuvvetleri bir süredir cuntalara, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi darbe suçlarına bulaşmış isimlerle ilişkisini kesmeye çalışıyor.
Darbelerle, darbecilerle anılan bir kurum olmaktan çıkmaya çalışıyor.
Şurada darbe suçlarından dolayı yargılanan 22 generalin TSK ile ilişkisi kesildi.
TSK kurum olarak ilişkisini kesiyor ama bazı generaller buna gerek duymayabiliyor.
Tabii her tavrın insana çıkardığı bir sonuç var.
Hava Kuvvetleri Komutanı olması beklenen Korgeneral Abidin Ünal'la ilgili durum da bunun bir örneği.
Hem de son güne kadar Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın en güçlü adayı olup, orgeneral dahi olamamak gibi bir örnek.
Abidin Ünal isminin benim meslek hayatımda ayrı bir önemi var. Çünkü mesleki olarak en büyük hatalarımdan birini Abidin Ünal'la ilgili bir haberde yapmış ve bunu paylaşmıştım.
Siyasi irade Mehmet Erten'in, Hava Kuvvetleri Komutanı olmasına sıcak bakmıyordu.
Erten'in ardından en kıdemli isim olan Abidin Ünal'ın korgenerallikte bekleme süresi ise dolmamıştı. Ancak araştırma yapılmış, daha önce korgeneral rütbesiyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapan isimler olduğu tespit edilmişti..
Ben de bu bilgiler doğrultusunda Abidin Ünal'ın Hava Kuvvetleri komutanı olacağını yazmıştım. Ama son gün Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve kuvvet komutanları toplu olarak istifa edince siyasi irade ayrıca Mehmet Erten riski almak istememişti. Bu durumda ben de mesleki anlamda ters köşeye yatmıştım.
Bu kez Mehmet Erten sorunu yoktu. Abidin Ünal ise banko gözüküyordu. Aslında son güne kadar da bankoydu.
Ancak dosyası son kez gözden geçirilirken, Balyoz Davası'nın Yargıtay'daki temyiz duruşmasına katıldığı, ayrıca gazetecilere açıklama yapıp, 'İnsani, vicdani ve ahlaki olarak görevimi yapıyorum. Bundan dolayı (YAŞ'ta) önüm kesilecekse kesilsin. Bu benim için onur olur' dediği ortaya çıktı.
Genelkurmay Başkanı Özel'in, askerlik mesleği gereği muvazzaf subayların Ergenekon ve Balyoz gibi darbe davalarından uzak durmaları yönündeki talimatını bile bile bunu yapması, dosyasının yeniden değerlendirmeye alınmasına neden oldu.
Korgenerallikte bekleme süresi 1 yıl uzatıldı, korgenerallikte bekleme ihtimali yüksek olan Akın Öztürk ise orgeneralliğe yükseltilerek Hava Kuvvetleri Komutanı oldu.
Bu arada 6 ay önce kulislere görevinden istifa ettiği haberi yayılan Hava Kuvvetleri Komutanı Mehmet Erten son anda bir hamle yapıp, generallikte 1 yıllık bekleme süresini doldurmak istediğini bildirdi.
Tabii ki '6 ay önce istifa ediyordun şimdi niye kalıyorsun' denilmedi. Türkiye bir hukuk devleti. Uludere gibi bir faciadan sonra daha fazla o görevde kalamazdı. Bana göre fazladan bile kaldı. Uludere'yi Başbakan'a ve Genelkurmay Başkanı'na bildirmeyen bir komutan olarak derhal emekliye sevk edilmesi ve yargılanması gerekiyordu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinden alındı, YAŞ üyeliğine atandı. Ağustos 20-25 arasında ise emekliye sevk edilecek.
Şuranın sürprizi Kara Kuvvetleri Komutanlığı bekleyen Jandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu'nun emekliye sevk edilmesi oldu. Balyoz yargılamaları sırasında ifade veren ve darbe Plan seminerinin altında imzası bulunan Kalyoncu'nun emekliye sevk edilmesi konusunda Çankaya-Hükümet ve Genelkurmay arasında tam bir mutabakat söz konusuymuş. Şuranın başından beri hiçbir tereddüt yaşanmamış.
O nedenle, 'Kalyoncu Kara Kuvvetleri Komutanı yapılmazsa istifa ederiz' tehdidine pabuç bırakılmamış!
Doğru tavır bu. Türkiye böyle normalleşecek.