Mısır’ın başkenti Kahire’de Rabiatül Adeviye ve Nahda meydanlarında 600’den fazla kişinin ölümüne yol açan müdahalenin ardından olayların merkezi dün ve önceki gün Ramses meydanıydı. Meydanda gösteri yaparken güvenlik güçlerinin ve baltacı denilen grupların saldırısına uğrayan 700 kadar kişinin sığındığı El Fetih Camisi dün bir operasyonla boşaltıldı. Güvenlik güçleri camiden çıkardığı eylemcileri baltacılardan korumak için havaya ateş açmak zorunda kaldı. Camide yaklaşık 24 saat mahsur kalan TRT muhabiri Metin Turan ve AA muhabiri Hiba Zekeriya’nın operasyondan sonra gözaltına alınıp devrik diktatör Hüsnü Müberak’in konulduğu Tora Cezaevine nakledildiği öğrenildi. Kahire Büyükelçiliği iki gazeteci hakkında resmi bilgi almak için Mısır makamlarıyla temasa geçti. TRT ise, Kahire muhabirinin durumu hakkında bilgi alınabilmesi için uluslararası medyaya ortak girişim başlatılması çağrısında bulundu. Hürriyet’in müdahale öncesi cep telefonundan ulaştığı Metin Turan yaşananları şöyle anlattı:
İKİ SUÇLAMA:
Camide bulunan göstericilerden bazılarının Özbekiye karakoluna saldırdığı ve Ramses Meydanı’nda kamu şirketine ait bir binanın yakılması ile ilgileri olduğu söylendi. Caminin etrafı baltacılar, zırhlı araçlar, polis ve keskin nişancılar tarafından çevrildi.
İSTEYEREK KALMADIM:
Caminin içinde olanları görüntülemek için buraya geldim. Twitter’da benim neden orada olduğumu sorgulayanlar var. Ben içeride görüntü alırken bir anda ortalık karıştı ve caminin kapıları kapatıldı. Ben isteyerek kalmadım, mahsur kaldım.
BALTACILAR KAPIDA:
Dışarı çıkmak mümkün değil. Cami kapısının önü ‘Baltacılarla’ sarılmış durumda. Caminin bir tarafı ve arkası zırhlı araçlarla, bir diğer tarafı da polisle çevrilmiş durumda. Civardaki binaların üzerlerinde de keskin nişancılar var. İki kişi çıktı, önce Baltacılar tarafından ölesiye dövüldü, sonra da gözaltına alındılar.
TAVŞAN GİBİ AVLIYORLAR:
Dışarıda hareketlilik olduğu zaman caminin pencerelerinden bakıyoruz. İnsanlar kaçışıyor. Sanki tavşan avlanıyor gibi insanların üzerine ateş açılıyor. El Cezire televizyonu da camide mahsur kalan insanların serbest bırakılmaları için çağrı yapıyorlar, buraya dışarıdan insanlar gelsin bizleri kurtarsın diye. Ama bu şartlar altında dışarıdan insanların camiye girebilmeleri mümkün değil!”
"İSMİMİ KOLUMA YAZDIM"
“ Kurtulmak için dua ediyoruz” diyen Metin Turan şöyle devam etmişti: “Aç susuz bekliyoruz. Cami içinde iki tane priz var. Telefonları şarj etmek için kuyrukta bekliyoruz. Ne olur olmaz diye ben de koluma ismimi ve haber verilecek telefon numaramı Türkçe, Arapça yazdım. Herkes aynı şeyi yapıyor.”
Bu konuşmadan saatler sonra camiye müdahale haberi geldi, en son öğle saatlerinde görüştüğümüz Metin Turan ile irtibat kesildi. Nihayet gece, El Fetih Camisi’ndeki gazetecinin tutuklandığı haberi geldi.
El Fetih Camisi’ne sığınanlar ile camiyi kuşatan güvenlik güçleri uzun süre pazarlık yaptı. Hatta bu pazarlığın anlaşmayla sonuçlandığı ileri sürülüyordu. Ancak Cami’nin minaresinden kimliği belirsiz kişilerce açılan ateş durumu değiştirdi. Güvenlik güçlere ateşe yanıt verirken operasyon emri verildi. Polis Cami’nin mescidine açılan kapılara yapılan barikatları yıktı ve içeri çok sayıda göz yaşartıcı bomba attı. Bu müdahale cami içinde paniğe yol açtı. Ardından cam içinden silah sesleri yükseldi. Baskın sırasında cam içinde bulunanlar caminin içinden minareye giriş olmadığını ve camidekilerin elinde silah bulunmadığını savundu. (hürriyet)