Kara Kuvvetleri'nin nehir geçiş harekatında amfibi araçların suyun karşısına geçme süresi Türk yapımı yüzer dozerle kısaltılarak, harekatın başarı oranı yükseltildi.
Hem karada hem de suda ilerleyebilen araç, su kıyısında adeta bir kunduz gibi çalışmasıyla dikkati çekiyor. Onun bu özelliği harekat sırasında başka bir iş makinesine ihtiyaç duyulmasını ortadan kaldırıyor. Kunduz, harekat sırasında nehirle karşılaşan birliklerin hız kesmemesi için, nehrin karşı iki kıyısının eğim, genişlik, toprak sertliği ve yüzey düzgünlüğü gibi özelliklerini, birlikteki araçların kabiliyetlerine göre uygun hale getiriyor. Daha önce benzer amaçla kullanılan araçlardan yüzme kabiliyeti ve karada nakliye için başka araca ihtiyaç duymamasıyla ayrılan 20 tonluk araç, dünyada aynı görev için tasarlanan araçlar arasında en moderni olarak gösteriliyor.
İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşı Esat Esen, Kunduz'un dozer bıçağı, kazıma bıçağı ve diğer eklentileriyle kazıma, kürüme ve düzeltme gibi işlemleri kolaylıkla gerçekleştirebildiğini ifade ederek, en önemli avantajının karada ve suda hareket edebilmesinin olduğunu söyledi.
Envantere 2013 yılında giren aracın Türk mühendisleri tarafından milli sermayeyle Türkiye'de üretildiğine dikkati çeken Yüzbaşı Esen, "Bu özelliğiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve ordumuz açısından ayrı bir gurur kaynağıdır" dedi.
Yüzeydeki kısa mesafeli açıklıklar da kara birliklerinin hareketi için engel oluşturuyor. Bu engellerin aşılması için ise "zırhlı araç aşırma köprüsü" kullanılıyor. Kayseri'de üretilen Alman patentli köprü aracı, kısa mesafeli engel karşısında bir kaç dakika içinde köprüye dönüşerek, birlikteki araçların engele takılmadan geçişini sağlıyor.